OECD bir ülkenin vergi cenneti (Kıyı Bankacılığı Off-Shore) olarak ifade edilebilmesi için taşıması gereken ölçütleri belirlemiştir. Buna göre; (i) sıfır ya da çok düşük vergi uygulaması, (ii) bilgi değişimini önleyen idari ve yasal sınırlamaların varlığı, (iii) şeffaflık yoksunluğu ve (iv) o ülkede bulunmanın yalnızca vergisel gerekçelere dayanması ölçütlerini taşıyan ülkeler vergi cenneti olarak değerlendirilmektedir. OECD başlangıçta nitelendirme için gerekli ölçütleri saymakla birlikte, hâlâ kavramı bütün yönleriyle ortaya koyacak üzerinde anlaşılmış evrensel bir tanım da bulunmamaktadır.

Para aklama bu ülkelerde mevcut finansal kuruluşlar (özellikle bankalar) veya paravan şirketler (Shell Companies) aracılığı ile olabilmektedir. Bankalar suçlular tarafından kurulabileceği gibi işbirlikçileri tarafından da kurulabilir. Merkezlerde kurulan bankalar ve paravan şirketlerin ortaklık yapıları hakkında bilgi edinilememektedir, dolayısıyla bunlar gerçek sahiplerinin bilinmediği şirketlerdir. Çünkü bu ülkelerde sıkı bir sır saklama yükümlülüğü olup mahkeme kararı veya hükümet izni olmadan, bilgi verenlere ağır cezalar verilebilmektedir.

Bir sınır ötesi banka, içinde bulunduğu ülkeden bankacılık işlemlerinin tümünü sürdürebilir ve bütün dünyaya suç geliri transfer edebilir. Ancak bu tür merkezler için ciddi sorumluluklar getiren düzenlemeler üzerinde çalışılmaktadır. Böylece bu merkezlerin aklamaya karşı mücadelede diğer ülkelerle işbirliği içinde olmasına çalışılmaktadır.

basliksiz-1

BİRLEŞIK KRALLIK, KENDİSİNE BAĞLI 14 ADADA KURULU ŞİRKETLERİN SAHİPLERİNİN KAMUYA AÇIKLANMASINI  ZORUNLU TUTUYOR…

Geçtiğimiz dönemlerde ortaya çıkan Panama Belgelerinde adı geçen off-shore şirketlerin yarıdan fazlası Virgin Adaları’nda kurulu şirketlerden oluşmaktaydı. Ayrıca, nüfusu 350.000’i bulan 14 ada pek çok off­ shore şirketin ana finansal merkezi konumunda bulunuyor.

Birleşik Krallık’ta parlamento tarafından kabul edilen yasaya göre, aralarında Cayman, Virgin ve Bermuda adalarının da bulunduğu 14 bağlı ülkeye, buralarda kurulu şirketlerin bilgilerini en geç 31 Aralık 2020 tarihine kadar kamuoyu ile  paylaşma zorunluluğu getirildi.

19 milletvekili tarafından sunulan kanun tasarısında, Birleşik Krallık’a bağlı 14 ada ülkesinin vergi cenneti durumunda olduğu ve bu ülkelerde vergi kaçakçılığından kara para aklamaya kadar geniş yelpazede faaliyetlerin yürütüldüğü ifade edildi. Bu faaliyetlerin yürütülmesinin ana sebebi olarak şirket ortaklarına ait bilgilerinin saklı tutulması gösterilirken, bu durumun kirli paranın söz konusu ada ülkelerine aktarılmasına neden olduğu dile getirildi.

Parlamento tarafından kabul edilen yasaya göre bu ülkeler en geç 2020 yılı sonuna kadar bu şirketlerin bilgilerini kamu ile paylaşmak zorundalar. Bu uygulamayla birlikte finansal şeffaflığın sağlanması planlanıyor.

Konunun muhatabı olan ada ülkeleri ise; duruma tepki göstererek uygulamanın ülkelerinin iç işlerine karışılması anlamına geldiğini, yasanın yürürlüğe girmesi durumunda ülke ekonomilerinin önemli zarar göreceğini ifade etmektedirler.

Türkiye uyuyor İngiltere icraat yapıyor


Vergi cennetleri; gizlilik, politik istikrar, sıfır yada sıfıra yakın vergi, sermaye hareketlerinde tam serbestlik, coğrafi konum olarak gelişmiş ülkelere yakınlık, telekomünikasyon, ulaşım, konaklama ile ilgili gerekli alt yapı ve uzman personel veya kurumlarıyla kara para aklamak isteyenleri cezbetmektedir.

Vergi cennetlerinin kaymağını yiyen İngiltere bile kara para aklama faaliyetlerinden rahatsız olup eyleme geçerken, Türkiye’nin 12 yıldır vergi cennetleri listesini yayınlayamamasının takdirini sizlere bırakıyorum.

sozcu-banner-1