2001 krizinden sonra yeni bir bankacılık krizi yaşanmasın diye siyasetten tamamen bağımsız bir yapıya kavuşturulan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu (BDDK) bağımsızlığını tehlikeye düşürecek kritik bir düzenleme yayımladı.

BDDK, bundan böyle banka kredileriyle ilgili kararlar öncesi Hazine ve Maliye Bakanlığı ile Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı'nın görüşünü alacak. Yetkilerini bir anlamda siyasetçilerle paylaşan BDDK’nın yukarıdan gelen görüşün aksine bir karar alma şansının kalmadığı ifade ediliyor. BDDK, aynı düzenlemeyle cep telefonlarının satışındaki taksit sayısını da 6 aydan 3 aya düşürdü.

'HER TÜRLÜ SINIRLAMAYI KAPSIYOR'


BDDK, Bankaların Kredi İşlemlerine İlişkin Yönetmeliğinin tüketici kredilerini düzenleyen 12/A maddesine yeni bir fıkra ekledi. Resmi Gazete'de yayımlanarak yürürlüğe giren yeni fıkraya göre, 7 üyeden oluşan Bankacılık Düzenleme ve Denetleme Kurulu, Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı'nın görüşünü alarak, bu maddede (tüketici kredileri) yer alan sınırlamaları değiştirmeye veya bu konuda ilave sınırlamalar getirmeye yetkili olacak. BDDK’nın yetkilerini siyasi otoriteyle paylaşmasının önünü açan bu madde konut ve taşıt ile cep telefonundan bilgisayar ve tablete kadar bankaların her türlü tüketici kredilerine uygulanacak sınırlamaları kapsıyor.

[old_news_related_template title="BDDK'nın taksit sınırlamaları ne anlama geliyor?" desc="BDDK, fiyatı 3 bin 500 liranın üzerinde olan cep telefonları için kullanılan kredilerde vade imkanını ve yurt dışı seyahat harcamaları için taksit sınırını 3'e indirdi. Uzmanlar BDDK'nın bu hamleleri ile döviz çıkışını azaltmayı ve vatandaşa 'Paran varsa harcama yap, yoksa harcama' dediğini söylüyor. " image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/01/14/iecrop/shutterstock_kredi-karti_16_9_1578982471.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/ekonomi/bddknin-taksit-sinirlamalari-ne-anlama-geliyor-5564804/"]

BDDK TEK YETKİLİYDİ


Yönetmeliğe yeni fıkra ekleninceye kadar, yani bugüne kadar, bankaların tüketici kredilerine uygulayacağı vade ve faiz gibi unsurların ne olacağına tek başına 7 kişilik bağımsız BDDK üyeleri karar veriyordu. Asıl amacı bankaların güçlü mali yapılarına zarar gelmesini önlemek olan BDDK, piyasadaki gelişmelere göre tüketici kredilerinin önünü dilediği gibi açıyor ya da kapatabiliyordu. Ancak yeni düzenlemeyle birlikte artık BDDK üyeleri, tüketici kredileriyle ilgili karar almadan önce Cumhurbaşkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığını arayıp görüşlerini soracak. Bu iki siyasi kurumdan gelen görüşe göre de kurul üyeleri kararını verecek. Kurul başkan ve üyeleri Cumhurbaşkanı tarafından atanıyor.

YASAYA AYKIRI


BDDK ile yeni değiştirilen kredi yönetmeliğinin yasal altyapısını oluşturan Bankacılık Kanununun 82’inci maddesine göre, BDDK’nın idari ve mali yönden bağımsız hareket etmesi, görev ve yetkilerini kendi sorumluluğu altında bağımsız olarak kullanması gerekiyor.

Hiçbir organ, makam, merci veya kişinin kararları etkileyecek emir ve talimat veremeyeceği ifade edilen kanunda, “Kurul kararları toplantıya dışardan katılanların yanında alınamaz. Kurulun düzenleyici kararları tekemmül etmesinden itibaren en geç 7 işgünü içinde ilişkili Bakanlığa gönderilir” deniliyor. Kanun, bürokratik nitelikteki kurumun görüş alabileceğini ancak karar organı olan kurulun karar öncesinde görüş almayacağı gibi, kararı aldıktan 7 iş günü içinde ilgili bakanlık olarak Hazine ve Maliye Bakanlığı'na kararı göndereceğini hükme bağlıyor.

VESAYETİN BAŞLANGICIDIR


Düzenlemeye ilişkin görüşlerini sorduğumuz BDDK eski Başkan Yardımcısı ve CHP Genel Başkan Yardımcısı Faik Öztrak, yeni düzenlemeyle birlikte BDDK’nın tamamen siyasetin emrine girdiğini söyledi. Öztrak, “Görüşü alınacak, diyor. Bu ifade çok açık. Diyelim ki Kurul bir karar alacak Cumhurbaşkanlığı ve Hazine Bakanlığına görüş sordu. Oradan da ‘hayır’ yanıtı geldi. Kurul o hayır ifadesine rağmen 7 kişi toplanıp aksi yönde karar alabilir mi? Alamaz.

Bu bağımsızlığa çok ciddi bir darbedir. Siyasi kurumlardan gelen görüşler teknik kurullarda tartışılabilir. Ancak kurul bağımsız bir otorite. Bugün kredi düzenlemeleriyle ilgili yapılan düzenleme yarın direkt bankaların mali yapılarıyla ilgili de yapılabilir. Görüşü alınacak diye düzenlemeye yazdığınız anda vesayet başlamış demektir” dedi.