Ona hiç “Parmak biraz kaçınca oruç bozulur mu hocam?” gibi sorular sormadık...
Bize İslam felsefesini, asr-ı saadeti, tasavvufu, inanç ve mantığı, iman sömürüsünü, İslam sosyolojisini anlattı...
Arada “Peki hocam, doktor dereceyi soksa bozulur mu?” diye sorsak...
Kızardı...

*

Benim hocam senin hocan gibi değildi...
Cebinde külah, elinde tespih, sırtında kara cübbe olmazdı...
Ama konuştuğu zaman profesörler, aydınlar, yazarlar, bilim adamları, siyasetçiler ağzının içine bakardı...

*

“Günah örtü ile örtülmez” derdi hocam...
“Din akıl mantık işi değildir” diyenlere “Din akıl mantık işidir” derdi...
Senin gibi bağnaz...
Cahil...
Yobaz değildi...

*

Burası önemli:
Din adına işlenen bunca suça, bunca rezalete, bunca utanmazlığa rağmen; aydın ve bilinçli insanlar hâlâ Müslümansa, Yaşar Nuri Hoca onlara gerçeğini anlattığı içindir...
Anladın mı ne dedik?..
Anlamak işine gelmediyse, hocam şöyle derdi:
“Eşek olsa anlardı...”

*

Sosyal medyaya baktım dün; bir ölmüşün arkasından yapılacak ağır hakaretler, aşağılamalar, küfürler vardı...
Yobazlar onu sevmediler...
Hırsızı sevdiler...
Düzenbazı sevdiler...
Sahtekarı sevdiler...
İnsanları yakanları sevdiler...
Çocuklara tecavüz edenleri sevdiler...
Ama onu sevmediler...
Çünkü ilkel insanın tahammül edemediği şeydir o; medeni adamdı...

*

Mukayese et şimdi senin imamla:
4 dil bilirdi...
Farsça, Arapça, Fransızca, İngilizce eserler yazdı...
Fransa’da, Amerika’da, Almanya’da ders verdi...
Kütüphanesinde 7 bin kitabı vardı...
Böyle olunca; tabii ki yobaza battı...

*

Bu ülkenin aydınlık insanları ile birlikte uğurluyoruz onu...
Nur içinde yatsın...
Hocam, adam gibi adamdı...