Öncelikle bir konuyu açılığa kavuşturmam gerek...
Kendimi bildim bileli Fenerbahçeliyim... Üstelik iyi bir taraftar olduğumu da düşünüyorum. Futbol bilgim ise en az iyi bir taraftar kadar yani bir “teknik direktör” değilim, haddimi bilirim!..  Eskiden maçlara zamanım, gücüm yettiğince giderdim... “3 Temmuz kumpası” sonrası deyim yerindeyse soğudum!..
O tarihlerde İktidarla,  birlikte “Beraber yürüdük biz bu yollarda” şarkısını çığıran, tüm kirli işlerde, en alçakça kumpaslarda “başrol” oynayan  Fetullahçı çetenin, iktidar desteğinde yalnızca Fenerbahçe değil, bütün spor kulüpleri üzerinde “ele geçirme” tezgahı yürüttüğü, bunu önemli ölçüde başardığı ancak Fenerbahçe’yi bir türlü ele geçiremediği ve bunun için “Şike kumpasını” vizyona soktuğu herkesin bildiği bir sırdı!..
O dönem, Fenerbahçe Başkanı Aziz Yıldırım’ın, milyonlarca taraftarın desteğiyle verdiği mücadelenin, yiğitçe direnişin, dik duruşun aklım ve yüreğimdeki yeri de özeldir, unutulmayacaklar arasındadır...
Yıllar içinde gerçekler bir bir ortaya çıktı... Yapılan kirli numaralar ortaya döküldü... Ancak bu uzun süreçte Fenerbahçe de epey yıprandı... Pisi pisine kaçırılan şampiyonluklar, Avrupa’dan uzak kalınan sezonlar, yaşanan acılar, huzursuzluklar Kulübün yenilenmesini kaçınılmaz olarak gündeme getirdi...
Son genel kurulda, yaklaşık 20 yıldır Fenerbahçe’nin başında olan Aziz Bey gitti, Ali Koç takımın yeni başkanı oldu... Büyük  bir seferberlik, yeni transferler, yeni “Sportif Direktör”, yeni bir teknik direktör derken lig başladı...
-Ve olanlar oldu!..

Türk futbol kültürü!..


Fenerbahçe, lig tarihinin en kötü performansı ile 7 haftada yalnızca 7 puan topladı!..
Bir diğer deyişle 7 maçta 2 galibiyet, 1 beraberlik ve 4 mağlubiyetle ligin 14. sırasına demirledi!.. Hele son maçta son sıralardaki Rize’ye 3-0 gibi net bir skorla yenilmesi bardağı taşırdı. Buna bir de Avrupa Kupası’nda Partizan’a 4-1 yenilmesini ekleyin; Türk Futbolu’nun “sırtlanlarına” gün doğmuş olduğunu hemen anlarsınız!.. Ne demek istediğimi Fener’in efsane futbolcularından Hooijdonk’un sözleriyle anlatayım;
-Fener yönetimi Teknik Direktör Cocu ile devam etmek istese bile, bu ortamda taraftar baskısına dayanamaz. Türk futbol kültürünün bir parçası bu!..
Şimdi elimizi vicdanımıza koyup eloğlunun “kültür” dediği şu futbol sevgimize, bilgimize, sabrımıza bir göz atalım, önce taraftarın kulübüne nasıl baktığını şu sloganla anımsayalım:
-Seni sevmeyen ölsün!..
Tanrı aşkına, o takımı sevmeyen niçin ölsün?.. O renkleri seçmedi diye neden ölsün zavallı insanlar?.. Böyle kültür mü olur?.. O çok sevdiği, “ölürüm senin için” dediği takımı birkaç kez yenilince de kendi futbolcusuna hakaret edip saldırmak da var bu “kültürün” içinde!..
Bu ülke dünyaca ünlü teknik direktörlerin birkaç hafta içinde çürüğe çıkarılıp gönderildiğine defalarca tanık oldu, ne yazık ki!..
Ben şu futbol bilgimle, dünyanın hiçbir zirveye alışık takımında, teknik direktörün birkaç haftada darağacına çekildiğini görmedim, duymadım!.. Bir başka şekilde söyleyeyim:
-Bizim kadar sabırsız bir seyirci hiç görmedim!..
Ülkeye yeni gelmiş, geçmişi başarılarla dolu bir teknik direktör, yeni transferlerin de yapıldığı, birbirini tanımayan bir takımı elindeki sihirli değnekle mi oynatacak?!. Bunun için bir sürece, bir alışmaya, birbirini iyice tanımaya gerek yok mu acaba?..
-Bir düşünün bakalım!..

Önce iktidar sonra yandaş saldırısı!..


Gelelim beni en çok şaşırtan duruma...
Bugüne dek “teknik direktör istifa” sözlerini çok duymuştum ama büyük bir oy farkıyla seçilen bir kulüp başkanına yalnızca 6 ay sonra “git” denildiğini hiç duymamış, görmemiştim!..
Üstelik, bu başkan Rize’deki fiyaskodan sonra kendi seyircisinin arasına girip özür dileyen, “gereken yapılacak” diye söz veren bir başkan!.. Fenerbahçe taraftarının Ali Koç’a açtığı kredinin tükendiğini gösterecek en ufak bir işaretin olmadığının da ayrıca altını çizmem gerek!..
Hal böyleyken son maçtan sonra Saray’ın başdanışmanlarından Mehmet Uçum Twitter hesabından şu yorumu yaptı:
-Bu puan ortalamasıyla FB tarihinde ilk kez alt kümeye düşmemeye oynar. FB buna mahkum mu? Bence yönetim de teknik ekip de gitmeli!..
Saray cenahı böyle deyince, yanaşma medya durur mu? Mesela Yeni Şafak gazetesi dün şu sürmanşetle çıktı:
-Koç gitmezse Fener çöker!..
Bak sen! Benzer durum diğer zirve takımlarının başına geldiğinde gıkı çıkmayan “futbol çakalları” henüz 6 aylık başkan için idam fermanı çıkarmasını beceriyor, iyi mi!.. Lig tarihinde çok örneği varken, 9-10 puan farklardan, şampiyonluk zaferine atılan imzalar ortada dururken, tarihte hiçbir başkan için böyle bir sürmanşet atılmamışken, bu Ali Koç alerjisi, nefreti nereden geliyor acaba?..
Saray danışmanının attığı mesajdan hemen sonrasında iktidara yapışık gazetenin attığı sürmanşet tesadüf mü dersiniz?.. Son olarak şunu da söylemeden geçemeyeceğim:
-Fener Avrupa Kupası’nda perşembe günü rakibini yensin, üst üste iki, üç galibiyet alsın, bu kalem erbabı ne yazacak lütfen izleyin!..
Bu futbol kültürünün ürünleri ne de olsa!..