Son iki haftada, Sayıştay’ın 2017 yılına ilişkin olarak; büyükşehir, il ve ilçe belediyeleri ile ilgili denetim raporları gazetelerde çarşaf çarşaf yayınlanıyor. Ayrıntılara bakınca; “Bu kadar da olmaz, pes” dediğimiz birçok eleştiri konusu gördük. Bilgi ve görgümüz arttı ama zeka ürünü hiçbir aksiyon göremedik. Kahvede oturan birini alıp belediyeye yerleştirsek, o kişinin de ilk aklına bu yollarla menfaat sağlamak gelirdi.

Belediyelerle ilgili bu tür usulsüzlük ve yolsuzluk tespitlerini Sayıştay raporlarından okuyunca; “Belediyelerde iç denetçi yok muydu?” diye düşündüm. Tabii ki vardı.

VAZO GÖREVİ Mİ GÖRÜYOR?

Belediyelerin iç denetimini iç denetçiler, iç kontrolünü belediye teftiş kurulu, dış denetimini ise Sayıştay yapmaktadır.

İç denetçilerin görev alanları şu şekilde sıralanabilir:

  • Risk analizleri doğrultusunda kamu kurumlarının yönetim ve kontrol yapılarının değerlendirilmesi.

  • Kaynakların ekonomik, etkin ve verimli bir şekilde kullanılması yönünden incelemelerin yapılması ve önerilerde bulunulması.

  • Harcamaların ardından yasal uygunluk denetiminin yapılması.

  • Kurumun harcamalarının, mali işlemlere dair karar ve tasarruflarının, amaçlara ve politikalara, programlara, kalkınma planlarına, stratejik planlara ve performans programlarına uygunluğunun izlenmesi ve değerlendirilmesi.

  • Mali yönetim ve kontrol süreçlerinin sistem denetiminin yapılması ve bu konularda önerilerde bulunulması.

  • Denetim sonuçlarının kapsamında iyileştirmeler için önerilerde bulunulması ve bunların takip edilmesi.

  • Denetim esnasında ya da denetimin sonuçlarına göre soruşturma açılmasını gerektirecek bir duruma rastlanıldığı hallerde, durumun ilgili kurumun en üst amirine bildirilmesi.

  • Kamu kurumunda üretilen her türlü bilginin doğruluğunun denetlenmesi.

  • Üst yöneticiler tarafından lüzum görüldüğü durumlarda performans göstergelerinin belirlenmesinde yardımcı olunması.

  • Belirlenen performans göstergelerinin uygulanabilirliğinin değerlendirilmesi.

  • Suç teşkil eden durumların tespitlerinin üst yöneticiye bildirilmesi.


İÇ DENETÇİLER GÖREV YAPAMIYOR...

5018 Sayılı Kamu Mali Yönetimi ve Kontrol Kanunu’nda öngörülen iç denetim sisteminin oluşturulması ve iç denetim faaliyetlerinin etkin ve verimli yürütülebilmesi için; iç denetçilerin tarafsız ve bağımsız görev yapmaları şarttır. İç denetçiyi atayan, görevden alabilen ve denetim plan ve programlarını onaylama gibi yetkilere sahip belediye başkanı karşısında, iç denetçiyi güvence altına alacak ve koruyacak bir yapı kurulamamıştır.

Bugün itibarıyla belediyelerde iç denetçi kadroları boş. Dolu olanlar da ise denetim faaliyetleri ve danışmanlık faaliyetlerini yürütmede yetersiz oldukları, özellikle belediye teftiş kurulları ile görev çatışması yaşadıkları, belediye başkanlarının iç denetim sisteminin kurumsal yapıdaki yerini kavrayamadığı açık bir şekilde görülmektedir. Bu durum, iç denetçi olarak görevlendirilen yetkin kişileri atıl ve etkisiz eleman durumuna düşürmüştür.

Belediye başkanları, yıllık yayınlayıp güvence beyanları ile imza altına aldıkları faaliyet raporu ile hesap vermiş olmaktadırlar. Bu raporlar üzerine bir hesap sorma mekanizması maalesef mevcut değildir. Hal böyle olunca, belediye başkanlarının iç denetim sisteminin etkin çalışmasını sağlama konusunda, motivasyonları olmamaktadır.

Sayıştay raporları vesilesi ile tanık olduğumuz; usulsüzlük ve yolsuzlukların asgariye indirilmesini teminen, iç denetim sisteminin gözden geçirilmesinde büyük fayda vardır.