“Hükümet değişikliği ne zaman?” diye soruyorlar.
Siyasi kulislerde “Kabine değişiyor” sözleri yoğunlaştı.
Cumhurbaşkanı’nın, en az 6-7 bakanı değiştireceği söyleniyor.
Diyelim ki, yalnız 6-7 değil, bütün bakanlar değişti? Ne olacak? Ülkenin kaderi değişecek mi? Önemli olan bu!
İşler iyi gitmiyor! Ekonomi yaralı! İçi boş paketleri açıklamakla ün yapan Damat Berat Bey giderse her şey düzelecek mi?
Damat Bey’in bazı hataları elbette ki var ama asıl suçlu işlemeyen rejimdir!
Türkiye dünyada eşi olmayan bir sistemle yönetiliyor ve her şey “Tek Adam”ın iki dudağı arasından çıkacak sözlere bakıyor!
Daha birinci yılında sistemin tıkandığı, bu tür yönetimin Türkiye’nin gerçeklerine uymadığı görüldü.
Kabinede değişiklik olur mu?
Olsa ne yazar, olmasa ne yazar?
Kabine, sistemin makyajıdır.
Her şeye “Tek Adam”ın karar verdiği bir ülkede işlerin düzelmesini ummak hayal olur!



CHP yanlıştan dönecek mi?
Bir muhalefet partisi, halkın eziyet çekmesine göz yumup seçimden kaçar mı?
“Erken seçim olmasın!” demek milletin çektiği azaba göz yummak anlamına gelmiyor mu?
Bir süre önce, Kılıçdaroğlu’nu şu sözleri nedeniyle eleştirmiştim:
“Türkiye’nin çok ağır bir ekonomik bunalımdan geçtiği bir ortamda seçime gitmeyi doğru bulmuyoruz. Ülkeyi bu hale getirenler bakalım bu halden çıkaracaklar mı, çıkarmayacaklar mı?”
Ben bu sözleri “Millet sıkıntı çekmeye devam etsin!” şeklinde algıladım.

★★★

Eleştirilerime büyük desteğin yanı sıra tepkiler de geldi tabii ki... Olaylara at gözlüğü ile bakan bazı fanatik CHP’liler “Bırakalım AKP kendisini yesin bitirsin, acelemiz ne?” dediler.
Siz ne diyorsunuz ey CHP’liler? Millet yanıyor!
Ülke tutuşacak, insanlar acı çekecek, siz de seyredeceksiniz, öyle mi?
CHP, ülkedeki yangını söndürecek bir itfaiyedir!
Hangi itfaiyeci, “Alevler kendi kendine sönsün, biz geride kalan küllerini toplayalım” diye bekler ki?
Kılıçdaroğlu “Erken seçime gitmek şimdilik gündemimizde yok ama iktidar isterse biz her zaman, her türlü seçime hazırız, hodri meydan!” demeli, CHP’nin seçimden korkmadığını göstermeliydi.

★★★

Duymak istediğim sözleri Kılıçdaroğlu’nun yerine CHP Parti Sözcüsü Faik Öztrak’tan işittim. Öztrak:
“Milletten yetki istediler, ‘Ülkeyi uçuracağız, çok daha hızlı karar alacağız’ dediler ve bugün içinde bulunduğumuz bu rejimi kurdular. Söz verdiklerini yerine getirsinler!
Biz erken seçim düşünmüyoruz ama karşı taraf “Ben artık bu işi yürütemiyorum, erken seçime gidelim’ derse biz CHP olarak her zaman seçime hazırız” dedi.

★★★

Türkiye’yi daha büyük güçlükler bekliyor.
Ezilen kitleler, sıkıntılardan kurtulmayı umut etmek istiyor. Bu da muhalefetin cesur olması sayesinde gerçekleşebilir.

AKP’nin korkuları!


AKP’de yönetime isyan bayrağını açan eski Başbakan ve Genel Başkan Ahmet Davutoğlu ve arkadaşları hakkında partiden ihraç kararı alınması, AKP’nin endişe içinde olduğunun tipik bir göstergesi...
İktidar partisinde korku dağları bekliyor!
Yakında Ali Babacan hareketini organize edenler de ihraç talebiyle disiplin kuruluna verilirlerse hiç şaşırmamak gerekir.
İstanbul seçimlerinin sonucunu en doğru bilen şirket olan Avrasya Araştırma’nın son yaptığı anket, sanırım AKP’nin korkularını daha da arttıracak.
AKP, ortağı MHP’ye ve diğer partilere karşı oy kaybediyor!
Suriyeli sığınmacıların yarattığı rahatsızlık, israf, lüks, hızla artan işsizlik ve pahalılık AKP’yi eritiyor!
Kurulacak yeni partiler en çok AKP’den oy koparacak ve yeni bir seçimde AKP’yi ortağı MHP’nin oyları da kurtaramayacak!

TEBESSÜM

Kardeşlerin kavgası!


Dul bir adamla dul bir kadın evlenirler. Bunların, önceki evliliklerinden birer de çocuğu vardır.
Evlendikten sonra bir çocukları daha olur.
Çocuklar bir gün bahçede oynarlarken kavgaya tutuşurlar.
Evin penceresinden bakan kadın, kocasına bağırır:
“Bey çabuk gel, çocuklar kavga ediyor.”
Adam seslenir:
“Kim kiminle kavga ediyor?”
Kadın cevap verir:
“Seninki ile benimki bir olmuş, bizimkini dövüyorlar!”

GÜNÜN SÖZÜ

Bugünün işini yarına bırakma! Çünkü, yarın ne olacağı belli değildir!