“Camide içki içtiler”, “Üzerime işediler”, “Ezanı ıslıkladılar” yalanlarından sonra şimdi bir de “İdam” tehdidi çıktı ortaya...
Meral Akşener meydanlarda bağırıyor:
“Benden 250 milyon lira istiyorlar, Sayın Kılıçdaroğlu’na da idam cezası!”
Bir parti liderine idam ha? Nasıl bir seçim bu? Hangi ülkedeyiz? En cahil Afrika kabilelerinde bile böyle cehalet, böyle bir ilkellik var mıdır?
Hınç, kin, haset, nefret ve yalan sarmış etrafı...
Bu ortamı yumuşatmak, halka rahat bir soluk aldırmak siyasilerin görevi değil mi?
O kadar gerildik ki, neredeyse kopacağız!
Kılıçdaroğlu “Eğer benim ölümümle ülke sefaletten, yokluk ve yoksulluktan kurtulacaksa ben canımı vermeye hazırım” dedi ve ekledi:
“Beni asmak için getirsinler idam kanununu eğer imzalamazsam namerdim!”
Daha ne desin?
Densiz bir yaratığın ortaya attığı insanlık dışı sözlerin perde arkasında olanlar varsa ve yürekleri elveriyorsa devam etsinler!
İYİ Parti lideri Meral Akşener, yaşanan tuhaf olayları “Tarzan zor durumda!” diye özetliyor.



Din ticareti doludizgin gidiyor.
Bazı AKP’liler çıkıyor “AKP’ye vereceğiniz oylar kıyamet günü kurtuluş belgeniz olacak” diyor.
Bir diğeri “AKP’ye oy verirseniz ahirette Allah sizden hesap sormayacak” diyor.
Bir başkası cennetin kapılarının açılacağını söylüyor.
Akılları sıra saf insanları kandırmaya çalışıyorlar! Kananlar da oluyor tabii ki...
Yalanın katmerlisini söylüyor ve hiç de utanıp sıkılmıyorlar!
Saadet Partisi lideri Temel Karamollaoğlu bu din bezirgânlarını kınıyor ve:
“Hz. Peygamber efendimiz bile böyle konuşmamıştı” diyerek onların palavralarını yüzlerine vuruyor “yalancı kişilerin asla dindar olamayacağını” söylüyor.

★★★

İslâmî kesimin önde gelen yazarlarından Mehmet Şevket Eygi bir süre önce Milli Gazete’deki sütununda bu din simsarlarına şöyle yüklendi:
“Din sömürüsü yapmak, İslam Kur’an’ı mukaddesatı Nebevi (peygambere ait) mirası, şahsi menfaatine, zenginleşmeye, ikbaline âlet etmek, karı veya uyuşturucu satmaktan daha âdi ve rezil bir iştir!”

★★★

İslâmî bilgisi üst düzeyde olan Mehmet Şevket Eygi’den iyi bilecek değiliz tabii.
Biz de onun net ve sert ifadelerinden, bu din tacirlerinin durumunu öğrenmiş olduk.
Demek ki neymiş?
Dini menfaatine, zenginleşmeye âlet etmek, kadın satmaktan daha adi, daha rezil bir işmiş...
Dini siyasete ve kendi çıkarlarına âlet edenlere duyurulur!

CHP’nin kalesi Kadıköy


Haftaya bugün sandığa gideceğiz. Kadıköy, CHP’nin kalesi durumunda...
CHP Başkan adayı Av. Şerdil Dara Odabaşı, mahalle mahalle dolaşarak Kadıköylülerin sorunlarını dinlerken, halkın şikâyetlerinin bina yıkımlarında yoğunlaştığını gördü.
Kentsel dönüşüm nedeniyle Kadıköy’de acımasız bir yarış var. Eski binalar yıkılıyor, yerlerine yeni binalar inşa ediliyor.
Yeni bina yapımı iyi-güzel de... Bir sokakta aynı anda 5 bina yıkılınca orası cehenneme dönüyor. Bölgede oturanlar kaçacak delik arıyorlar.  Gidecek yeri olmayanlar, o gürültü ve toz-toprak işkencesini çekmek zorunda kalıyor.

★★★

CHP’nin Başkan adayı Şerdil Dara Odabaşı, seçmenlerine söz verdi:
“Kadıköy’ün dinlenmeye ihtiyacı var. Bir sokakta aynı anda 5 yıkım birden asla olmayacak. Aynı anda 5 hafriyat da olmayacak, beton da dökülmeyecek. Ayrıca beton santralleri gibi çevreye ve insan sağlığına zarar veren hiçbir girişime izin vermeyeceğiz. Çevreye zarar veren tesislerle rant elde etmek isteyenler bilsinler ki, karşılarında beni bulacaklar.”

★★★

Kadıköy için güzel projeler açıklayan Şerdil Dara Odabaşı, “Atatürk ilkelerini, demokrasiyi, cumhuriyeti özümsemiş yeni nesiller için heyecanla çalışıyoruz. İlçemizde çevre koruma bilincini bir yaşam biçimine dönüştüreceğiz. Çocuklarımızı geleceğe hazırlayacağız. Kadıköy’de daha özgür alanlar yaratacağız” diyor.

TEBESSÜM

Memlekete yazık oluyor!


Eski sağlık bakanlarından Rifat Serdaroğlu’nun Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a ithaf ettiği bir fıkra:
Ağustos sıcağında yaya olarak yol alan bir adam, ağaç altında dinlenmekte olan bir köylüye selam verir ve sorar:
“Kasabaya kaç saatte giderim?”
Köylüden tık yok! Adam bir daha sorar. Yine yanıt alamayınca kızar ve tekrar yola koyulur.
Birkaç adım atınca köylü yattığı yerden seslenir:
“Bu tempoyla kasabaya iki saat sonra ancak varırsın!”
Serdaroğlu neden bu fıkrayı AKP’li Milli Eğitim Bakanı Ziya Selçuk’a ithaf etti?
“Ne yazık ki o da devletin bakanı olmak yerine Saray’ın adamı olmayı seçti de ondan” diyor ve ekliyor:
“O, bu tempoyla hiçbir yere varamaz!”

GÜNÜN SÖZÜ

Allah’a olan inançları sömürenler gerçek Müslüman değildir!