Sivas katliamı 2 Temmuz 1993’te herkesin gözleri önünde, neresinden baksanız 8 saatlik bir televizyon yayını ile canlı teşhir edilerek yaşandı!..
Bir ekonomi profesörü olan Tansu Çiller, Süleyman Demirel’in Cumhurbaşkanı olması üzerine boşalan DYP genel başkanlığı koltuğuna, kurt politikacıların arasından sıyrılarak oturmuş ve SHP ile kurduğu koalisyon hükümeti henüz birinci haftasını doldurmuştu... Tüm Türkiye, saatlerce Sivas Madımak Oteli’nde yaşanan kabusu çaresizce izlemiş, devlet adeta şoka girmiş vaziyette seyirci kalmış ve sonuçta bu ülkenin yüz akı sanatçıları, şairleri, ozanları, gencecik çocuklar diri diri yanarak, boğularak can vermişti...
- Bilanço vicdan kanatıcı, yürek dağlayıcıydı. 35 pırıl pırıl can yok olmuştu!..
Aziz Nesin zar zor kurtulmuş, itfaiye merdiveninden inerken milyonların gözü önünde tartaklanmış, linç edilmeye çalışılmıştı... İnsanlar ağıt yakarken, yürek parçalayan feryatlar yeri göğü inletirken, Başbakan Tansu Çiller hiç sıkılmadan şu açıklamayı yapmıştı:
- Çok şükür, otel dışındaki halkımız bir zarar görmemiştir!..
Otel dışındaki halk dediği, saatler boyu oteli kuşatıp ardından yakan, içerdeki canların dışarıya çıkmasını engelleyen yobaz güruhuydu!.. Bu kadının İçişleri Bakanlığı görevine getirdiği Mehmet Gazioğlu isimli zat da onu hiç aratmamış, katliamı Aziz Nesin’e mal etmek için şu açıklamayı yapmaya hiç utanmamıştı:
- Aziz Nesin’in halkın inançlarına karşı bilinen tahrikleriyle halk galeyana gelerek tepki göstermiştir!..
Kısa bir süre sonra , dışarıda biriken yobaz güruhunun önemli bölümünün taşıma usulüyle dışarıdan getirildiği ve kalabalığın planlı şekilde organize edildiği ortaya çıkacaktı!..
- Çiller ise, Sivas katliamıyla başladığı görevi sırasında daha bir çok skandala imza atacaktı!..

“Çiller Özel Örgütü”


Susurluk, Susurluk bağlantılı yargısız infazlar, Azerbaycan darbe girişimi, devletin içine çöreklenen uyuşturucu, silah ve nükleer madde mafyası, Ülkücü mafya, Emniyet, TSK, CIA-MOSSAD, MİT bağlantı ve uzantıları Çiller döneminin Türk Milleti’ne bıraktığı kirli ve kanlı miras olarak geçti tarihe...
Peki, ne oldu? “İyi saatte olsunlar” ın da  cansiperane desteği sayesinde bu ilişkiler şemaya bile dökülmesine karşın bir türlü ispatlanamadı!.. MİT’in, ayrıca Kutlu Savaş’ın hazırladığı raporlar bir bir sumen altı oldu!.. Ama bu organizasyonun ismi tarihe kazındı:
- Çiller Özel Örgütü!..
Doğu Perinçek’in kaleme aldığı aynı isimli kitap, bu örgütün neler yaptığını, hangi “karanlık işlere” bulaştığını tek tek anlatıyordu... Maalesef tüm bunlara rağmen örgütle ilgili araştırmalar ve iddialar askıda kaldı... O dönemin iki önde gelen ismi Çiller ve Mehmet Ağar siyaseten silindikten sonra iyice “sütre gerisine” sığındılar... Diğer bir deyişle buharlaştılar!..
Ancak yıllar sonra “Allah’ın sopası yok!” deyişi bir kez daha doğrulandı; 2012’de hem de Erbakan’ın MİT’ten bizzat istediği, bir türlü ispatlanamayan “Çiller Özel Örgütü” raporu ortaya çıkıverdi!.. Üstelik bu rapor, 3 Kasım 1996’daki ünlü Susurluk kazasından yalnızca bir ay sonra hazırlanmıştı. Bütün bağlantıların anlatıldığı rapora şemada eklenmiş ve altına şu not düşülmüştü:
- İddialar basında yer aldığı biçimiyle şematize edilmiştir!..
Neler yoktu ki raporda; Haydar Aliyev’i devirme operasyonu, Çeçenistan’a müdahale ve Avrasya Feribotu’nun kaçırılması, Mehmet Ağar’la uyuşturucu kaçakçısı Mehmet Baybaşin’in bağlantısı, Özer Çiller’in nükleer madde kaçakçılığı yapması, Manukyan’a suikast girişimi, Eşref Bitlis’in öldürülmesi, Cem Ersever ve arkadaşlarının öldürülmesi, Behçet Cantürk, Tarık Ümit, Savaş Buldan’ın öldürülmesi... Daha neler neler!..
Çiller, Darbeleri Araştırma Komisyonu’na konuştu, her şeyi inkar etti. Tüm sorulara kaçamak yanıtlar verdi. Sonuçta ne oldu peki?.
- O karanlık dönem bir kez daha uykuya yatırıldı!..

“Milli bir şuurla!..”


Çiller ve “Enişte” lakaplı eşi Özer Bey ile ilgili yazılacak çok şey var...
Ancak yerim kısıtlı! Mesela Doğu Perinçek’in  “Çiller Özel Örgütü” ya da Faruk Bildirici’nin uzun bir araştırma sonucu yazdığı “Maskeli Leydi” bu hanımefendinin yaptıklarını gayet geniş şekilde ortaya koyuyor... Bu kitapla ilgili bir yorumu paylaşmak isterim:
- Okurken yüreğimin çelik bir presin arasında ezildiğini hissettim!..
İşte bu hanım geçen pazar günü AKP’li Cumhurbaşkanı’nın “Büyük İstanbul” mitinginde bir kez daha sahne aldı!.. gazetecilerin sorularına ise şu şekilde yanıt verdi:
- Buraya milli bir şuurla geldim!..
Göz yaşartıcı bir açıklamaydı tabii! Ancak sonra bir baktık, oğlu Berk Uçuran Çiller, güneş enerjisi sektörüne ağabeyi Mert’le birlikte pek hızlı bir giriş yapmış!.. Arkadaşın hedefi de 400 milyon dolarlık yatırım imiş!..
Acaba işlerde bir sıkıntı mı var? Az buz değil, 400 milyon dolar, bugünkü kurla 2 milyar, TL, eski parayla 2 katrilyonluk bir yatırım...
- Milli şuuru pekiştirir yani...
Kendileri daha iyi bilir tabii, ancak iş Çiller’i sahne ışıklarının altına çıkarmaya kadar gelip dayandıysa, Cumhur İttifak’ının işi çok zor çoook!..

sozcu-banner-1