Eskiden çok güzel yalan söylerdik...
Bir sofraya oturdun mu, hele dinleyen varsa, içine biraz heyecan da koyarsan, ağızları öyle açık kalırdı...
Atabildiğin kadar at, nasılsa doğrusunu bilen yok...

*

Sonra bu Google çıktı...
Bir tür yalan makinesi...
Daha sen “Sultan Yavuz Murat Han Paris’e yürüdüğünde” derken, yeğen masanın altından cebini açıp bakıyor “Dayı adı öyle değil, o tarafa da hiç gitmemiş” diyor...
Büyüklere saygı da yok tabi...

*

“Mersin-Silifke demiryolunu hızlı trene bağlayacağız” dedi...
Çocuklar baktılar:
Mersin-Silifke demiryolu yok...

*

“CHP’nin tek parti döneminde 75 kişilik sınıflarda okudum” dediği an cepler masa altında hesapladı, on dakika içinde tüm memleket bilgi sahibi oldu:
1954 doğumlu, okul yaşına geldiğinde tek parti biteli 10 sene...

*

“Süleyman Demirel Üniversitesi’ni biz kurduk” dedi...
Kuruluşu 1992...

*

Benim favorim:
“Erdal İnönü ile Ecevit FETÖ ile görüşüyorlardı, gelsinler konuşalım...”
Canlılarla televizyona çıkıp tartışmak istemeyip, ölüleri görüşmeye çağırmasından belli ki doğru söylüyor...

*

“CHP köprüyü satıyordu, rahmetli Turgut Özal engel oldu” dediğinde ise binlerce cep açıldı, görüntülü bu sefer...
Özal “Köprüyü satarım” diyor...
HP Genel Başkanı Calp “Sattırmam” diye masaya vuruyor...

*

Bunlar sadece bir haftalık zaman içindeki küçük şeyler...

*

Peki, küçük şeyler doğru değil de, büyükler doğru mu:
“Büyüdük...”
“İlerledik...”
“Parladık...”
“Uçtuk...”

*

En iyisi siz yine cebinize bakın...
Kaç paranız var?..

sozcu-banner-1