Yılın sonuna geldik. Bu gece yeni bir yıla giriyoruz. Yeni yılınız sağlıklı, güzel, ışıklı, mutlu olsun.

Giden yıl hüzündür.

Gelen yıl umut:

Koca 2020 yılı boşa geçmedi, yalan biriktirdi gidiyor. 2020 yılı benim gözlemlerime ve anketlerden çıkan verilere göre “yalana kanmayın- uyanın- aydınlanın- hesap sorun- saydamlık isteyin- her söylenene inanmayın” diye büyüyen halk isteği ile kapanıyor.

Yalana sıvandı günler.

“Sivil Anayasa” dediler.

Yalan çıktı.

Cumhurbaşkanlığı sistemi.

Yalan çıktı.

“Türkiye uçacak” dediler.

O da kuyruklu yalan çıktı.

Maske vereceğiz dediler.

Yalan çıktı.

Aşıyı üreteceğiz dediler.

Yalan çıktı.

Aşıyı ithal ettik dediler.

Yarısı yalan çıktı.

120 milyon doz gerekli.

3 milyon doz gelebildi.

“Demokrat olacağız” dediler.

Yalan çıktı.

Tek kişinin iki dudağı.

Demokrasi diye sunuldu.

★★★

Adalet de yalana sıvandı.

2020 yılında adalet çöktü.

Yılın bitimine bir gün kala bu ülkenin adalet isteyen insanları şunu da gördü: Devlet bankası yönetimine iktidar torpili ile getirilen Pehlivanın lise diploması sahtedir diyen mahkemenin kararının haber yapılmasına bir başka mahkeme yayın yasağı koydu.

TV ekran tekeli!

O da yalana battı.

Allah ile aldatma.

Kuran ile kandırma.

Minareleri aştı.

Sorunlar çözülecekti.

Yalan çıktı.

Geçim sıkıntısı büyüdü.

Gelir adaletsizliği büyüdü.

Bölgesel uçurum açıldı.

Vergiler ağırlaştı.

İşsizlik alev oldu.

İşçiler korku içinde.

İşveren endişeli.

Esnaf bitik.

Çiftçi can çekişiyor.

Devletin bütün malları, tüm kamu imtiyazları, Türkiye’nin geleceği satıldı.

Ve gerçekler.

Yalanla kapatıldı.

★★★

Yalanın iskontosu olmaz.

2020 yılı yalanla bitti.

Anketlere göre her 100 kişiden 54’ü “yalanlara inanmadığını” ve tek kişinin demir pençe döneminin en fazla bir ya da iki yıl daha kullanım ömrünü tamamlamış ampul ışığı gibi pır pır ederek gitse bile ilk seçimde sandığa gömülecek. Birike birike büyüyen yalanlara tepki, yeni bir vatandaşlık bilinci doğdu.

Sessiz çoğunluk:

Ben vatandaşım.

Aklım var.

Anlarım.

Vicdanım var.

Tartarım.

Ben kentim.

Şehrimin sahibiyim.

Ben köylüyüm.

Köyümün sahibiyim.

Sen bağıracaksın.

Biz susacağız.

Sen yalan söyleyeceksin.

Biz dinleyeceğiz.

Yok öyle...

Diyenlerin oranı anketlerde yüzde 60’a doğru koşar oldu. “İsteseniz de istemeseniz de ben dediğimi yapacağım” dayatmasıyla yükseltilen korku duvarı çöktü. 2020 yılı yalan biriktirdi ve “yalanlarınızdan bıktık” sentezini doğurdu gidiyor.

Giden yıl hüzündür.

Gelen yıl umut!

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Menteşeler gıcırdıyor!


2020 yılı krizin başladığı yıl oldu ve 2021 ise krizin derinleşeceği ve menteşeleri yerinden sallayıp sökeceği yıl olarak geliyor. Türkiye’nin ekonomi tarihinde krizli yıllar yaşandı ve her krizi yıl sonunda iktidar menteşelerinden kopmuş pencere çerçevesi gibi yıkıldı. 1945 krizi oldu. Menteşeler sarsıldı. İktidar düştü. 1958 krizi oldu. Menteşeler sarsıldı. İktidar düştü. 1971 krizi oldu. 1981 krizi oldu. 2001 krizi oldu. 2002 de iktidarın üç partisi birden çöktü. 2002’de halkın “yeni” diye seçtiği bugünkü iktidar kesintisiz 19 yıllık ömrü sonunda Türkiye’yi “derin ekonomi- adalet ve demokrasi krizine” batırdı. Menteşeler gıcırdıyor.