Ortada kaldıklarını belirten öğrenciler yaşananları protesto etti. Öğrenciler, yıkım kararı alınan Balçova’daki fakülte kapısının tam karşısındaki kaldırımda 29 gün boyunca oturma eylemi yaptı. Protesto eylemlerinin bu kısmını önceki akşam sonlandırma kararı alan öğrenciler aynı yerde son kez toplandı. Topluluk, “Her şeyin farkındayız, kaldırım taşındayız”, “Sanat ranta kurban edilemez”, “Deprem raporu nerede, biz buradayız”, “GSF itaat etmeyecek” yazılı döviz ve pankartlar taşıdı.

SÖZCÜ


“KONUŞMAK YASAK, ŞARKI SÖYLEMEK YASAK”

Yaklaşık 200 öğrenciden oluşan topluluğa Narlıdere Ilıca Mahallesi sakinleri ile bir grup CHP’li de destek verdi. Olay yerine İzmir İl Emniyet Müdürlüğü Güvenlik Şubesi’ne bağlı çok sayıda polis ile Çevik Kuvvet ekibi geldi. Öğrenciler basın açıklamasını okuyup, Praksis Grubu’nun birkaç tane şarkı söylemesinden sonra dağılacaklarını belirtti. Ancak İzmir Valiliği’nin eylemi önlemeleri için kesin talimatı olduğunu belirten polis şefleri, öğrencilerin düşüncelerini açıklamasına ve şarkı söylemesine izin vermedi.

 

ŞARKI YASAĞI ENGELİNİ OTİSTİK ERKAN KIZILDAĞ AŞTI

Öğrencilerin ısrar etmesi üzerine polis ekipleri topluluğun üzerine yürümeye başladı. Gerginlik tırmanırken kalabalığın içinden bir ses duyuldu. Elindeki gitarla kalabalığın arkasındaki kaldırımda oturan ve otistik bir genç olan Erkan Kızıldağ polis müdahalesi başlamak üzereyken şarkı söylemeye başladı. O anda herkes durdu, Erkan Kızıldağ’ın seslendirdiği “Hayat Bayram Olsa” adlı şarkıyı dinledi. Gerginliğin sona erdiği bu anlardan kısa süre sonra tansiyon tekrar yükseldi. Araya CHP Narlıdere İlçe Başkanı Mehmet Şahin Fırat ile Ilıca Mahallesi Muhtarı Önder Demirdöven girerek tansiyonu düşürdü. Müdahale etmemeleri için polis şefleriyle konuşan Fırat ve Demirdöven, “Gençler sadece bir basın açıklamasıyla düşüncelerini dile getirecekler ve şarkı söyleyecekler. Neden izin vermiyorsunuz” diye sordu. Polis yetkilileri ise eylemin kanunsuz olduğunu iddia ederek buna izin vermeyeceklerini ifade etti ve öğrencilerin dağılmasını istedi.



“DERDİMİZ NİTELİKLİ EĞİTİM”

Bu arada, GSF Grafik Sanatları Bölümü öğrencisi Mahir Akkoyun topluluğa hitaben yaptığı konuşmada, “Fakültemiz kuşatma altında. Herhangi bir etkinliğimize izin verilmiyor. Oysa biz burada bütün taleplerimizi dile getirmek ve rektörlükten sorularımıza cevap almak için bulunuyoruz. Nitelikli eğitim almak istiyoruz. Derdimiz budur. Bu derdimiz birilerinin zoruna gitmiştir. Buna tahammül edemeyenler bizi gözaltına almakla yerlerde süründürmekle tehdit ediyor. Biz bu direktiflerin nereden geldiğini çok iyi biliyoruz. Bugünkü bekleyişimiz burada son bulacak ama direnişimiz çeşitli platfomlarda İzmir halkı ile omuz omuza sürecek. Bu bir son değil, yeni bir başlangıçtır” dedi. Bu açıklamanın ardından topluluk dağıldı.

ORADA NELER YAŞANDI

Türkiye’nin ilk ve en büyüğü olan İzmir Dokuz Eylül Üniversitesi (DEÜ) Güzel Sanatlar Fakültesi ve Konservatuarı yerleşkesinin boşaltılması kararı alınmıştı. Rektörlük, geçtiğimiz Haziran ayında açıkladığı kararına gerekçe olarak, yapıların depreme dayanıksız hale geldiğini gösterdi. Ancak rektörlük, çağrılara rağmen deprem riski raporunu kamuoyuna açıklamadı. Sivil toplum kuruluşlarının DEÜ Mühendislik Fakültesi tarafından hazırlandığı belirtilen deprem riski raporunun güvenilir olmadığını ileri sürerek bağımsız kurumlar tarafından inceleme yapılmasını istemesi karşılık bulmadı. CHP milletvekilleri boşaltılan binanın yıkılmasından sonra 57 dönümlük gözde alanın rantçılara peşkeş çekileceği kuşkusunu dile getirdi. (Yıkım ve boşaltma kararı alınan 57 bin metrekarelik arsayı 1970 yılında İzmirli hayırsever işadamı Remzi Reyent eğitime bağışlamıştı. Arsa bu şartla Milli Eğitim Bakanlığı’na devredilmişti.)


ÖĞRETİM ÜYELERİNE SORUŞTURMA

Dekanlık geçtiğimiz Temmuz ayında öğretim üyelerine patates çuvalları göndererek odalarını boşaltmasını istemişti. Bu arada yaşananlara itiraz eden öğretim üyeleri İbrahim Yükselsin, Semih Çelenk, Gülay Yaşayanlar, Mümtaz Sağlam, Zuhal Çetin Olcay ve Burak Bakır hakkında üniversite yönetimi soruşturma başlattı.

BOŞALTMA KARARI MAHKEMELİK OLDU

Öte yandan, hukuk mücadelesi başlatan 55 öğrenci yürütmenin durdurulması için 24 Temmuz’da dava açtı. Öğrencilerin avukatlığını İzmir Barosu Yönetim Kurulu Üyeleri’nin tamamı üstlendi.

SANATÇI VE AYDINLAR ÖĞRENCİLERİ DESTEKLİYOR

Bu arada, aralarında Genco Erkal, Ataol Behramoğlu, Levent Üzümcü, Mert Fırat, Orhan Alkaya, Orhan Aydın, Selçuk Yöntem, Şebnem Sönmez, Şenay Gürler, Caner Cindoruk, Haluk Işık, İlkay Akkaya gibi pek çok sanatçı ve aydın, “Eğitim hakkı engellenemez” başlıklı bir metne imza atarak öğrencilere destek verdi.

YENİ BİNA GÜZEL SANATLARA UYGUN DEĞİL

23 Eylül itibariyle başlayacak yeni eğitim-öğretim sezonuna günler kala en acil sorun ise öğrencilerin nerede ders göreceği… Özel mimari gerektiren güzel sanatlar fakültesinin taşınabileceği uygun bir bina İzmir’de yok. Öğrenci ve öğretmenlere geçici adres olarak Tınzatepe’de rektörlük için inşa edilen yeni bina gösterildi. Rektör Nükhet Hotar Göksel taşınmak istemediği için boş duran yapı, Güzel Sanatlar Fakültesi ve Konservatuarı’na tahsis edildi. Fakat bu bina koşullarının güzel sanatlar fakültesi ve konservatuar eğitimine uygun olmadığı vurguladı. Zira binada sahne, stüdyo, atölye bulunmuyor. Hatta bazı odalarda pencere bile yok. Buna rağmen GSF ve konservatuarın buraya taşınma işlemlerine başlandı. İdari birimler taşındı. Fakat sanat eğitiminde kullanılan birçok araç-gereç “konulacak yer olmadığı” için yeni binaya götürülemedi.