Hayretler içindeyim... Şaşırmamak elde değil!
Meğerse biz demokrasiyi yanlış biliyormuşuz!
13-14 bin oy farkla seçim kazanılmazmış!
Bunu Türkiye’nin en yetkili kişisi söyleyince daha da şaşırtıcı oluyor.
Böylece demokrasinin değişik bir çeşidi ortaya çıkıyor! Tüm dünya daha bu sistemi bilmiyor! Onlar seçimin bir oy farkla bile kazanılacağını zannediyorlar!
AKP Genel Başkanı (Cumhurbaşkanı) Erdoğan ciddi ciddi:
“Kimse 13-14 bin farkla kazandım havasına girmesin!” dedi, iyi mi?
Affedersiniz ama kazanmak için kaç oy fark olması lâzım? Erdoğan beğeneceği rakamı da söylemedi!
Amerika’da, Kanada’da, İngiltere ve Almanya’da, aklınıza gelen tüm demokratik ülkelerde 1 oy fazla almak kazanmak için yeterlidir ama bizde 13-14 bin oy farkı yetmiyormuş!
Erdoğan 1994’te İstanbul Belediye Başkanlığı seçimini sadece oyların dörtte biri ile (yüzde 25 oyla) kazanmıştı. Şimdi İmamoğlu “yüzde 49 oyla” seçimi kazanmış olmuyor, öyle mi?



“1 Nisan milattır. Bu tarihten sonra Bodrum’da kaçak tek bir çivi çakılmasına izin vermeyeceğim. Kimse benden müsamaha beklemesin. Anında yıkarım!”
Bu sözler Bodrum’un CHP’li yeni Başkanı Ahmet Aras’a ait.
Aras’ın, Heredot Kültür Merkezi’nde halka açık yaptığı toplantıyı izleyen gazeteci arkadaşım Can Pulak bana yolladığı mailde “Partili-partisiz, değişik görüş sahibi pek çok Bodrumlu ilk defa kentine sahip çıktı ve yapılacak doğru işlerin müjdesini, alkışladı” diyor.
Ahmet Aras’ın büyük kararlılıkla sürdürdüğü sözlerinin devamı şöyle:
“Kimse benden torpil, iltimas beklemesin. Kimse gereksiz iş takibine kalkışmasın. Artık belediye koridorlarında insanlar değil, evraklar dolaşacak ve müracaat sahiplerinin işleri anında görülerek kendilerine bilgi verilecektir. Tüm belediye görevlileri halkın emrinde olacak ve işlemler yasaların emrettiği biçimde sonuçlandırılacaktır.”

★★★

Bunlar güzel sözler... Keşke tüm Türkiye’deki belediye başkanları bu kararlılıkta olabilse...
Aslında yasalar böyle emrediyor ama geçmiş yıllarda yasalara uyan pek olmadı ve bütün Türkiye gibi Bodrum da her geçen gün biraz daha bozuldu.
Bodrum, İstanbul’un sayfiyesi gibi... Yaz aylarında nüfus yoğunluğu yerli ve yabancı turistlerle 2 milyonu buluyor. Yönetimi çok zor bir bölge.
Yeni Başkan Ahmet Aras Bodrum’da şeffaf bir yönetim politikası vaadediyor.
Aras, halka verdiği sözleri yerine getirebilecek mi? Hangi oranda gerçekleştirebilecek? Biz bunun takipçisi olacağız!

TEBESSÜM

Bir işadamının gözü ile İstanbul seçimleri!


Cenk Tuncay, Amerika’da yaşayan bir Türk işadamı... İyi para kazanmış, gelip Bodrum’da nefis manzaralı iki villa satın alıp bunları birleştirmiş. Şimdi bazen Bodrum’da, bazen Miami’de yaşıyor ama Bodrum’u daha çok seviyor. Keyfine diyecek yok.
Oy vermek için Bodrum’a gelen Cenk Tuncay, İstanbul seçimlerine şaşırmış kalmış.
Amerika’da asla böyle bir şeyin olamayacağını, bir oy farkla koskoca Başkan’ın bile değişebileceğini belirten Cenk Tuncay:
“Ben İstanbul seçimlerini Temel’in şu fıkrasına benzetiyorum” diyor ve anlatıyor:
“Temel, Taksim’de bir hayat kadınına fiyatını soruyor.
Genç kadın şuh bir tebessümle:
“Bir gece için 300 dolar alırım” diyor.
Temel, kadının tebessümüne tatlı bir tebessümle karşılık vererek:
“Ben sana 300 değil 3000 dolar veririm” diyor ve ekliyor:
“Fakat seni uyarıyorum. Ben dayak atmayı severim ve sonrasında döverim. Ne dersin?”
Kadın düşünüp taşınıyor, 3 bin dolar cazip geliyor, parayı peşin almak şartıyla kabul ediyor.
Temel cüzdanını çıkartıp gıcır gıcır dolarları kadına veriyor.
Yolda giderlerken- merak eden kadın biraz tedirgin bir şekilde soruyor:
“Tamam, döversin de... Ne kadar döversin?”
Temel:
“Valla” diyor “Verdiğim parayı geri alıncaya kadar döverim!”
İstanbul seçimleri de Temel’in bu fıkrasına benzedi!

GÜNÜN SÖZÜ


Demokraside seçim, onurlu, haysiyetli, adil olursa güzeldir!