Termik santrallere filtre takılması zorunluluğu için ek süre verilmesi bu yılın Şubat ayında gündeme getirilmiş, “45. madde” o dönemde tartışma konusu olmuştu. Sözü edilen madde, Cumhurbaşkanı’nın veto ettiği düzenlemenin benzeriydi. AKP, yerel seçimleri dikkate aldı, o dönemde de tasarının ilgili maddesi geri çekilmişti.

Çevre sorunlarını haklı olarak dert eden insanlar ve sivil toplum kuruluşları bu ertelemenin tekrar olabileceğinden endişe duyuyordu. 18 Temmuz 2019 tarihli Torba Kanun içinde yer alan düzenlemeyi, bazı CHP’li milletvekilleri gibi ben de sanki ek süre tanıma olarak algıladım. Ancak o düzenlemenin özelleştirilen termik santrallere sözü edilen muafiyetle ilgisi olmadığı son değerlendirmelerle daha iyi anlaşıldı. O nedenle Madde 50 olarak, son torba kanunda yer alan düzenleme gündeme geldi.

BOYUTA BAKAR MISINIZ?

Özelleştirilen termik santrallerinde baca gazı filtre sistemleri kullanılmaması nedeniyle, partikül madde, kükürt dioksit ve binbir çeşit kimyasal maddenin havayı kirletmesi, insanları, doğayı zehirlemesi büyük sorun. Ancak tek sorun da bu değil. Susuzlaştırılmış termik santral küllerinde yapılan analizlerde özellikle de TÜBİTAK tarafından yapılan analizlerde, termik santrallerden çıkan atıkların pek masum olmadığı, toksik ve tehlikeli atık olduğu tespit ediliyor. Bu atıklar şu an bile çevre mühendisliği terminolojisinde “vahşi depolama” nedeniyle toprağımızı, yer altı ve yüzey sularımızı, tarım alanlarımızı kirletiyor.

Susurluk, Meriç-Ergene, Konya Kapalı, Büyük ve Küçük Menderes, Gediz, Kuzey Ege ve Burdur su havzalarında toplam 750 yüzey suyunun 743 tanesi kirlenmiş durumda. Özetle, 8 havzasındaki suyun yüzde 99’u kirli... Büyük Menderes su havzasında yeraltı sularının yarısı, Küçük Menderes’te 2/3’ü kirlenmiş durumda.

VAHŞİ DEPOLAMA

13 termik santralden 3’ünün çevre mevzuatı kapsamında Geçici Faaliyet Belgesi (GFB) bulunuyor. Bu belge, çevre mevzuatında, çevre izni almak için (emisyon, atık su, atık sahası  vb kapsayan tek bir izin olarak tanımlanıyor) ilk adımdır. Bu aşamadan sonra  gereken yatırımlar gerçekleştirilmezse bu 3 GFB de iptal olabilir.

Hepimiz filtre sistemlerine odaklandık. Doğru, ancak bu santrallerin daha büyük problemlerinin atık ve  kül depo sahaları olduğunu öğreniyoruz. Bu santrallerden binlerce ton kül, toksik atık çıkıyor. Atıklar gelişi güzel, bilim ve teknik kurallarından, mevzuattan uzak bir şekilde çevre mühendisliği tabiriyle “vahşi” olarak depolanıyor. Bu atıklar yağmur ve çamurla yeraltı ve yüzey sularına karışıyor, tarım alanlarımızı kirletiyor. Sadece filtre takılması ile bu tesislerin sorunu çözülmüyor.

ONLARIN ÇABASI

TMMOB Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu, “Bu aşamada, Cumhurbaşkanı’nın kanun maddesini veto etmesi ve Meclis’te bu değişikliğin torbadan çıkartılması çok ama çok olumlu bir gelişme. Bu gelişmeyi tek başına ‘Cumhurbaşkanı veto etti’ diyerek tanımlamak bence hem yetersiz hem de bizlerin, bu konuda hassasiyet gösteren siyasetçilerin, STK’ların çabalarının göz ardı edilmesine sebep oluyor. Bu  vetoyu hep birlikte başardık. Hem iktidar partisindeki hassasiyet gösteren kişiler, hem muhalefet partilerinin vekilleri, grup başkanvekilleri, hem siz değerli gazeteciler hem de bizim gibi STK’ ların çabaları ile siyaset alanı, karar vericiler bir gerçeği bir kez daha gördüler, bize kulak verdiler” diyor.

DÜNYA VAZGEÇİYOR

Termik santrallerden Çevre Kanunu esaslarına uymadığı belirlenenlerin 31 Aralık 2019’da kapatılması gerekiyor. Kapatılır mı? Bu aşamadan sonra ne olması gerektiğini Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Baran Bozoğlu’na soruyorum. Cevabı şöyle oldu:

“Bu aşamadan sonra ne olacağını tam olarak bilmek mümkün değil, ama ne olması gerektiğini mevzuatımız gereği söyleyebilirim. Bu tesislere 1 Ocak itibariyle acil çevre denetimi düzenlenmeli, uygunsuz olanlara Çevre Kanunu kapsamında ceza kesilerek faaliyetleri durdurulmalı. Çevre mevzuatına uyum sağlayıncaya kadar da faaliyetleri durmalı. Burada tabi iklim krizini de unutmamak lazım. Dünya termik santrallerden vazgeçiyor. Avusturya 2020 yılının sonuna kadar termik santrallerini kapatacak. İngiltere, İspanya, Portekiz, Yunanistan gibi birçok AB ülkesi kömürlü termik santrallerini 2030’a kadar kapatma kararı verdi.”

Madrid’te, Birleşmiş Milletler İklim Zirvesi’nde termik santrallerin durumu sıkça konuşuldu. Ama bu ay sonuna doğru, Türkiye’deki gelişmeler hayli öne çıkacak. Yasa hükümlerini yerine getirmeyen termik santraller gerçekten kapatılacak mı? Yoksa, bir gerekçe bulunup süre uzatımına mı gidilecek. Bekleyelim, görelim.