Yüksek Seçim Kurulu (YSK), KHK’yle ihraç edilmiş ve 31 Mart’ta belediye başkanı seçilenlere mazbata verilmemesini kararlaştırdı.
İktidar ve ondan nemalananlar dışındaki herkesin, büyük güç sarf ederek yaşatmaya çalıştığı adalet ve eşitlik duygusunu yerle bir eden bu karara göre mazbatalar ikinci sıradaki adaylara verilecek.
İkinci sırada hangi partinin mi adayı var? Tabii ki AKP.  Peki, YSK, 31 Mart öncesinde seçim sürecinde “KHK’yle ihraç edilenler aday olamazlar” diye bir genelge yayımlamış mı? Hayır.
Belediye başkanı seçilen kişiler, aday oldukları zaman adaylıklarında yasal bir sakınca bulunup itiraz edilmiş mi? Hayır.
Peki, halkın iradesini göz göre çiğneyen bu karar neden şimdi alınıyor? Cevap yok. Adaylık sürecinde, aday olabilme yeterliliğine, ehliyetine engel oluşturmayan KHK ihracı, seçildikten sonra nasıl mazbata iptaline yol açıyor? Cevap yok.
YSK’nin bu akıl almaz kararından etkilenen Bağlar, Tuşba, Edremit, Çaldıran, Dağpınar, Tekman ilçelerinde seçim sonuçlarına baktım. Bağlar’da arada neredeyse 50 puan fark var. Evet, yanlış okumadınız. HDP adayının oyların yüzde 70.34’ünü aldığı Bağlar’da, oyların yüzde 25.46’sını alan AKP adayı mazbata alacak.
OHAL rejiminin “hukuku” olan KHK’yle ihraç edilenler hakkında yargı kararı bulunmuyor.
Daha doğrusu şöyle ifade edelim: Partili Cumhurbaşkanlığı sistemine geçilmeden önceki Bakanlar Kurulu kararıyla yapılan bu ihraçlar mahkeme kararına dayanmıyordu. YSK’nin bunu bilmeme ihtimali olmayacağına göre, bu kararın hukuksuz olduğunu bile bile karar verdiğini anlıyoruz.
İnsanın varlık sebebi seçim güvenliği olan bir Anayasal kurumun, inanç ve güveni yerle bir eden karar alabilmesine diyecek bir söz bulmak gerçekten zor.

Eynesil’de derinleşen adaletsizlik


Toplum 11 yaşında neşeli bir kız çocuğunun intihar ettiğine inanmıyor” diyor Gülsüm Kav. Eynesil’de bir yıl önce kuşkulu bir olayda yaşamını yitiren Rabia Naz’dan bahsediyor. Gülsüm Kav, Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu Genel Temsilcisi. Yerden göğe haklı. Yargıya yaptığı şu çağrı hepimizin sesi:
Toplum sizden artık gerçeği ortaya çıkarmanızı, failleri yakalamanızı ve adalet bekliyor. Ki çocuklar ve yetişkinler, tüm Türkiye toplumu nefes alsın” diyor.

[caption id="attachment_4393619" align="alignnone" width="750"] Rabia Naz[/caption]

Kızının ölümünü insanüstü bir çabayla sorgulayan baba Şaban Vatan’a reva görülenler, suçluyu bulmak yerine bunu talep eden babaya yönelik eziyetin sistemsel bir hal alması hepimizin boğazına yumruk oturtmuş durumda.
31 Mart’ta Eynesil Belediyesi’nde yönetimin yıllar sonra el değiştirmesi, bu soruşturmanın adalet beklentisine uygun ilerleyeceği yolunda bir umuda yol açmıştı. Bu beklentinin naifliği baba Şaban Vatan’ın Samsun Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi’ne yatırılması kararının kesinleşmesiyle bir kez daha anlaşıldı.
Giresun Savcılığı dün açıklama yapacaktı. Hamile eşini yalnız bırakarak her an 3 hafta yatırılacağı hastaneye götürülmeyi bekleyen baba Şaban Vatan aradı. Başsavcı talimatıyla adliye binasından içeriye alınmadığını bildirdi.
O adliye binası bizlerin işi görülsün diye bizlerin vergileriyle yapıldı. Oysa Savcılık açıklamasında Şaban Vatan’ın ağabeyinin başvurusuyla akıl hastanesine sevk edildiği bilgisi vardı. Şaban Vatan’ın şu haklı sorusu hâlâ cevap bekliyor:
Peki o zaman neden hem savcılıkta hem de mahkemede Canikli ve Somuncuoğlu paylaşımları soruldu?
Bu soruşturma sürecindeki adaletsizliğin bir istisna değil, ülkeyi kanser gibi saran hukuksuzluğun hastalıklı hücrelerinden biri olduğunu 31 Mart gecesinden bu yana her dakika görüyoruz.