Siz onlara “meczup”, “zırva”, “deli” diyorsunuz...
Değil...
Onlar dini kullanarak Türkiye’yi ele geçirmişlerin bilinçaltıdır...

*

“Battaniye insanı tahrik eder” diyen adam, kadınlara pembe otobüs projesi yapan adamın bilinçaltıdır...

*

“Asansörde bir kadın ile bir erkek baş başa kalırsa, Allah muhafaza zina sayılır” diyen adam, üniversiteli kızlarla erkeklerin aynı yurtta kalmalarının doğru olmadığını söyleyen devlet adamının bilinçaltıdır...

*

“Damacana gibi oval cisimlere öyle uzun uzun bakmak iyi değildir” diyen adam, duvarlardaki moda afişlerini yasaklayan belediye başkanının bilinçaltıdır...

*

“Alevi ile evlenen cehennemde 140 kırbaçla cezalandırılır” diyen yobaz, Alevilere ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapan siyasetçinin bilinçaltıdır...

*

“Fena şeyler görüyoruz, tayt gibi öyle dar şeyler giyen kadınlar fahişedir” diyen adam, kız öğrencilerin etek boyunu dert edinip, dizden aşağı kaç santim olacağını yönetmelikle belirleyen bakanın bilinçaltıdır...

*

Geldik:
Baltayı, satırı alıp Atatürk büstüne saldıran adam... Çanakkale Zaferi’nin kahramanı, üç yüz senedir İslam aleminin kazandığı tek zaferin sahibi Atatürk’ü yok sayanların bilinçaltıdır...
Birisi ismine tahammül edemez...
Öbürü heykeline...
Hatta, kazandığı zaferde adını anmamak, heykelini parçalamaktan daha beterdir...

*

“Meczup”, “deli”, “zırva” demeyin...
“Atatürk’ün adı niye yok?” dediğinizde, gözünüzün önüne; Ata’nın adını anmayanlar ile gece karanlığında baltayı alıp onun büstünü parçalayan adam birlikte gelsin...
İkisi aynı maldır...

*

Tehlikenin farkında olun...
Atatürk’ün adını yere göğe yazın...
Televizyonumuz yoksa dağlar, bayırlar, duvarlar bizim...