Hutbelerden Atatürk ve silah arkadaşlarının çıkarılması, cami cemaatini de bölüyor. Yaşananlar, bazı vatandaşlarımızın artık cumaya gitmemesine de neden oluyor. 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda, Atatürk ve silah arkadaşlarının anılmaması konusunda Diyanet büyük bir sessizlik içinde.

Atatürk’ün adının hutbede geçmediğini biliyoruz ama aslında önemli değişimlerin olduğunun farkında değiliz. Anavatan Partisi’nin eski bakan ve milletvekillerinin bir yazışma grubu var. Onlar da gelişmelerden kaygı duyuyor ve hukuk içinde neler yapılması gerektiği üzerinde duruyorlar. Turgut Özal döneminin bakanlarından Kazım Oskay, hukukçu Yaşar Topçu’ya, “Bir hukukçu olarak neler öneriyorsunuz? Susup durmak çözüm değil” diyor.

BAZI ŞEYLER DEĞİŞTİ

Buna, Topçu’nun cevabı, “Kazım bey, yapılacak şey önce tepki koymak. Bizler tepki koymaya öncülük edersek, halk buna destek verecektir. Sesimizi yükseltmeden ne yaparlarsa sineye çeker, ya da ‘Bunlar gidince Diyanet düzelir’ beklentisi içinde olursak bu onları cesaretlendirir. Daha ileri giderler” oluyor.

Biliyoruz ki cuma günleri, ezan öncesinde sala okunuyor. Ama şimdi durum farklı. Bazı imamlar tarafından, “Sala geleneği Osmanlı Devleti dönemine Perşembe günleri de okunuyordu” denilip, son dönemlerde Perşembe akşamları da sala okunuyor. Bu böyle devam ederken, cuma günü sabah namazının ardından sala veriliyor. Yani sala sayısı üçe çıkarıldı.

Bunun için Diyanet İşleri Başkanlığı’nın bir genelgesi yok. Ama, bazı din görevlileri salayı fazla okudukları için bir sorunla karşılaşmayacaklarını biliyor. O yüzden, perşembe de, cuma sabahı da, cuma namazından önce de okuyorlar. Bu durumun bütün camilerde olmadığını bir kez daha hatırlatayım. Ama Anadolu’da bunun yayıldığını da belirtelim. Yani, imamlar bu konuda kafalarına göre hareket ediyor. Peki Diyanet ne yapıyor?

SES DIŞARIYA VERİLİYOR

Eski bakan, hukukçu Yaşar Topçu’nun, eski bakan arkadaşına gönderdiği notta, “Daha da ötesi cuma salasından sonra cami hoparlöründen müezzin dua okuyor. Anadolu kasaba ve şehirlerinde cuma namazı hoparlörlerle dışarı veriliyor. Cumaya gitmeyenler dışarıda namazı takip edebiliyor. Anladığım kadarıyla dine dayalı bir devlet düzeninin uygulaması hazırlığındalar. Ana muhalefet geçmişten gelen yaftasıyla sesini yükseltmeyi uygun bulmuyor” diyor.

Geçen cuma günü Adıyaman’ın bir ilçesindeydim. Cuma günü hoparlörle dualar dışarıya veriliyordu. Yani, Yaşar Topçu’nun yazdığı doğruydu. Yalnız Atatürk’e dua edilmemesi değil, dini konularda bazı değişiklikler oluyor, belki farkında bile değilsiniz.

“GÖREV MİLLETE DÜŞTÜ”

30 Ağustos Zafer Bayramı günü Diyanet İşleri Başkanlığı tarafından hazırlanan hutbede, Atatürk’ün adının hiç geçmemesi ve dua da Atatürk’ün anılmaması artık yadırganmıyor. Bu yüzden camiye gitmeyenler de var. Yani, devlet kurucusunu, kurtarıcısını unutmuş.

Yozgatlı ünlü iş insanı Abdurrahman Karamanlı’nın yaptırıp Diyanet İşleri Başkanlığı’na verdiği Ankara-Beysukent’te bulunan Karamanlı Camii’nde de geçen cuma günü dua sırasında tartışma çıktı.

İmamın hutbede Atatürk’ün adını geçirmemesi camide cemaatin tepkisine yol açtı. Bazı vatandaşların imama tepki göstermesi üzerine araya giren iş insanı Abdurrahman Karamanlı, “İmamın bir suçu yok. Onlar, Diyanet’ten gelen hutbenin dışına çıktıkları zaman cezalandırılıyor” dedi.

Camide bulunan ve dizlerindeki rahatsızlık nedeniyle namazı caminin arka sırasında iskemlede kılan eski Sağlık Bakanı Yaşar Eryılmaz, aynı safta bulunan bir vatandaşın, “Atatürk’ün adı bile anılmıyor. Devlet madem Atatürk’e dua edilmesini istemiyor, bu durumda görev vatandaşa düştü” diyor. Eski Bakan Eryılmaz da, bu sözleri onayladı, “Atatürk’ün adının geçmediği bir Zafer Bayramı olmaz. Diyanet’in yaptığı asla tasvip edilemez” dedi.

Camide, Atatürk’ün adı geçmeden duanın okunmasından sonra da, tartışmalar yaşandı. Cemaat, Atatürk ve silah arkadaşları için toplu olarak dua ederken, küçük bir grup, duaya katılmadan ayrıldı.

BAŞVURU ÇOK, CEZA YOK

“Son beş yıl içerisinde RTÜK’e Cumhuriyet değerleri ve Atatürk’e hakaret konularında yapılan şikayet başvurularının sayısına ve verilen cezaların tutarlarına” ilişkin CHP Milletvekili Ömer Fethi Gürer, Kültür ve Turizm Bakanı Mehmet Ersoy’a yönelttiği soruya verilen cevap, şikayetin çok, ancak yaptırımın olmadığını ortaya koydu. Bu durum  büyük öndere hakaret edenleri cesaretlendiriyor.

Bakan Mehmet Ersoy, Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın “Cumhuriyet Değerleri” ve “Atatürk’e Hakaret” konularında 10 bin 444 kişiden şikâyet aldığını, medya hizmet sağlayıcılara 1 kez uyarı, 5 kez idari para cezası ve 2 kez de program durdurma müeyyidesi uygulandığını söyledi.

Hepsi bu kadarcık...