Hadi bakalım kolay gelsin. Bir acayip zor yarış. Teşekkür etmek yetmiyor, yere göğe sığdırılamıyor! Tabii ya, Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak’ı en çok kim seviyor? Pek hesaplı ince iş!

İşte cesaret, işte feraset, işte fazilet, işte fedakarlık... Öyle bir övüyorlar ki; “Berat Bey lütfen kendi makamınızı öven bir yazı kaleme alır mısınız?” diye talepte bulunsanız, o bile utanır böyle ekşi performans göstermeye...

★★★

Nitekim daha iki hafta önce; “Ben, beklenti olarak Türkiye ekonomisinde şu an için bir risk görmüyorum” dedi... Harika beklentiydi! Risk görmüyorsa neyin önlemini alacaktı ki?

Zamanın amiral gemisi şimdinin saltanat kayığının yönetmeni çıktı; “Hazine ve Maliye Bakanı Berat Albayrak, bu virüs işini, ta en baştan çok ama çok ciddiye aldı” diye yazdı!

O almadım diyor, bu aldı diye ısrar ediyor! Acaba ironi yapıp dalgasını mı geçiyor? Yok ki o kapasite?

Berat Albayrak


Kesmemiş olacak ki; “Piyasalara bakıyorum: Sakin, panik havası yok. Sükûnetli bir bekleyiş var” diye devam etti. Tabii piyasalara nereden baktığını söylemedi!

Jeneriklik bir sevgi gösterisiydi. Adeta çıtayı yükseltti! Bu mu piyasanın bozulmamış hali? Peki, bundan milletin var mı haberi? Bahsettiği sükûnet kapanan işletmelerin, evde oturan işsizlerin sükûneti...

★★★

Sahi, insanların sokağa çıkamadığı ortamda nasıl bir panik havası bekliyor? Oradan oraya koşacak insanlar mı hayal ediyor? Vatandaşta panik olacak para mı var sanıyor?

Ne yapacaklar? Yazar kasa mı atacaklar? Demokrasi, adalet askıda... Bırakın yazar kasayı tweet attı diye hapishanede yatanlar var!

★★★

Ne alakaysa yazıyı okuyunca nedense aklıma dondurma reklamı geldi bir anda... Kızgın kumlardan serin sulara... Hani böyle dondurmayı kaplayan çikolata çıtırdıyordu filan ya...

Esas, ekonomiyi bir de yaz aylarında görelim bakalım. Milyonlarca işsizi, kapanan dükkânları, iflas eden şirketleri sakince sayalım. Lütfen dondurmaları eritmeyelim, daha hızlı çalışalım! En çok kimin sevdiğini hemen bulalım.

İpucu: Biz bize yeteriz!


Ekonominin başına geçeli iki yıl oldu. Berat Albayrak asla tek başına yöneten olamadı. Enkaz devraldı lakin gereksiz harcamalara karşı çıkamadı. Büyük hatalar yaptı. Geçen zaman boşa aktı. Bu saatten sonra bırakın ülke ekonomisinin sorumlusu olarak görünen Berat Albayrak’ı, kralı gelse yapacağı fazla bir şey yok.

★★★

Ekonomiyi insan hayatının önüne alamayacağımıza göre önce beklememiz gerekecek. Yoksa neyi yönetecek?

Önlem dedikleri; “Bir takım ödemelerinizi erteledik; ama ileride faiziyle geri alacağız!” Nasıl alacaklarını anlatsalar ya... İşler mi açılacak anında?

★★★

İşsizlik Fonu paraları çoktan harcandığından, ihtiyat akçeleri de kullanıldığından Merkez Bankası mecburen para basıyor. Onunla maaş ödeyip işsizlere vermeye çalışıyor. Çareler çaresiz... Daha da basacak!

Gelişmiş ülkelerin hepsi para basıyor ama bu durum Türkiye gibi ülkeler için niçin tehlikeli? Çok ince bir kriz yönetimi gerekli... Oysa bizim ekonomiyi yönetim şeklimiz kütük gibi...

★★★

Gelişen ülkelerde genellikle yüksek borç, düşük tasarruf, bütçe ve cari açık kaynaklı kur baskısı vardır... Para basınca kur artar, kur ile beraber başta enflasyon olmak üzere bütün göstergeler kötüye gider... Bu basılan paralar ne zaman ve nasıl geri çekilecek? Bu işin çok hızlı olması gerekiyor...

★★★

Önce ne kadar kaynağa ihtiyacımız olduğu hesaplanmalı... Mali disiplin uygulayıp giderler kısıtlanmalı... Hedef ne, nereye kadar bu para basma işini götüreceksin? Ucu açık görünüyor...

Diğer yandan, iç borcu çevirmek için her 100 liralık borç karşılığında nisan-mayıs-haziran aylarında ortalama 160 lira borçlanacağız. Ekonominin helvasını kavuracağız!

★★★

Dövize ihtiyacımız var. Yabancılar Türkiye’nin yüzüne bakmıyor. Bırakın getirmeyi, kaçan arkasına bakmıyor!

Niye? Sen bile kendi ülkene güvenmiyorsun, onlardan güvenmesini mi bekliyorsun?

Önce salgın bitecek, sonrasında geçmiş hatalarının faturası ödenecek. Fatura sizce kime kesilecek? İpucu: Biz bize yeteriz!