Masaya sürecek daha fazla para kalmadı. Bu parayı yaratabilmek adına Varlık Fonu kuruldu. O da bugünden yarına para yaratamaz.
Sahi ne iş yapıyor Varlık Fonu? Bugüne kadar icraatlarından haberdar olanımız var mı? Yoksa bunca ay geçti daha hiçbir şey yapmadı mı? Örtülü ödenek gibi bir şeyler yapıyor ama kamuoyundan gizli mi? Hani şeffaf olacaktı? Varlık Fonu başlı başına bir konu.…
Para işine geri dönersek, İktidar emrindeki paranın tamamına yakınını kullanmış hatta bütçesini aşmış durumda... Nitekim açıklanan bütçe açığı çok ciddi rakamlarda... Ekonominin paraya ihtiyacı var. Vergi affı için çıkartılan yeni vergi affı da bunu teyit ediyor.

HESAP TUTMAZSA PROJELER YATAR!

Devlette yeterli para kalmayınca işi bankaların sırtına yüklediler. Baktılar bankalar kredi vermekte nazlı, “kefili benim” deyince sıkıntı aşıldı. Garanti Fonu’ndan yapılan açıklamaya göre, bugüne kadar 241.602 işletmeye 165 milyar TL’lik kredi için 147 milyar TL kefalet verilmiş bulunuyor.
Diğer kredileri de hesaba katarsak 100 liralık mevduat karşılığı 150 liralık kredi kullandırıldı.
Bankaların parası da suyunu çekti. Yeni kredi veremiyorlar. Şimdi ne olacak? Kamu bankaları mega projeleri kredisiz mi bırakacak? Şirketlere yeni krediler açılmayacak mı? Büyümenin yüzde 3’lerde takıldığı ve bunun ciddi sorunlara yer açtığı bir ortamda krediye ulaşım duracak mı?

STRES ÇARKI

Bankaların çok umurunda değil… Zira verdikleri kredilerin teminatları garanti olunca gayet iyi kâr ediyorlar. Yine de bankalar açtır. Daha çok kredi daha çok kâr demek. Velhasıl para pompası durursa birkaç aya düşüş başlar, sistem yine kilitlenir.
Çözüm olarak verilen kredilerin paketlenip tekrar satılması ve yeni krediler için bilançolarda yer açılması gündeme geldi. Alıcının adresi Merkez Bankası olarak gösterildi. Bu durum para basmakla aynı anlama geliyordu. İtirazlar yükseldi.
“Banka senetleri gerektiğinde Merkez Bankası tarafından kullanılabilecek” diyen Başbakan Yardımcısı Canikli çark etti; “Merkez Bankası’nın banka senedi ile hiçbir işi olmayacak, araç olarak kullanmayacak” deyip konuyu bağladı, gitti.

YİNE BİZE HÜSRAN VAR!

İyi de sorun ortada kalkmadı ki! Para lazım. Borçları paketleyip satmak güzel ama kim alacak? Yabancı mı? Almaz!
Bu model halihazırda uygulanıyor. Bankalar bilançosunda yer alan tüketici kredileri ve kredi kartları kalemlerini zaten isterlerse paketleyip satıyorlar. Talep yetersiz kalıyor.
Alıcı olarak tekrar Merkez Bankası gündeme geldi. Belli ki öyle veya böyle bu işi Merkez Bankası’na kilitleyecekler. Alacak, almayacak derken muhtemelen Bakan Canikli bir kez daha çark edecek. Türkiye sonu belli olan karanlık bir yola girecek. Günü kurtaracak, geleceği kaybedecek.