SÖZCÜ’ye yönelik algı operasyonu sonucu açılan davada gazetemizin yönetici ve çalışanlarına verilen cezaların İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nde onanması siyasetçiler tarafından da eleştirildi.

İYİ Parti Grup Başkanvekili Lütfü Türkkan, “Mahkemelerin verdiği kararlara bakıldığında; Türkiye’nin artık bir hukuk devleti değil, aşiret yönetimi olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Böyle bir yönetimin bulunduğu ülkeye ne yatırımcı gelir ne de borç veren olur. Çember daralıyor, daraltan da kendileri” açıklaması yaptı.

CHP Mersin Milletvekili Alpay Antmen de "SÖZCÜ Gazetesi, gerçekleri yazdığı ve halkı aydınlattığı için cezalandırılmak isteniyor" dedi. CHP İstanbul Milletvekili Fethi Açıkel ise “Yerel Mahkeme, Anayasa Mahkemesi'nin kararını tanımıyor; Enis Berberoğlu'nun yargılanma durdurulmasını talebini reddetti. SÖZCÜ Gazetesi davasında verilen cezalar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi'nce onandı. Bu kararlar, Saray Rejiminin yeni hukuksuzluk kararlarıdır” dedi.

CHP İstanbul Milletvekili Erdoğan Toprak ise ‘’ SÖZCÜ’yü gerçekleri yazdığı için hazmedemiyorlar. Ama bu kararlar yılgınlık değil mücadele azmini arttıracaktır’’ dedi. CHP Zonguldak Milletvekili Deniz Yavuzyılmaz ise ‘’SÖZCÜ halkın nabzını tutup gerçekleri yazıyor ve bundan rahatsız olanlar var. Bu dava başından itibaren temelsizdi, Türkiye’deki hukuk düzeni tartışılıyordu daha çok tartışılacak’’ açıklaması yaptı.

İYİ Parti İzmir Milletvekili Aytun Çıray "AYM kararını tanımayarak Enis Berberoglu'nu Meclis'e almıyorlar. SÖZCÜ Gazetesi yazarlarına FETÖ'cülükten hüküm giydiriyorlar. Böyle bir ülkede anayasal hukuk devletini inşa etmek mücadelemizden bizi, hiç kimse ve saray oyunları da vaz geçiremeyecektir. Makam ne ki… Önderimiz Atatürk'tür" değerlendirmesini yaptı.

"TÜRKİYE ADINA ÜZÜLÜYORUM"

Hukukçu ve siyasetçi Hüsamettin Cindoruk, kararı "Türkiye bugün bir ara rejim yaşıyor. Ara rejimin en büyük özelliği, tam hukuksuzluk halidir. Tam hukuksuzluğun doğal sonuçlarından biri de bugün Sözcü Gazetesi ile ilgili verilen karardır. Bir antoloji hükmü gibi verilen hükmün onanmasını esefle karşılıyorum. Yargıçların göze girmek için yarıştığı bir dönem yaşayan Türkiye adına üzülüyorum. Bugün Kenan Evren döneminden farksız bir dönem Türkiye'de yaşanıyor. Hak hukuk kazanır ama bu kazanana kadar her zaman rejim kaybeder hem insanlar kaybeder hem de haklar yok olur ve onların telafisi çok zordur" sözleriyle değerlendirdi.

Cindoruk, meslek hayatında böyle bir yargı direnci ile karşılaşmadığını belirterek "69 yıldır ben bu işin içindeyim böyle bir yargı direnci ile karşılaşmadım. Yargı birliği kaybolmuş, içtihatlar ortadan kalkmış ve hegemonyanın emrine girmiştir" diye konuştu.

EROZYON VAR

CHP’li Kültür eski Bakanı Fikri Sağlar da ‘’Türkiye’de hukuk ve adalet sistemi erozyona uğratıldı, yargıya güven giderek azalıyor bu da verilen kararlardan belli’’ dedi. Trabzon eski Milletvekili Haluk Pekşen de, "Ceza Adaleti Sistemi Türkiye’nin en büyük ve en acil sorunudur. Mahkemeler yasanın suç saydığı eylem yerine amaç yargılaması yaparsa hiç kimsenin adalete güven duyması mümkün değildir. SÖZCÜ davası ile görüldü ki, yargılanmak ve mahkum olmak için suç işlenmesi gerekmiyor” diye konuştu.

İNCE: ANAYASAL DÜZEN YOK EDİLİYOR

Sosyal medya hesabından açıklamada bulunan CHP eski milletvekili Muharrem İnce, “Mahkemeler Anayasa Mahkemesi kararını tanımıyor, FETÖ ile mücadele eden Sözcü Gazetesi'ni FETÖ’cü olmakla suçluyor, Anayasal düzen yok ediliyor, hukuk devleti ortadan kalktığı için ekonomi çöküyor. TL 1 yılda yüzde 35 değer kaybetti. Sorumlusu bu yargı düzeni ve Erdoğan’dır” ifadelerini kullandı.

“BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ TOPLUM DÜZENİ AÇISINDAN HAYATİ ÖNEMDEDİR”

DEVA Partisi Twitter’dan yaptığı paylaşımda “Basın özgürlüğü, demokratik toplum düzeni açısından hayati önemdedir. Gazetecilik faaliyetlerini terör örgütüne yardım kapsamında değerlendirmek özgür düşünceyi ortadan kaldırır. Sözcü Gazetesi yazarlarına 'geçmiş olsun' diyoruz” ifadelerine yer verdi.

[old_news_related_template title="SÖZCÜ Davası'nda skandal karar: Hukuksuzluk devam ediyor" desc="Sözcü’ye attığı manşetler ve yazıları yüzünden yapılan algı operasyonunda açılan davada verilen cezalar İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 27. Ceza Dairesi tarafından onandı." image="https://sozcuo01.sozcucdn.com/wp-content/uploads/2020/10/13/iecrop/sozcu-yahn_16_9_1577694685-880x495-1_16_9_1602589902.jpg" link="https://www.sozcu.com.tr/2020/gundem/sozcu-davasinda-skandal-karar-hukuksuzluk-devam-ediyor-6079137/"]

HUKUK TANIMAZLIK

CHP Genel Başkan Yardımcısı Fethi Açıkel:  Sözcü’ye attığı manşetler ve yazıları yüzünden yapılan algı operasyonunda açılan davada verilen cezaların İstanbul Bölge Adliye Mahkemesinceresi tarafından onanması, Saray Rejiminin hukuk tanımazlığının yeni bir örneğidir. Türkiye 18 yıllık iktidarının sonucunda, tutuklu gazeteciler ülkesini dönüştü. “FETÖ’ye bilerek ve isteyerek yardım" suçunun SÖZCÜ Gazetesi'ne yöneltilmesi başından itibaren bir kumpastır. Bu kumpasla yargılanan sadece SÖZCÜ ve çalışanları değil, gazetecilik faaliyetidir.  CHP olarak, basın özgürlüğü ve demokrasi mücadelesinde Sözcü Gazetesi'nin yanında olmaya devam edeceğiz.

HUKUK OLSA SÖZCÜ CEZA ALMAZDI

CHP İstanbul Milletvekili Zeynel Emre: "Yerel mahkemeler gerçekten bağımsızlık ve tarafsızlık açısından berbat durumdalar. Ceza veren mahkeme istinaf mahkemesinin bu kararı vermesi bükük bir hukuk katliamı. Aslında bu durum beklenen de bir durum. Tersi bir karar verse hakimi Fizan’a sürecekler. Türkiye’de hukukun h’si kaldıysa bizim tutunacağım dal neresi? Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi’dir. Bu tür hukuk katliamlarına dur demesini bekliyoruz ama yerel mahkeme AYM’yi tanımıyor. İktidar siyasal gücünü kaybettiği için yargıyı araç haline getirerek istediği düzenin devamını sağlamak, önündeki engelleri kaldırmak istiyor. Muhalif medya mı var bunu kaldıralım ortadan diyorlar. Bu parti ya da muhalif olma meselesi değil. Türkiye meşru bir zeminden çıkıyor. Anayasal bir devlet olma özelliğini git gide kaybediyor. Yargı tamamen siyasetin emrine girmiş durumda. Hukuk olsa Sözcü ceza almazdı."

DELİLLER DÜZMECE

CHP Ankara Milletvekili Murat Emir: "Başından beri düzmece delillerle, zorlama iddianamelerle yürütülen bir davaydı. Hiç açılmaması gereken bir davaydı. Ama hukuk ve mahkeme görüntüsü altında Sözcü’ye gözdağı verilmeye çalışılıyordu. Saraydan talimat aldığı anlaşılan yargının böyle skandal kararlara imza atmasına artık şaşıramıyoruz bile. Hukuk katledilmiş, adalet yerle bir edilmiştir. Sözcü’yü FETÖ ile ilişkilendirmeye çalışmak aslında iktidarın kendi suçunu örtbas etmeye dönük bir çabanın sonucudur. Sözcü Türkiye’de özellikle toplumsal muhalefetin sözcülüğünü yapan amiral gemisi niteliğinde bir gazete. Bu kararla iktidar hiçbir şeye tahammülü olmadığını, önümüzdeki süreçte çok daha sertleşeceğinin, hiçbir muhalefete izin vermeyeceğinin işaretini vermiştir. Bu karar hukuki değil tamamen siyasidir. Siyasi başlamış, siyasi bitmiştir."

BASINI KONTROL ALTINA ALMAK İSTİYORLAR

CHP Genel Başkan Yardımcısı Muharrem Erkek: "Yasama, yürütme ve yargıdan sonra dördüncü güç olan basın tamamen bir kişinin kontrolü artına girdi. Türkiye’nin bugün yaşadığı monokrasidir. Bir kişinin egemenliği yaşanıyor. Artık saray iktidarının ne kadar korku içinde olduğunun göstergesi. Özgür basını susturmak istiyorlar. Basın özgür değilse toplum özgür değildir. Özgür toplum da istemiyorlar. Basın yönetenlere değil yönetilenlere hizmet etmek için vardır. Ama bunu istemiyorlar. Gerçek gazetecileri cezalandırarak basını da sindirmek istiyorlar. Yargıyı kontrol altına aldılar basını da tümüyle kontrol altına almak istiyorlar. Ama asla kimse bir adım geri atmayacak. Bugün vatandaşlardan gerçek enflasyon oranı, korona rakamları saklanıyorsa, tüm veriler saklanıyorsa bu bir demokrasi krizidir."

DÜŞMAN HUKUKUNDAN VAZGEÇMELİ

Mustafa Yeneroğlu (Deva Partisi Genel Başkan Yardımcısı): SÖZCÜ Gazetesi yazarlarına ilişkin kararın onanması trajikomik. Aslında yargının mahkum ettiği hukuk devletinin kendisi, FETÖ ile alakasız gazeteciler değil. İktidar, yargıya yönelik baskısı ile bu saçma kararların yarınlar için emsal teşkil edeceğini unutuyor. Bu kriterleri esas alacak olursak, iktidarda bulunanların arasında FETÖ'ye yardımdan mahkum edilmeyecek çok az kişi çıkar. Bir an evvel bu düşman hukukundan vazgeçilmeli. Yargıtay’ın ‘bu kadar da olmaz’ diyerek hukukla dalga geçen bu kararları bozacağına inanıyorum.

VİCDAN SUSARSA HER ŞEY SUSAR

Selçuk Özdağ (Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı): “Yargı Altın çağını yaşıyor’ diyenlerin sözleri kendileri açısından öyle olmalı ki aynı gün yerel mahkemenin Anayasa Mahkemesine ayar verip kararını uygulamayacağını belirtmesi ile Emin Çölaşan, Necati Doğru ve Metin Yılmaz gibi isimleri bile FETÖ’cü ilan etmesi şaşırtıcı olmadı. Yargının bu insanlardan FETÖ’cü çıkarmaya çalışması, gerçek FETÖ’cüleri gözden kaçırılmasına vesile olmaktadır. Bu insanlardan FETÖ’cü olmaz. Ama FETÖ bahanesiyle birilerinin susturulması ile demokrasi susturulmak istenmektedir.  Vicdan susarsa, her şey susar. Her şeyin sustuğu yerde insanlık, insan olmaz.”

SOYUT KAVRAMLAR

Bülent Kaya (Saadet Partisi Genel Başkan Yardımcısı): Türkiye’de basının özgür olmasını istiyoruz. Soyut iddialarla, kanun metinlerinin yorumlanarak gazetecilerin cezalandırılmasını basın özgürlüğüne müdahale olarak görüyoruz. İktidara muhalif kişilerin FETÖ veya başka örgütlere yardım, yataklık gibi soyut kavramlarla baskı altına alınması görüntüsü verilmesi, basın özgürlüğüne müdahaledir. Basın kuruluşlarının yayın çizgisini beğenmeyebilirsiniz. Özgür bir ülkede buna sadece eleştiri çerçevesinde yaklaşmak durumundayız. Dosyanın hala yargı süreci devam etmektedir. Sürecin sonunda adaletin tecelli edeceğine inanmak istiyoruz.

[imza_template desc="Sibel GÜLERSÖYLER" arry="Sibel GÜLERSÖYLER"][/imza_template]