AKP Kocaeli Gençlik Kolları İl Kongresi öncesinde konuşan Cumhurbaşkanı ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu'na seslendi:

Şimdi Kılıçdaroğlu'na sorarsan Lozan'da kazandığımızı söyler. Ondan sonra da adaların faturasını AK Parti'ye kesmeye kalkar. Adaları siz verdiniz, siz. Sizin partinizin başında olanlar verdi ve şimdi tarihi dosyaları hazırlatıyorum ve o tarihi dosyaları, Lozan da dahil olmak üzere bunların önüne de milletime de bunları o belgelerle anlatacağız.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, AK Parti Kocaeli Gençlik Kollarının 5’inci olağan kongresine katıldı. Gençlerin, "Reis bizi Afrin’e götür" tezahüratına Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Oraya gittim komutana sordum ihtiyaç var mı. Şimdilik yok dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz" dedi.
Recep Topaloğlu Spor Salonunda düzenlenen kongreye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yanı sıra, Başbakan Yardımcısı Fikri Işık, Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanı Fatma Betül Sayan Kaya, AK Parti Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı İbrahim Karaosmanoğlu, milletvekilleri ile partililer katıldı.
Kongrede konuşan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "2019 çok önemli. AK Parti tek başına iktidar olamayınca kimlerin ellerini ovuşturmaya başladığını, kimlerin göbek atıp oynamaya başladığını hep birlikte gördük, yaşadık. Neyse ki, milletimizin sağduyusu sayesinde bu sıkıntılı dönemi kısa sürede geride bıraktık. Kasım ayından itibaren yeniden asli gündemimize döndük. 2013, 14, 15’te farklı yöntemlerle deneyip başaramadıklarını, 15 Temmuz’da silah zoruyla başarmaya kalktılar. O güne kadar sözünü sandıkta söyleyen milletimiz, bir anda meydanlara, sokaklara, ölümüne caddelere dolun dediğimizde köprüleri, darbecilerin yuvalandığı her deliği, hainlere dar etti" dedi.

"Bin yıllık da olsak, bu topraklarda rahat bırakılmayacağımız bize hatırlatıldı"


Mart 2019’un daha iyi olacağını ifade eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Millet, aynen 15 Temmuz gibi şimdide Afrin’e yürüyor. Bölgeye gittim. Askerimizi, subaylarımızı, generallerimizi gördüm, Allah’ıma hamd ettim. 394 terörist öldü, 20 şehidimiz var. Allah yolunda öldürülenlere ölüler demeyiniz, onlar diridirler ancak bilemezsiniz. Bu müjdeye ulaşırcasına, benim Mehmedim Afrin’e yürüyor. İdlib’e yürüyecek Allah’ın izni ile. Sınırlarımızı taciz edenler, bu vatana ihanet edenler bedelini ödeyecekler. PKK’sı, FETÖ’sü, YPG’si DEAŞ’ı hepsi bunu ödeyecek. Bu mücadele bunun için kararlı bir mücadele. Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır, toprak eğer uğrunda ölen varsa vatandır. Anadolu toprakları bir yıldır olduğu gibi, 15 Temmuz’da bir kez daha şehitlerimizin mübarek kanları ile yoğrulmuştur. Vatan şehit kanı ile yoğrulduğu zaman tarla olmaktan çıkar, vatan olur. Tarih boyunca kesintisiz bir mücadele ile vatanımıza sahip çıktık. Şimdi de vatanımıza sahip çıkıyoruz. Cumhuriyet tarihimiz boyunca verdiğimiz mücadele hiç eksilmedi. Terör örgütleri ardı ardına üzerimize salınarak, bin yıllık da olsak, bu topraklarda rahat bırakılmayacağımız bize hatırlatıldı. Anadolu’nun neresine gidersiniz gidin mezarlıklarda dalgalanan bayrakları görürsünüz. Bu mezarlar onların bu dünyadaki makamlarıdır. Gençler; şehitlerimize layık olmak için çok çalışıyor muyuz? Şehitlerimizin emanetine sahip çıkmak için kendimizi en iyi şekilde yetiştiriyor muyuz? Mühendislik, sağlık, sosyal bilimler hiç fark etmez. Her kardeşimden beklentim kendini çok yönlü yetiştirmesidir" diye konuştu.

"Reis bizi Afrin’e götür" tezahüratı


Programda, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile gençler arasında ilginç bir diyalog da yaşandı. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Reis bizi Afrin’e götür" tezahüratına, "Oraya gittim komutana sordum ihtiyaç var mı. Şimdilik yok dediler. Olduğu anda beraber gideceğiz. Şair ne diyor, ‘Yürüyeceksin, millet yürüyecek arkandan. Sana selam getirdim Ulubatlı Hasan’dan. Elde sensin, dilde sen.’ İşte bunu yapacağız" cevabını verdi.
Suriye sınırı boyunca yaşanan tacizler karşısında, daha fazla sabretme imkanının kalmadığını söyleyen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Bıçak kemiğe dayanmıştır. 3.5 milyon Suriyeli kardeşimizin huzur içinde evlerine dönmesinin sorumluluğu da üzerimizde hissediyoruz. Suriye toprakları içinde, terör örgütlerinin hedefi altında olan kardeşlerimizin yardımına koşmayı görev olarak görüyoruz. Ülkemizin fiziki sınırları başkadır, bizim gönül sınırlarımız bam başkadır. Ellerin yurdunca çiçek açarken, bizim ile kar geliyor gardaşım. Bu hududu kimler çizmiş gönlüme, dar geliyor gardaşım. Bizim kimsenin topraklarında gözümüz yoktur. Gönül sınırlarımız içinde, hiçbir kardeşimizin mahzun kalmasına seyirci olamayız. Arakan Müslümanlarına sahip çıkan bir Türkiye, Suriye topraklarında yaşayan Arap, Kürt, Türkmen kardeşlerimize nasıl sırtını dönebilir. Afrika’nın en ücra köşelerinde, insanların yaralarını sarmanın çabası içindeki bir Türkiye, öz kardeşlerinin feryatlarına nasıl kulaklarını tıkayabilir. Terör örgütleri dünyanın başka bir yerinde eylem yapınca her türlü kınamayı hak ediyor da, iş Suriye’ye gelince mi etmiyor. Biz kendi ahlakımızdan vaz mı geçeceğiz. Asla böyle yanlış bir yola düşmedik, düşmeyeceğiz. Bizim için bu coğrafyanın, Karadeniz, Ege, İç Anadolu’dan, diğer bölgelerimizden farkı yoktur. Annemiz, babamız, kardeşimiz başka bir ile taşınınca nasıl onları silemezsek, bu coğrafyalar da bizim için aynıdır. DEAŞ denen İslam düşmanı bu örgüt, buralardaki kardeşlerimizin ne kadar can düşmanı ise bizim içinde o kadar tehdittir. Öz kardeşlerimizin politik hesaplara kurban edilmesine göz yummak yakışır mı? Masum insanların bedellerini, masa başında hazırlanmış belgelerin dolgu malzemesi olarak kullanılmasına müsaade etmek bize yakışır mı? Biz adeta sınırsız bir coğrafyanın umudu olan bir Türkiye’yiz. Varsa bu onurlu duruşun bir bedeli onu ödemeye de hazırız. Dün çukur eylemlerinde, 15 Temmuz’da, Bugün Zeytin Dalı operasyonunda, yarın neresi gerekiyorsa orada bu bedeli ödemekten hiçbir zaman çekinmeyeceğiz. Allah var gam yok. Her gecenin ardından bir sabah, her kışın ardından bir bahar mutlaka gelir" ifadelerini kullandı.