Bu günleri de gördük.

“Sana bir mağduriyet şerbeti daha sunuyoruz Ekrem Bey (İmamoğlu) buyur iç... Hem de kana kana iç! Yarasın mı! Demek İsteniyor” yazısı yazanlar ile İzmir Belediyesi’nin maske dağıtmak için geliştirdiği “Maskematik” haberi aynı güne denk geldi.

Gazete yöneticisi.

Köşesi de var.

Şöyle yazıyor:

“Ne gerek var konuyu ısıtmaya? Ne gerek var soruşturmaya? Soruşturacaksın da neyi bulacaksın? Salgın günlerinde sen niye vatandaş için yardım toplamaya kalktın mı diyeceksin?” (Ahmet Hakan-Hürriyet)

Cumhurbaşkanı okusun.

Yanlıştan dönsün.

11 büyük kentin yeni seçilmiş CHP’li Belediye Başkanlarına “niye halka yardım yapmaya kalktın soruşturması açmak” vatandaşın gözünde “soruşturmayı açanı” yüceltmez.

Belediyeyi değerli kılar.

★★★

Cumhurbaşkanı!

Halkı bilen siyasetçi.

Fakiri- Fukarayı!

En yakın tanıyan.

18 seçim kazandı.

Bunu bilmez mi?

Niçin yapıyor?

Herhalde Ahmet Hakan’a bir mektup yazıp ya da telefon edip, “Sen el kokusu nedir bilmezsin...(!)” diyecektir.

Nedir?

Seyisler, arpayı avuçlarından yedirerek atları beslerler. Atlar “el kokusunu” tanır. Bakıcılarına bağlanır. “Türkiye’nin fakiri- fukarası, garibi- gurabası” benim cümlelerimdir. Yardımları hep ben dağıttım.  Bu millet benim el kokuma alıştı. Şimdi yardımları muhalefet belediye başkanları dağıtırsa bu bizim için çok büyük tehlike.

İnsan bu!

Eski eli unutur.

Durum çok ciddidir.

İmamoğlu, Mansur Yavaş ve diğerleri seçimler sırasında bizim eskiden yaptığımızı yaptılar. Fakir- Fukara semtlerine ev ev uğradılar; “kurban olurum- kurban olurum” diye halka sarıldılar, esnaf esnaf dolaşıp, “her şey güzel olacak” dediler, virüs geldi şimdi de “yardım dağıtıp benim el kokumu silmeye” kalkıştılar.

Büyük felaket!

Kokuyu kaptırırsak, önümüzdeki seçimde iktidar da gider. Sen Ahmet Hakan, en baş danışman havasında yazı yazıyorsun ama “halk ile benim arama başka elin girmesinin siyasi olarak ne büyük kayıp yaratacağını” kestiremiyorsun.

★★★

Aynen böyle!

Sorun yardım değil.

Sorun el kokusu.

Nitekim Ankara’daki merkezi yönetimin “maskeleri de biz bedava dağıtacağız” deyip hızlı ve zamanında vatandaşa ulaştıramayınca işte muhalefet partisi CHP’nin İzmir Belediyesi, “maskematik otomat makinesi” buluşu yaptı. İzmirli gidip metro istasyonlarına konulan “maskematik” makinesine “İZMİRİM ulaşım kartını” okutuyor, şifresini giriyor alttan hijyen zarf içinde 4 maske ile 100 milimetrelik dezenfektan bedava düşüyor.

Nereden nereye!

Bankamatik belediyeciliği vardı, eş- dost- tanıdık- torpilli belediyede işe alınıyor, onlar hiç işe gelemeden ay başlarında bankamatikten maaşlarını çekiyorlardı. Şimdi virüs günlerinde vatandaş maskematikten bedava maske çekiyor.

El kokusunda devrim!