Ankara’da, İYİ Parti Genel Merkezi’nde herkes büyük bir inançla çalışıyor. 3. kattaki odalardan biri güçlü bir kadına, Devlet eski Bakanı Ayfer Yılmaz’a ait. İYİ Parti’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Yılmaz, milletvekilliğine aday olmadı. Ancak kurmaylarıyla yeni projeler peşinde. Ekonomiye dair tespitlerini de bu yoğunluk arasında anlattı. Diyor ki: “AKP’nin bir ekonomi politikası hiç olmadı.”

‘ÜLKE ZORA GİRER’

- Türkiye’nin en büyük sorunu nedir sizce, masanızda öncelikli olarak ne var?

En önemlisi rejim değişikliği; insanların bundan sonraki yaşamlarıyla ilgili her türlü kararı tek kişiye bağlıyor. Tek bir kişi, her şeye karar veriyor. Bu durum yönetimsel ortak aklın gerektiği bir ülkeyi çok zora sokacaktır. Dolayısıyla birinci sorunumuz bu. Halk açısından bakacak olursak; işsizlik, en çok da genç işsizliği büyük sorun. Bir de en önemlisi borçluluk. Halk çok borçlu, özel sektör borçlu, devlet borçlu, Türkiye borçlu...

‘HER ŞEY TÜKETİM’

- Bu noktaya nasıl gelindi?

AKP hükümetlerinde aslında bir ekonomik program yoktu. Kemal Derviş’in kriz döneminde çıkardığı yapısal uyum kararları uygulandı. Biz tüketimi teşvik ettik. Ucuz kredilerle talep yarattık, emlak rantı her şeyin önüne geçti.

- Kredi borçları yeni kredilerle ödenmeye çalışıldı...

Maalesef, kredi çevirmeleri yaptık. Nohudumuzu, bulgurumuzu, kırmızı eti, samanı bile ihraç ettik. Bunların hepsi tüketim. Onları da zaten borçla almıştık, şimdi o borcu borçla ödüyoruz. İçeride üretime yatırım hiç yapılmadı. Kapasite kullanım oranını konuşuyoruz ama bakın imalat sanayinin üretim içindeki payı yüzde 22’lerden 16’ya indi. Biz artık üretmiyoruz. Dolayısıyla üretimden uzaklaşan, borçlanan, o borcun da halkın üzerine, şirketlerin üzerine kaldığı bir ülkedeyiz şimdi. Halk bunu nasıl hissetmesin? Sonucu işsizlik, fakirlik.

[caption id="attachment_2404014" align="alignnone" width="880"]"BÜTÇE BOŞALDI, SULARI BİLE SATIYORLAR" İYİ Parti’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayfer Yılmaz, Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı. “Devletin bütçesi boşaldı.Suyu ve ormanları bile sattık” dedi. "BÜTÇE BOŞALDI, SULARI BİLE SATIYORLAR"
İYİ Parti’nin Ekonomiden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Ayfer Yılmaz, Özlem Gürses’in sorularını yanıtladı. “Devletin bütçesi boşaldı.Suyu ve ormanları bile sattık” dedi.[/caption]

‘VERİMLİ EKONOMİ’

- Tüm bu ekonomik sıkıntılar düzeltilebilir mi?

Tabii ki düzeltilir. Öncelikle özgürlükleri geri getireceksiniz. Biz kaynak ihtiyacı içinde olan bir ülkeyiz, iç tasarruflarımız yeni yatırımlara yetmiyor. Dışarıdan yeni yatırımların gelebilmesi için ya da bize istihdam yaratacak sıfır yatırım yapılabilmesi için kurumlar güvenlik istiyor. Ülkeye geldiği zaman hukuk normlarının işleyeceğini bilmek istiyor, ihaleye girdiği zaman şeffaflık, hesap verilebilirlik istiyor. Zaten İYİ Parti olarak dediğimiz şu; verimli, üretken, katma değer yaratan bir ekonomide, devletin düzenleyen, denetleyen, halkına hesap veren yapısı olması gerekir.

‘MUCİZE FORMÜL YOK’

- Masanızda bir mucize formül yoktur herhalde...

Hiçbir zaman ve hiçbir ülke için mucize formül yok. Türkiye zaten krizde. Düşünce tarzı şu; hep bir düşman yaratma... Halbuki ekonomi piyasaları düşmanla değil, ortaklıkla hareket eder. Sizin politikalarınızda açıklık ve şeffaflık ister. Borçlarımı daha iyi çevirip, yatırım alabilmem lazım. Yatırımı da katma değer yaratan, istihdam yaratan projelere yönlendirmemiz lazım.

 ‘KAMUDA PARA VAR MI?

- Açıklanan teşvik paketleri için ne diyeceksiniz?

Teşvik mekanizmasını, iş dünyasından sizin seçtiğiniz insanlara nefes aldırmak için değil, ülkeye nefes aldırmak için tasarlamak gerek. Proje bazlı olarak dağıtılan son teşviklerin fayda maliyet analizi nedir mesela, bilmiyoruz... Peki kamuda bu para var mı? Tüm bu sorular çok önemli.

- Bir de imar affı geliyor...

O çok büyük yara açacaktır seçimler öncesinde. Bazı usulsüzlükleri gözden kaybederken, asıl hedeflenenin bu imar affı ile birlikte bazı paraların toplanması olduğunu söylemeliyiz. Bütçenin nasıl boşalmış olduğunu anlatamam.

‘GELİR NE OLACAK?

- Ne gibi?

Suları satıyoruz. Çiftçimiz zaten sulama suyunun elektrik parasını ödeyemiyordu, şimdi suya da para verecek! Eskiden hasatta ödüyordu. Şimdi şirketle sözleşme yapacak ve icra iflas kanununa tabi olacak. Ormanlarımızı da özel sektöre sattık. Kömürlerimizi de satıyoruz. Bu gelirleri yeni hangi yatırıma veriyoruz? Bir karşılığı olması lazım değil mi?

7.3 MİLYON ÇOCUĞUMUZ YOKSUL VE YOKSUN


- Vekillik başvuruları çok yüksek. Neye bağlıyorsunuz bunu?

İYİ Parti’nin ülkeye iyi geleceğine inanan insanların, çözüme ortak olmak isteyen her düşünceden, her kesimden insanın buluşma noktası oldu burası. Burada bu güneşi, aydınlığı görüyorlar, Genel Merkezimiz hep dolu! Bir de insanlar ellerinde kitaplar, projeler, düşündükleri, yazdıkları fikirleriyle geliyorlar, inanamazsınız. Herkes ülkenin düze çıkması, kardeşliğin yeniden tesisi için çözüm peşinde...

‘KADIN MÜCADELESİ’

- Genel Merkez’de kadın sayısı da fazla...
Çünkü İYİ Parti bir kadın hareketi. Türkiye’nin rejimi değişiyor, Türkiye parlamenter demokratik sistemini bırakıyor, otokratik bir rejime geçiyor... O noktada cesur bir kadın çıktı, kadınlar da onun etrafında çember oluşturdu. Çünkü kadın her alanda çözümün bir parçası değilse o ülkede hiçbir şey yapamazsınız. Biz bunu Kurtuluş Savaşı’nda görmüştük. Şimdi kadınlar, benzer bir mücadeleyi verip aynı güzel ülkeyi tekrardan kurmak için yola çıktı...

[caption id="attachment_2404015" align="alignnone" width="880"]Ayfer Yılmaz, “Kadın her alanda çözümün bir parçası değilse bir ülkede hiçbir şey yapamazsınız” dedi. Ayfer Yılmaz, “Kadın her alanda çözümün bir parçası değilse bir ülkede hiçbir şey yapamazsınız” dedi.[/caption]

- Seçmen bu anlattıklarınızı görüyor mu?
Tabii ki görüyor. Bizzat yaşıyor. Fakat söyleyecek özgürlükleri yok, hakları yok. “Elindekine şükret” deniliyor. Oysa bizim insanlara iş sahası açmamız lazım, 10-15 yaş aralığında gençlerimizin yüzde 25’i okulda da değil, işte de değil. Bu da kayıtlı olan, çok daha yüksektir gerçek rakam. Uyuşturucu büyük sorun. Nasıl görmesin seçmen bunu?

- Sosyal yardımlardaki artış da bu fakirleşmenin sonucu mu?
Hep söylüyorum, yoksulluğu yönetiyorlar. Sosyal bir devletiz zaten, bu bir lütuf değil. Eğer devlet vatandaşına bir iş sağlayamıyorsa, halkını en iyi şekilde yaşayabilmesi için desteklemek zorunda. 7.3 milyon çocuğumuz yoksul ve yoksun. Çocuk yoksulluğu başka şeye benzemez, onlar bizim geleceğimiz.

- İnsanlar en çok sosyal yardımlarımız kesilirse diye korkuyor, hatta korkutuluyor...
Evet, ne yazık ki sürekli bu anlatılıyor. Özellikle yardımlar dağıtılırken bu söyleniyor. Tabii ki bu haklar devam edecek ama biz asıl olarak yoksulluğa kalıcı çözüm arıyoruz. İYİ Parti’nin iyiliği de bu.

‘ŞEFFAF ORTAM ŞART’

- Birçok şirket arka arkaya yeniden yapılandırma istedi. Bunun için ne diyeceksiniz?
Bugün şirketlerimizin banka borçluluklarına baktığımız zaman iş dünyasının da sıkıntıda olduğu ortada. Onlar da şeffaf bir ortamı göremiyorlar, önlerini göremiyorlar.

- Adım adım gelmedi mi bütün bunlar?
Öyle oldu maalesef. Bir ülkede dengelerin bozulduğunu en iyi ne gösterir? Vergi afları, vergi yapılandırmaları. Bir şirket veya bir insan, harcanabilir gelirini artırmak için ilk ne yapar? Vergisini ödemez. Bu neyi tetikledi? Vergisini ödeyen de ödemez hale geldi. İsimsiz şekilde piyasadan silinen şirketleri de unutmamamız lazım.

- Bu aralar seçimlerin iptal edilebileceği konuşuluyor...
Halk artık “Tamam” dedi bu iktidara, bir umudu kalmadı.