Koronavirüsün dünyaya yaptığı iyilik... Ulus-devletin önemi bir kez daha anlaşıldı


 Cumhurbaşkanı Erdoğan“Liberalizm” eleştirisi yaptı ve 17 yıllık politikalarını övdü


 Ancak... AKP’nin ‘neoliberal’ modelle özelleştirmediği kurum kalmadı


 Türkiye bugün ayaktaysa... Atatürk’ün kurduğu ‘karma ekonomi’nin başarısıdır


Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın, önceki gün Çankaya Köşkü’nde düzenlenen Koronavirüsle Mücadele Eş Güdüm Toplantısı’nın ardından düzenlediği basın toplantısında şu cümlesi tartışılmaya değer: “...Batı ülkeleri ise yıllarca tüm temel kamu hizmetlerini, görünüşte özel sektöre terk ederek, ama aslında başından savarak, vatandaşını adeta sahipsiz bırakmıştır. Daha düne kadar liberalizmin en hararetli savunucusu olan kimi Avrupa ülkeleri, bugün hastaneleri ve diğer kimi temel hizmet kurumlarını devletleştirmeye başladı. Kriz derinleştikçe, bu tür tartışmalar da artacaktır.”

Erdoğan, Çankaya’da koronavirüse karşı aldıkları önlemleri açıkladı.


Evet... Kriz derinleşti ve tartışmalar çoğaldı!

İspanya’da Başbakan Pedro Sanchez’in idaresindeki hükümet, salgınla mücadele için özel kurumlar dahil tüm hastaneleri ve sağlık hizmeti veren kuruluşları devlet kontrolüne geçirme kararı aldı. Yani kamulaştırma kararı alındı... Batı, artık yozlaşmış ve denetimsiz piyasa düzeninin adı olan ‘Neoliberalizm’in çöktüğünü anlamaya başladı!

Yani... Kapitalizmi kurtarmak için yapılan yama tutmadı ve...

Liberalizmin hararetli savunucuları gerçeği görmeye başladı!

Ancak... Erdoğan’ın kurduğu “Ülkemizin uyguladığı dengeli politikalar, bir yandan özel sektörün üretim gücünü desteklerken, diğer yandan eğitim, sağlık, sosyal güvenlik gibi alanlardaki hizmetlerin kamu garantisiyle kesintisiz sürmesini sağlamıştır” cümlesi tam anlamıyla gerçeği yansıtmıyor... Çünkü... Bugün Türkiye hala ayakta durabiliyorsa, Mustafa Kemal Atatürk’ün kurduğu Cumhuriyet’in ‘karma ekonomi’ modelinin başarısıdır!

Yoksa... 1980’lerden bu yana “Reagan-Thatcher-Özal” modelinin kuşattığı siyasetin ürünü olan iktidar ve bugün AKP’den çıkan iki muhalefet partisi de ‘Neoliberal’ politikaların yılmaz savunucusu değil miydi? İşte kaç gündür vurguladığım gibi... Koronavirüsün dünyaya en büyük iyiliği en azından ulus-devletin önemini ortaya koyması, kritik noktalarda, sağlıkta, eğitimde, iletişimde devletin rolünü bir kez daha hatırlatması oldu.

Hariri, 10 milyar doları aldı Türk Telekom devlete kaldı


Unutmayalım...

22 Aralık 2019’da, CHP Kütahya Milletvekili Ali Fazıl Kasap, Cumhurbaşkanlığı İletişim Merkezi’ne (CİMER) yaptığı başvuruda, AKP’nin 17 yıllık iktidarı döneminde gerçekleştirdiği özelleştirmelerin listesini istedi. CİMER’in Kasap’a verdiği yanıtta, AKP iktidarı boyunca yapılan özelleştirmeler listelendi. Buna göre... 2002-2019 döneminde gerçekleştirilen uygulamalar kapsamında, 11 liman, 98 elektrik santrali, 50 tesis ve işletme, 11 otel, 3 bin 917 taşınmaz ve araç muayene hizmetleri ile maden ruhsatları, makine-teçhizat, demirbaşlar, isim hakları, hizmet araçları ve markalar, varlık satışı, işletme ya da imtiyaz hakkı devri yoluyla özelleştirildi.

Türk Telekom’un özelleştirilmesiyle kazanan Hariri, kaybeden Türkiye oldu.




Trajik hikayeyle devam edelim... 2002’de iktidara gelen AKP, 2005’te, Türk Telekom’u özelleştirmişti... Lübnanlı Hariri Ailesi’nin sahip olduğu Saudi Oger’e bağlı olan Oger Telecom, 2005 yılında Türk Telekom’un yüzde 55’ini satın almak için Ojer Telekomünikasyon A.Ş.’yi (OTAŞ) kurmuş ve 1 Temmuz’daki ihaleyi, 6 milyar 550 milyon dolar ile en yüksek teklifi vererek kazanmıştı. Muhalefetin büyük tepkisine karşın Türkiye’nin telekomünikasyonu bilinen Hariri Ailesi’nin kontrolüne geçmişti. Sonra ne oldu?

3 kurum hisseleri devraldı

Türk Telekom’un özelleştirildiği 2005 yılında 7.6 milyar olan öz sermayesi, 2017 sonunda 4.5 milyara indi. 2005 yılında 811 milyon lira olan vergi ödemesi 2017 yılında 342 milyon liraya düştü.

Ve... 30 Ağustos 2018’de, üç kurum, yüzde 55 oranındaki Telekom hissesini satın alması için verdikleri kredi borcunu yaklaşık 10 milyar dolarlık karına karşın ödemeyen Lübnanlı Hariri Ailesi’nin hisselerini devraldı. Yani... Hariri 10 milyar doları aldı ve gitti!

Yani...17 yıllık pratikten çıkan sonuç... Neoliberal politikanın dayattığı özelleştirme anlayışı iflas etti...