Güney Afrika Cumhurbaşkanı Jacob Zuma, efsane lider ve ülkenin ilk zenci cumhurbaşkanı Nelson Mandela'nın öldüğünü açıkladı. Mandela 95 yaşındaydı.GÜNEY AFRİKA'DA ‘ULUSUN BABASI’
Güney Afrika’da ‘Ulusun Babası’ olarak kabul edilen ve sık sık akciğer sorunu yaşamasının nedeni olarak da hükümeti düşürmek üzere yaptığı eylemler nedeniyle aldığı 27 yıllık hapis cezasının 18 yılını geçirdiği Robben Adası’nda yakalandığı tüberküloz hastalığının bıraktığı iz gösterildi.
Uzun yıllar beyaz ırkın yönetiminde olan Güney Afrika Cumhuriyeti'nde 1948-1994 yıllarında, Ulusal Parti hükümeti tarafından siyahilere uygulanan ayrımcılık, 1948 yılı genel seçimlerinden sonra resmileşerek sürdü. 1958 yılından itibaren yasalarla da desteklenen Apartheid (ayrılık) sistemi, insanların derilerinin renklerine göre sınıflandırılmaları sonucu, beyaz azınlık dışında kalanların vatandaşlık hizmetleri ile devletin sağladığı sağlık ve eğitim gibi birçok hizmetten daha az yararlanmaları gibi ırkçı bir zemin oluşturdu.

1990'DA ÖZGÜRLÜĞÜNE KAVUŞTU
Apartheid'ın dağılması, ırkçılığın engellenmesi gibi çabalarının yanı sıra fakirlik ve eşitsizlikle de mücadele eden sosyalist demokrat Mandela 1962'de tutuklandı ve hükumeti düşürmek için komplo kurmak ve sabotaj hareketlerine destek vermekten ömür boyu hapis cezasına çarptırıldı.
Mandela cezasını önce Robben Adası'nda daha sonra Pollsmoor Hapishanesi’nde çekti. 27 yıl sonra 1990’da uluslararası bir kampanya düzenlenerek hapishaneden çıkarıldı. Daha sonra Afrika Ulusal Konseyi Partisi Başkanı olarak ilk defa tüm halkın katıldığı seçimlerde 1994'ten 1999'a kadar Güney Afrika Cumhuriyeti'nin ilk devlet başkanı seçildi.

Mandela iktidarıyla birlikte ırkçı-ayrımcı uygulamalar, Apartheid'a karşı Anti-Apartheid Hareketi ile ortadan kaldırıldı.
ATATÜRK BARIŞ ÖDÜLÜNÜ REDDETTİ
Türk hükümeti 1992 yılında, Mandela'ya Atatürk Uluslararası Barış Ödülü'nün verilmesini kararlaştırdı. 1986 yılında verilmeye başlayan bu ödüle daha önce NATO eski Genel Sekreteri Joseph Luns, Japon Prensi Takahito Mikasa ve Türkiye'nin yedinci Cumhurbaşkanı Kenan Evren gibi isimler layık görülmüştü.
Ancak Mandela ödülü reddetti. Yapılan açıklamada "Nelson Mandela bütün hayatını demokrasi, insan hakları ve baskılarla mücadeleye harcamıştır. ANC, Mandela'nın kendisine verilen ödülü kabul etmediğini ve Türkiye'yi ziyaret planlarının olmadığını açıklamak istemektedir. ANC'nin tavrının modern Türkiye'nin kurucusu, reformcu Kemal Atatürk'le ilgili herhangi bir olumsuzla ilgisi yoktur" denildi.
Öncelikle Mandela'nın ödülü Türkiye'de Kürtlere yapılan muameleden hoşlanmadığı için reddettiği belirtildi. Ancak yedi yıl sonra, 1999'da Mandela'nın fikrini değiştirdiği ve ödülü kabul etmek istediği haberleri yayıldı. Son olarak 2005 yılında gazeteci Fatih Altaylı, o dönem yazdığı Hürriyet gazetesindeki köşesinde duruma şöyle bir açıklama getirdi:
"Güney Afrika’da ırkçı rejimin hüküm sürdüğü ve bütün dünyanın bu nedenle Güney Afrika’ya ambargo uyguladığı yıllarda Turgut Özal, bu ülkeye bir dostunu yollar ve ticaret yapmanın yollarını arar. Ve ambargoya rağmen bu ülkeye mal sattırmaya başlar. Daha sonra ırkçı rejim yıkılır. Mandela serbest kalır. Ülkenin başına geçer. Mandela’nın çalışma arkadaşları ise ırkçı rejim döneminde iç savaşların ve çatışmaların hüküm sürdüğü çevredeki ülkelerde sürgünde bulunan Güney Afrikalılardır.
"Bunlar ülkenin yönetimine geçince Mandela’ya rapor sunarlar. Bu rapora göre Afrika ülkelerindeki iç savaşlarda kullanılan silahlar bu ülkelere Türkiye tarafından satılmaktadır. Daha doğrusu Türkiye, İsrail yapımı bu silahların satışına aracılık etmektedir. Bunun üzerine Mandela Türkiye’ye bir temsilci gönderme kararı alır. Ve bu konuyu Türk yetkililerle görüşmek maksadıyla Thabo Mbeki Türkiye’ye doğru yola çıkar. Ancak temsilci Mbeki Türkiye’ye sokulmaz bile. Havaalanında kısa bir görüşmeden sonra adam ülkesine geri yollanır. Ve ilişkiler büyük darbe alır. Daha sonra Mandela’ya verilen ödül ile bu yara onarılmak istenir ama iş işten geçmiştir."
ÜLKESİNİN TARİHİNDE BİR İLK
Ancak Atatürk Barış Ödülü Mandela için tek değildi.
1993 yılında Nelson Mandela ve FW de Klerk Nobel Barış Ödülü’ne layık görüldüler. Bundan beş ay sonra Güney Afrika’nın tarihinde bir ilk yaşandı. İlk kez ülkedeki bütün ırklar başkanlık seçimlerinde oy kullandı ve Nelson Mandela oyların büyük çoğunluğunu alarak ülkenin ilk siyahi başkanı oldu.
Siyahi lider, 1999 yılında Afrika ülkelerinin liderleri için çok alışılmadık bir adım atarak, koltuğunu modern ekonominin gerekleriyle başa çıkma konusunda kendisinden daha başarılı olacağına inandığı genç liderlere bıraktı.
Ancak Mandela’nın emekli olduktan sonra dinlenmeye çekildiğini söylenemez. O günden bu yana kendini Güney Afrika’daki AIDS salgınıyla mücadeleye adayan Mandela, bu amaç için milyonlarca dolarlık fonlar yarattı. 2005 yılında hayatta kalan tek oğlunu AIDS’e kurban vermesiyle, Mandela’nın mücadelesi şahsi bir boyut da kazandı.
Mandela, 2007 yılında dünyanın farklı yerlerinden kıdemli siyasetçilerle birlikte bir uluslararası grup oluşturdu. Aralarında Nobel Barış Ödüllü Baş Piskopos Desmond Tutu ve ABD eski başkanı Jimmy Carter gibi isimlerin yer aldığı bu liderler o günden beri HIV/AIDS, fakirlik, iklim değişikliği gibi küresel sorunların çözümünde söz sahibi.
Hollywood’un ünlü aktörlerinden Will Smith, 2008 yılında Mandela’nın 90’ıncı doğum günü şerefine bir kutlama düzenledi. Londra’da Hyde Park’ta yapılan bu kutlamaya 50 bin kişi katıldı. Mandela’nın HIV/AIDS’le mücadele için kurduğu hayır kurumuna destek için düzenlenen kutlamaya Mandela’nın hapishane numarası olan “46664” adı verildi.
Diğer yandan Mandela’nın doğum günü olan 18 Temmuz tarihi, 2009 yılında Birleşmiş Milletler tarafından “Mandela Günü” ilan edildi.
ÖLENE KADAR ETKİSİNİ SÜRDÜRDÜ
Mandela başkanlık koltuğundan indikten sonra dünyayı dolaşmaya, liderlerle buluşmaya devam etti, konferanslara katıldı, ödüller aldı.
Emekliliğinden sonra birkaç kez kürsüye çıkan Mandela’nın işi çoğunlukla kendi kurduğu Mandela Vakfı ile bağlantılıydı.
Mandela 89’uncu yaş gününde The Elders (Büyükler) grubunu kurdu. Dünyanın ileri gelen liderlerinden oluşan bu grup, insanlığın karşılaştığı sorunlarla başa çıkmak için liderlerin önereceği çözümlerin tartışıldığı bir platformdu.
2005 yılının başlarında oğlu Makgatho’nun AIDS sebebiyle öldüğünü açıklayan Mandela, AIDS’in normal bir hastalık çeşidi olduğunu, bu konuda tabulara sahip olan topluma anlatmaya çalışıyordu.
2009 yılının son günlerinde ABD’de vizyona giren, Clint Eastwood’un yönettiği Invictus filminde Mandela’yı Morgan Freeman canlandırdı. Film Mandela’nın 1995 yılında Dünya Rugby Şampiyonası kupasını ülkesine getirişinin hikâyesini anlatıyordu.
Güney Afrika’nın 2010 Dünya Futbol Şampiyonası’na ev sahipliği yapmasında da önemli yeri olan Mandela şampiyonanın kapanış seremonisine katıldı.
Mandela’nın yüzünün üzerinde bulunduğu banknotlar ilk kez 2012’nin Kasım ayında basıldı.

Obama: Mandela'dan ilham aldım
ABD Başkanı Obama, Mandela'nın ölümüne ilişkin "Ondan ilham alan milyonlardan biriyim" dedi. İngiltere Başbakanı Cameron "Dünyadan büyük bir ışık geçti" ifadesini kullandı.
Mandela'nın bir insandan beklenebileceklerden daha fazlasını başardığını belirten Obama, "Bugün o evine gitti ve biz bu dünyadaki en etkili, cesur ve son derece iyi bir insanı kaybettik. O, artık sadece bizim zamanımıza ait değil, çağlara ait biri" dedi.
Mandela'nın hayatından ilham alan milyonlarca insandan biri olduğunu dile getiren Obama, şunları kaydetti:
"Benim ilk siyasi eylemim, ırkçılık üzerine olmuştu. Onun sözlerini ve yazılarını çalıştım.
Onun hapisten bırakıldığı gün, korkular değil de umutlar rehberlik ettiğinde insanoğlunun ne yapabileceğini algıladım.
Dünyadaki bir çok insan gibi ben de Nelson Mandela'nın oluşturduğu örnek olmadan kendi hayatımı bütünüyle hayal edemem. Yaşadığım müddetçe ondan öğrenmeye devam edeceğim."
Güney Afrikalılara da seslenen Obama, "Sizin gerçeğe dönüştürdüğünüz direnç, uzlaşı ve yenilenme örneğinden güç aldık. Bu dünya için bir örnektir" dedi.
Obama, Mandela'nın bir benzerini tekrar görmenin mümkün olamayabileceğine işaret ederek, "Mandela gibi biri yaşadığı için şükranlarımızı sunabiliriz" ifadesini kullandı.

'DÜNYADAN BÜYÜK BİR IŞIK GEÇTİ'
İngiltere Başbakanı David Cameron ise Mandela'nın hayatını kaybetmesiyle ilgili, "Dünyadan büyük bir ışık geçti" ifadesini kullandı.
Cameron resmi Twitter hesabından, "Dünyadan büyük bir ışık geçti. Nelson Mandela zamanımızın kahramanıydı. Başbakanlık'taki bayrağın yarıya indirilmesini istedim" diye yazdı.
İngiltere'de muhalefetteki İşçi Partisi'nin Genel Başkanı Ed Miliband de "Dünya, zamanımızın küresel kahramanını kaybetti. Nelson Mandela bize cesaretin, umudun ve barışın gerçek anlamını gösterdi. Ailesinin, dostlarının ve tüm Güney Afrika halkının başı sağolsun" değerlendirmesinde bulundu.
'ASLA UNUTMAYACAĞIM'
BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da "Mandela, inanarak, hayal ederek ve birlikte çalışarak insanlık ve adalet için neler yapabileceğimizi gösterdi" dedi.
Ban, Mandela'nın kararlığı ve mücadeleci yapısı ile Güney Afrika Cumhuriyeti ve tüm dünyada ayrımcılığın sonlandırılması için önemli bir başarı kazandığını vurgulayarak, Mandela'nın 27 yıllık hapis hayatından sonra diyalog ve uzlaşıya dayanan yeni bir Güney Afrika inşa ettiğini dile getirdi.
"Mandela'nın özveri ve ortak amaç bilincini asla unutmayacağım" diye konuşan Ban, "BM adına Mandela ailesine, Güney Afrika Cumhuriyeti'ne ve küresel ailemize en derin taziyelerimi sunuyorum. Mandela'nın daha iyi ve daha adil bir dünya konusundaki mücadele örneğinin bize ilham vermeye devam etmesini diliyorum" ifadelerini kullandı.