Adı: John Louis Esposito...
1940 doğumlu Amerikalı profesör. 10 yıl manastırda kalan Katolik Esposito, teoloji/din uzmanı. ABD Dışişleri Bakanlığı’nda çalıştı; Pakistan gibi kimi Asya hükümetlerinde danışman olarak görev yaptı. ABD’de çeşitli İslam dernekleri kurdu; yönetti. Georgetown Üniversitesi’nin Uluslararası İlişkiler ve İslam Çalışmaları Bölümü kurucusu ve öğretim üyesi.
1974’ten itibaren Vatikan’la birlikte Dinler ArasıDiyalog projesini yürütüyor. Bu proje hemen akla bir ismi getiriyor; Fethullah Gülen! Bingo!
İki kitap yazdı:
1) Turkish Islam and the Secular State/ The Gülen Movement
2) Islam and Peacebuilding / Gülen Movement Initativis.
Wall Street Journal’dan New York Times’a kadar Gülen ile ilgili çıkan haber-yorumlarda Prof. Esposito’nun görüşü var. Gülen’i, Tibet Lideri Dalai Lama’ya benzetiyordu. Gülen’in barışa, hoşgörüye, ABD-Türkiye ilişkilerinin güçlendirilmesine ve serbest pazar ekonomisine önem verdiğinin altını mutlaka çiziyordu.
Gülen’in ABD’de oturmasına neden olan “Yeşil Kart” almasında CIA ajanlarıyla birlikte Prof. Esposito da kefil oldu.
Maşallah! Bu kadar becerikli olmayı manastırda öğrettiler herhalde. Çünkü...
Suudi Prens El-Velid Bin Tallal tarafından 20 milyon dolar bağışla kurulan Müslüman-Hıristiyan Birlikteliği Merkezi’nin direktörlüğünü de (Center for Muslim-Christian Understanding-CMCU) yapıyor.
Eh, Suudi Arabistan adı geçer de Ekmeleddin İhsanoğlu adı geçmez mi? Durun geliyoruz, bir ismi daha tanıyalım...

CAIR ve Başkanı

Adı: Nihad Awad...
ABD’deki Müslümanların haklarını savunan en büyük sivil toplum kuruluşu olduğunu iddia eden Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi (CAIR) kurucusu ve başkanı. Kraliyet İslami Stratejik Araştırmalar Merkezi’nin dünyada en etkili 500 Müslüman’dan biri olarak gösterdiği Filistinli bir Amerikan vatandaşı.
Şu iki haberden dolayı anımsayabilirsiniz:
İslami vakıf Holy Land’in; Hamas’a 12 milyon dolar yardımda bulunmakla suçlandığı 2007’deki davada; CAIR Teksas kurucularından Ghassan Elashi 65 yıl hüküm giydi.
Bir diğer haber bizi yakından ilgilendiriyor; Nihad Awad, dönemin ABD Dışişleri Bakanı Madeleine Albrigth ile yaptıkları görüşmede Merve Kavakçı olayını örnek göstererek Türkiye’de dindarlara baskı yapıldığını söyledi ve bu nedenle ABD’nin Türkiye’ye ekonomik yaptırımlar uygulamasını istedi.
Nihad Awad’a göre; Recep Tayyip Erdoğan, “şiir okuduğu için” hapse atılan “İstanbul’un ünlü belediye başkanı” idi. Fethullah Gülen ise “ılımlı İslami lider”di ve bu yüzden karşı kampanyalara maruz kalıyordu. Yıl: 1999 idi...
Ve gelelim Ekmeleddin İhsanoğlu’nun tanıttığımız bu iki isimle ilişkisine...

Ekmel Bey’in 325 bin doları

Suudi Arabistan Cidde merkezli İslam Konferansı Örgütü’nün Genel Sekreteri Ekmeleddin İhsanoğlu 2007’de (mektupta yanlışlıkla 2006 yazılı) Georgetown Üniversitesi’nde “İslamofobi” üzerine bir konferansın düzenlemesi için, Prof. Dr. John Esposito ile Nihat Awad’a 325.000 dolar katkıda bulunacaklarına dair bir mektup yazdı.
Ekmel Bey mutluydu; ABD’de ilk kez bir İKÖ organizasyonu yapacaklardı. Zaten İKÖ ilk kez; Beyaz Saray tarafından Ekmel Bey’in Genel Sekreterlik döneminde muhatap alınmıştı. Ekmel Bey ABD’de tüm kapıları rahatça açıyordu.
Fakat: Ulusal güvenlik ve terör muhabiri Patrick Poole, Ekmel Bey’i üzdü. Poole yaptığı haberde, paranın neden direkt Georgetown Üniversitesi’ne değil de, (Ekmel Bey’in mektubunda belirtmiş olduğu üzere) Amerikan-İslam İlişkileri Konseyi’ne ödendiğini sorguladı. Ekmel Bey’in, CAIR’e para göndermesi FBI’ın da dikkatini çekti. CAIR, 2008’den beri “terör örgütü destekçisi” olarak rapor ediliyordu!
Haber “bomba gibi patladı”; çünkü...
O dönemde ABD tarihinin en geniş terör finansmanı davası olan Holy Land Davası görülüyordu ve CAIR hakkında ağır suçlamalar söz konusuydu.
Prof. Esposito burada da karşımıza çıktı; suçlananların lehine tanıklık etmesine rağmen sanıklar hapis cezaları aldı. Aynı davada FBI yetkilisi Lara Burns, CAIR’in Hamas’ın yan kuruluşu olduğuna dair ifade verdi. Vs. (Aynı yıl içerisinde Müslümanlar, Afrikalılar ve Hispanik kökenli aileler tarafından CAIR’e davalar açıldı. CAIR’in 1994 kuruluş yılından beri birçok yöneticisi dava edilmiş, terörizm dahil olmak üzere dördü ağır suçlardan hüküm giymişti.)
Haber, Amerikan medyasında yer alınca dönemin Genel Sekreteri Ekmel Bey açıklama yapmak zorunda kaldı. 325.000 doların sadece konferansın düzenlenmesi ve lojistiği için harcanacağına ve kullanılmayacak paranın kendilerine iade edileceğini söyledi. Ne bonkör bir genel sekretermiş Ekmel Bey!
6 ay sonra...
Ekmel Bey’in İKÖ’deki yardımcısı Şükrü Tujan, CAIR Başkanı Nihad Awad’a göndermiş olduğu 19 Temmuz 2007 tarihli mektubunda parayı istedi.
CAIR’den isteksiz yanıt geldi; ön hazırlıklar için kimi paralar harcanmıştı ve paranın iadesi gelecekteki aktivitelerin hazırlığını engelleyebilecekti! Bu arada Georgetown Üniversitesi ile sözleşmeye dayalı uygun bir anlaşmaları olmadığından parayı üniversiteye transfer edemediklerini belirtiyorlardı.
CAIR’e yanıt bu sefer bizzat Ekmel Bey’den geldi. Soğuk bir üslupla kaleme alınan mektupta Ekmel Bey, “kardeşi Awad”a telefonda belirtmiş olduğu üzere, ilerde konferansı yapacak dahi olsalar Georgetown Üniversitesi’ni düşünmedikleri ve harcamaların ayrıntılı bir dökümü ile beraber paranın iadesini rica etti. Vesaire vesaire...
Demem o ki:
Neden hep aynı adamlar karşımıza çıkıyor? Tesadüf mü?..