ACAİP YAZILAR

İlber Hocam maaşını hak etmiyorsun ama


Türkiye’de entelektüel birikimi en yüksek isimler sıralamasında herhalde İlber Ortaylı ilk sıralarda yer bulur.
Kendine özgü konuşma biçimi ve verdiği bilgilerle 7-70 herkese hitap edebilen ve bir şeyler öğreten bir isim İlber Ortaylı.
Hazır cevaplığı, iğneleyici eleştirileri, ince esprileri ile de çok seviliyor İlber Hoca.
Bir süre önce Kültür ve Turizm Bakanlığı’na “danışman” olduğunu öğrendik İlber Ortaylı’nın.
Maaş alıyordur herhalde, bugünkü iktidara parasız iş yapmak olmaz, çünkü zaten onların her şeyi para, bu nedenle İlber Ortaylı’dan da esirgememişlerdir parayı.
Ama şunu söylemeliyim ki, İlber Ortaylı aldığı parayı hak etmiyor bana göre.
Çünkü her ne kadar Kültür ve Turizm Bakanı’na bağlı olsa da, onun bağlı olduğu sarayın da kendisinden yararlanması gerektiğini düşünüyorum.
Oysa belli ki saraydaki yöneticimiz Ortaylı’ya pek danışmıyor.
Çünkü eğer danışsa “tarihi eserleri yıkıp yerine yenilerini yapacağız” demez.
Hocam ben böyle bir açıklama yapacağım” dese İlber Hoca ağzına biber sürer vallahi.
Ne diyorsun böyle, tarihi eser bu adı üstünde, yıkılır mı?” der örneğin.
Ya da “Tarihi eserin yenisi yapılmaz, ancak restore edilir” diye bilgi verir.
Bunun da “adam gibi olması gerektiğini” söyler.
Belli ki bunlar olmuyor.
Bu nedenle saray sakini, ekranlara çıkıp, önceden soruları verdiği gazetecilere istediği gibi konuşuyor.
Tabii karşısına konanlar gazeteci olmadıkları gibi İlber Ortaylı’nın yüzde bir bilgisine ve görgüsüne sahip olmadıkları için “Efendim tarihi eser yıkamayı biraz açar mısınız” gibi masum bir soruyu bile sormaktan aciz kalıyorlar.
Aslında vakit çok geç değil.
Madem saray sakini böyle bir açıklama mı yaptı, İlber Hoca “resen” harekete geçmeli.
Ben sadece ETS’nin, pardon Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın değil bağlı olduğu sarayın da danışmanı sayılırım” diyerek düzenli tarih dersi vermeye başlamalı.
Bu derslere diğer danışmanlar da katılmalı.
İlber Ortaylı “Abdülhamid boğdurulmamış zatürreden ölmüştür, Lozan’da 12 Adalar konu bile edilmemiştir, Cumhuriyeti kuranlar ayyaş değildir” falan gibi lüzumlu bilgileri aktarmalıdır.
Ki belki saray kaynaklı bazı komik tarihi bilgilere maruz kalmaktan kurtuluruz.
Hem de fena mı, İlber Hoca da maaşını hakkıyla almış olur.

KOMİK

Bu haftanın aforizmaları


Yine İbrahim Ormancı’dan tabii. Okuyalım;
Manda yuva yapmış söğüt dalını. İmar Barışı’ndan yararlanacak akıllı.

★★★

Mühim olan cemrenin düşmesi değil, enflasyonun düşmesi. Hâlâ anlamadın mı?

★★★

İşten kaytarmak konusunda üstümüze yok. Kişi başına düşen milli fasılada dünya birincisiyiz kesin!

★★★

İçim içime sığmıyor. Azıcık kilo mu almışım ne?

★★★

O mahur beste çalar Müjgan’la biz ağlaşırken hırsız evi soymuş.

★★★

Hayatımı yazsam roman olur. Adı da hazır; UCUZ ROMAN.

★★★

Yaşadıklarımdan ders çıkarıyorum çıkarmasına ama mülakatta eleniyorum ne iş?

★★★

Tanzim satış mağazalarında, EJDER MEYVESİ’nin de satışını heyecanla bekliyoruz.

★★★

Her başarılı erkeğin arkasında, sürekli başını ağrıtan bir kadın vardır. Kesin bilgi.

★★★

Terk etmedi sevdan beni. Fakat mahkeme uzaklaştırma cezası verdi. Elim mahkum.

★★★

Bir fincan kahvenin kırk yıl hatırı var diye ikide bir şeyler istemek de neyin nesi?

★★★

Dünyanın eskiden öküzlerin üstünde olduğuna inanılırdı. Şimdi ben öküzlerin işgali altında olduğuna inanıyorum.

★★★

Karıma “Hayatımızda bir beyaz sayfa açalım” dedim. “Oooo işin yoksa şimdi temizle. Bırak, böyle kalsın” dedi.

★★★

Hariçten gazel okuyacağına, yetenek yarışmasında gazel okusana.

★★★

Hanım ne zaman ben otururken omzuma dokunup “Biz bir ekibiz biliyorsun değil mi?” diye sorsa yanıtım “Tamam banyoyu temizleme işi bende” diyorum.

★★★

Üzme tatlı canını. Tanzim satıştan al patlıcanını!

★★★

Üsküdar’dan, Hale, Jale ve Lale bu kez birbirlerine rakip oldular. Üçü de muhtar adayı oldu.

★★★

Tiyatronun gidişatına seyirci kalmayın. Seyirci olun.

★★★

Her parti lideri kendine göre başarılı. Kimse sözünü tutup istifa etmeyecek. Bari ben seçmenlikten istifa edeyim. Varsın liderlerimiz her durumdan istifade etsin!..

★★★

Güzellik uykusu gerçekten işe yarıyormuş. Kadınlar , güzellik salonlarına gideceklerine bol bol uyusunlar. Hem uyuyunca karı-koca arasında pek kavgada çıkmaz.

★★★

Akıllı telefonumu kumsalda düşürdüm. Çakıllı telefon oldu ha ha ha.

★★★

Otobüste oğlum geçen polis arabasını gösterip “Baba federaller geliyor” dedi. Birileri yozlaşma mı dedi duyamadım.

★★★

Erkekler ağlamaz... Doğratma bana artık şu soğanı hatun.

★★★

Üzümün sapı, armudun çöpü deyip kimseleri beğenmedin. Odunun tekine kaldın şaşkın kız.

★★★

Her güzelin kalbinde bir aslan yatıyor..O aslanlar nasıl sırtlana dönüşüyor hayret.

★★★

Bor’un pazarı geçmedi geçmesine ama, meyve ve sebze ateş pahası. Git gidebilirsen.

★★★

Komşumla markete birlikte gidiyoruz. Poşeti bir gün o, bir gün ben alıyorum. Kâr maksimum düzeyde.

★★★

Cemrenin havaya, suya ya da toprağa düşmesi sorun değil de kötü yola düşmesi düşündürücü!

CANIMI SIKAN ŞEYLER

İstifa etmek değil ihaleye girmemek ahlaklı davranıştı


Futbol Federasyonu Başkanı Yıldırım Demirören geçen hafta istifa etti.
Aydın Doğan’dan alınıp Demirören’e verilen medya bu haberi “Etik veda, gölge düşürmeden veda etti” türü başlıklarla duyurdu.
Neden?
Çünkü Demirören ailesi futbol maçları üzerine bahis oynatan İddaa adlı kumar sistemini satın aldı.
Demirören medyasına göre “böyle bir ihalenin alınmasından sonra federasyon başkanlığının devamı ahlaki olarak doğru olmazdı” ve bu nedenle istifa kararı verildi.
Aman ne güzel.
Bütün Türkiye alkışlamalı değil mi bu “etik” davranışı.
Oysa durum tam tersi.
Ahlaki olan istifa değil, o ihaleye hiç girilmemesiydi.
Yıldırım Demirören Futbol Federasyonu’nun başkanlığında otururken bu ihaleye giremezdi.
Ya da eğer ille de bu kumar sisteminin sahibi olmak istiyorsa önce başkanlıktan istifa ederdi sonra ihaleye girerdi.
Ama ne yaptı?
O koltukta oturmanın avantajıyla ihaleye girdi.
Kazandı.
Ama yetinmedi bekledi ki tüm işlemler bitsin, devir tamamlansın.
Ondan sonra “Artık bu koltukta oturmak ahlaki olmaz” diyerek yerinden kalktı.
Tam kalkarken ne yaptı.
Beşiktaş’taki durumu artık tartışılmaya başlanan Şenol Güneş’i Milli Takım’ın başına getirdi.
Kabile devletinden bile geriye düştük aslında da kumaş bu söylenecek söz kalmıyor ki.

ÇOK GÜLDÜM

İki pazar fıkrası


Özlemiştik Yıldırım Tuna’yı. Bu pazar iki fıkrasıyla tekrar “merhaba” diyor.

EŞİME AYIP OLDU

Motosiklet köpeğe çarpmamak için direksiyon kırınca yolun kenarındaki derin hendeğe uçmuş, oradan geçen çok güzel bir kadın olayı görünce arabasını durdurup yola tırmanmaya çalışan adamı görmüş, “Beyefendi iyi misiniz?..” diye telaşla sormuş...
“Sanırım iyi… iyiyim..!” diye cevap vermiş adam.
“Hemen arabama binin size evime götürüp detaylı bir kontrol edeyim” demiş kadın
“Çok naziksiniz , ama eşim bunu hoş karşılamaz, ona çok ayıp etmiş olurum…” diye karşılık vermiş adam.
“Saçmalamayın, ben hemşireyim, bakalım görünmeyen bir hasar oluşmuş mu?.. Muayene edeyim” diye karşı çıkmış kadın.
“Çok iyisiniz… Buna hayır diyemem.. Fakat bu yaptığım çok ayıp ama neyse..!”
Sonunda birlikte kadının evine gitmişler, tepeden tırnağa kadar muayene olmuş, sıcak bir duş, birlikte içilen bir kaç kadeh içkiden sonra “Çok teşekkür ederim, şimdi kendimi çok iyi hissediyorum” demiş adam, “Ama karıma gerçekten ayıp oldu..”
Kadın “Aptal olma” demiş kadın,
“Biraz daha kal. Karın ne bilecek ki?.. Şu anda evde değil mi?”
Adamcağız biraz sıkılarak konuşmuş; “Tam olarak değil sanıyorum hâlâ o hendeğin içindedir..!”

MESAJLAŞMA KODLARI

Gençler aralarında mesajlaşırken kısaltılmış kodlar kullanıyorlar... SLM.. NBR?.. gibi yaşlı insanların da bu tip kodlamalara ihtiyacı olsa nasıl olurdu?
DRM – Doktordayım.
ACG – Arkadaşımın cenazesine geldim...
TSG – Tekerlekli sandalyemi getirir misin?..
KDG – Kendi dişini getir...
SKK – Sigorta karşılıyor, korkma...
NU – Neredeyim unuttum...
YKS – Yine kalbim sıkıştırıyor...
KK – Kiminle konuşuyorum?..
GDF – Gülerken dişim fırladı...