Avrupa Parlamentosu, Avrupa Birliği’nin Türkiye ile müzakerelerini resmen askıya alması çağrısında bulundu.



Dışişleri bakanlığımız “bizim açımızdan değersiz bir karar” dedi.
Akp sözcümüz “bizim açımızdan itibarsız bir karar” dedi.
Asrın liderimizin sözcüsü “bizim açımızdan yok hükmündedir” dedi.



Halbuki...



Fransa’da cumhurbaşkanı çıkıp, Elysee’den sıkıldım, kendime şöyle 1.150 küsur odalı saray yaptırayım, damadımı da hazine ve maliye’nin başına getireyim diyebilir mi?



İngiltere, Kanada, Avustralya, Yeni Zelanda, Jamaika, Barbados, Bahamalar, Grenada, Papua Yeni Gine, Solomon Adaları, Tuvalu, Saint Lucia, Saint Vincent ve Grenadinler, Belize, Antiqua ve Barbuda, Saint Kitts ve Nevis’in kraliçesi Elizabeth bile “nerden çıktı bu uçak?” diye sorulduğunda “Katarlı cankuşum hediye etti” diyebilir mi?



Almanya’da Angela Merkel, öbür partilere “teröristler, dinsizler” diye hakaret edebilir mi? Siyasi rakibini hapse atmakla tehdit edebilir mi?



Gariban ahali ucuza iki kilo patlıcan alabilmek için Roma’da Milano’da Floransa’da Venedik’te tanzim satış kuyruğuna girse, İtalya cumhurbaşkanı çıkıp “bizimkisi varlık kuyruğu” diyebilir mi?



Avusturya ahalisi geçmediği köprüye, girmediği tünele, uçmadığı havalimanına para ödemek zorunda kalsa, bunu yapanı önce başbakan, sonra meclis başkanı, sonra Viyana belediye başkanı yaparlar mı?
Macaristan’da milletin orasına koyacağını izah eden müteahhite teşekkür plaketi verirler mi?



Hollanda’da “hırsızsa bizim hırsızımız, yanında yer alın, bizim hırsızımıza oy verin” denilebilir mi?
Tercüme edin bu cümleyi, sokaktaki herhangi bir Danimarkalı’ya Finlandiyalı’ya söyleyin, kulaklarına inanabilirler mi?
Dük tarafından yönetilen Lüksemburg’ta bile “düküyorsa bizi düküyor” diyen olur mu?



Avrupa Birliği’ni boşverdik... Vatikan’da bile “bize oy vermeyeni Allah çarpar, bize oy verenler cennete giriş beratı alıyor, bize oy verenler rabbimin huzuruna günahsız çıkıyor, bize oy verenlere Allah mahşer gününde hesap sormayacak, bize oy vermek ibadettir, rakiplerimize oy vermek haramdır” denilebilir mi?
Papa bile dini bu kadar siyasete alet edebilir mi?



Rum Kesimi’nde medya bu kadar rezil mi?



İşsiz güçsüz cahil cühela dört milyon Suriyeli’den vazgeçtik...
Dört milyon Portekizli hobaraaa diye İspanya’ya geçebilir mi?



Yunanistan’da 15 sene önce buzdolabı var mıydı, evlerde fırın mı vardı, ambulansları köpekler çekmiyor muydu?



Kadın-erkek eşitliğinde Avrupa sonuncusu olsa, kadın cinayetlerinde Avrupa şampiyonu olsa, kadına şiddette Avrupa şampiyonu olsa, tecavüzde Avrupa şampiyonu olsa... “Dünya lideriyiz” diye gurur duyar mı İsveç?



Dünya Hukuk Endeksi’nde 113 ülke arasında anca 99’uncu olabilse, yasaların adil şekilde kullanılması konusunda Myanmar’ın bile gerisinde kalsa, basın özgürlüğünde Kuzey Kore’yle birlikte kara listede bulunsa... “İleri demokrasi”den bahsedebilir mi Belçika?



Evet... Avrupa’nın kararı bizim için yok hükmündedir.



Ama aç haritayı, bak... Patagonya’dan Sibirya’ya Tasmanya’dan Alaska’ya kadar, Afrika kabilelerinde bile artık, bizim gibi ülke “var hükmünde” midir?