Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin bazı işlerini şartnamesi ona göre düzenlendiği için belli firmalar alıyordu. Bunların başında da asfalt işlerini yapan Söğüt İnşaat geliyordu. İhalede kırım son derece düşük oluyordu. Bir yazımda, bu duruma dikkat çektim ve ihale iptal edildi. Aynı firmaya yeniden ihale verildi verilmesine ama hiç değilse, 300 milyon lira daha kırım yapılmasını sağlamış olduk.

İhalelerin şeffaf olması için Mansur Yavaş büyük çaba gösteriyor. Ama bazen bu büyük güç karşısında Mansur Bey’in de elini-kolunu bağlarlar. Sistem değişmiyor, ihaleye girecek firmanın birden çok kolları oluyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi’nin gözde şirketi Söğüt İnşaat önceki yönetim döneminde alabildiğine büyümüştü. Sahibi bir dönem dolmuşçuluk yaptığı için “dolmuşçu Mustafa” diye tanınırken, sonra uçakları olmuştu.

404 MİLYON LİRALIK İHALE

Tuncay Yılmaz başkanlığındaki Ankara Büyükşehir Belediyesi İhale Komisyonu, değişik ilçelerde yapılacak asfalt kaplama işini 23 Ağustos’ta ihaleye çıkardı. İhale bedeli 404 milyon 697 bin lira olarak belirlendi. İhaleye Tuğra, Ayka-Öztaç-Hika, Söğüt, Onur, Hel Taş, İntaş, Ege Asfalt’ın da aralarında bulunduğu 19 firma katıldı. Tuğra İnşaat yüzde 39.07 tenzilat yaptı ve ihaleyi 246 milyon 578 bin lira teklif vererek kazandı. İkinci sırada bulunan Ayka-Öztaç-Hika ortaklığı ise 247 milyon 590 bin lira teklif verdi. Üçüncü sırada bulunan Söğüt İnşaat’ın teklifi ise 279 milyon 495 bin liraydı.

Ankara’da müteahhit çevresi birbirini çok iyi tanır. Şimdi, en çok konuşulan, ihaleyi kazanan Tuğra Makine ve Mühendislik Limited şirketinin müdürü ve ortağı Durali Akpınar’ın, yıllardır belediye asfalt ihalelerini alan Söğüt İnşaat’ın da üst düzey yöneticisi olduğudur. Tuğra Makine’nin, Ankara 0 312 284 86... numaralı telefonundan Durali Akpınar’ı aradım. Kendisinin Tuğra’da olmadığını, telefonun Söğüt İnşaat’a yönlendirileceği söylendi. Bu durum zaten bildiğim bir konuydu ama yine de emin olabilmek için aramıştım.

Peki nasıl oluyor? Yıllardır Söğüt İnşaat’a göre şartnameler düzenlenirken, bütün asfalt ihaleleri bu şirkete verilirken, yine aynı firma bu kez çalışanının kurduğu başka bir şirketle ihaleye katılıyor ve 404 milyon liralık ihaleyi kazanıyor? Bu durum, Ankara Büyükşehir Belediyesi’nde ihalelerde değişen bir şeyin olmadığını ortaya koyuyor. Mansur Bey’in bu konuda mutlaka bilgilendirilmesi gerekirken, bunun da yapılmadığı anlaşılıyor.

Hemen şunu belirteyim, o firmaya neden verildi? Burada bir yolsuzluk usulsüzlük iddiasında da bulunmuyorum ancak o zaman, bu firmaya yıllarca haksızlık yapılmış demektir. Biz gerçeğin ortaya çıkmasından yanayız. Eğer, bu ihalenin sonucunda bir gelişme olursa onu da duyuracağım.

SOYLU, SORUŞTURMA SONUCUNU AÇIKLAMALI

İl valilerinden bazıları devletin valisi olduğunu unutmuş, iktidar partisinin il sorumlusu gibi hareket ediyor. Bunun illerde inanılmaz örnekleri fotoğraflarıyla yansıyor. Hele, başbakanlık, TBMM Başkanlığı yapmış, halen milletvekili olan Binali Yıldırım’ın, valinin makam koltuğuna oturması da, AKP’li başkanla neredeyse sarmaş olan Ordu Valisi’nin CHP’li başkanla mesafeli duruşu da dikkatten kaçmadı.

Binali Yıldırım tabii ki bir valimizi ziyaret edebilir. Ama makam koltuğuna oturması doğru olur mu? Eski vali, CHP eski Milletvekili Ali Serindağ bu durumu şöyle yorumladı:

“Sayın Yıldırım, vali tarafından elbette saygıyla karşılanır, gerekli özen gösterilir. Bitlis Valiliği’ni ziyaretinde Yıldırım’ın, valinin yerine oturduğu ortaya çıkıyor. Vali de bakana ayakta ve eller önde bağlı şekilde brifing veriyor. Böyle olmaz, olmamalıdır. Bu görüntü devleti temsil eden valiye, valinin yerine oturarak bu şekilde bilgi almak da Yıldırım’a yakışmadı. Yıldırım şu anda sadece milletvekilidir, eski başbakan ve TBMM başkanıdır. Kaldı ki görevde olsalar bile bazı devlet yöneticilerinin ve bakanların ili ziyaretlerinde valilik makamında, valinin yerine oturmaları devlet ciddiyetiyle ve nezaket kurallarıyla uyuşmaz. Hem devleti yönetenlerin, hem de valilerin bu hususlara dikkat etmeleri ciddi bir devlet açısından daha uygun olur.”

Söz valilerden açılmışken milyonluk hediyeler konusu da bir an önce açığa çıkarılsa. “Bakan almadım” diyor, vali verildiğini söylüyor. Bakan gerçekten soruşturma açtıysa, bunun sonucunu da mutlaka açıklamalı. Yoksa “Soruşturma başlattım” denilip halk uyutulur mu?