Elinle yaktığını gözyaşınla söndüremezsin!

Bunu şundan yazdım:

Herkesin dilinde benzer söz var:

“2020 yılı felaketlerle başladı; yetsin artık!”

-Elazığ-Malatya depreminde 41 kişi yaşamını kaybetti...

-Van çığ felaketinde 41 kişi hayatını yitirdi...

-İdlib saldırısında 8 şehit verdik...

-Sabiha Gökçen Havalimanı’nda uçak pistten çıkarak parçalandı: 3 ölü 180 yaralı...

Bunlar üzerine absürtlük yapılıyor; suç 2020 yılının üzerine atılıyor: Uğursuz sene!

Oysa.

Bu felaketlerin hepsinde önemli bir unsur göz ardı ediliyor: İnsan faktörü.

Aynı dönemde Küba’da 7.7 büyüklüğünde 40 saniye süren depremde tek canlı kaybı yok!

Elazığ-Malatya depremi 6.8 büyüklüğünde 22 saniye sürdü, 41 ölüm yaşandı!

Bu farkın nedenini yazmaya gerek var mı? Ortada enkaz varsa bu insanlığın/iktidarın enkazıdır, depremin değil...

Deprem gibi çığ da doğal afettir kuşkusuz. Ancak Van’da çığ düşmesi sürpriz mi/tesadüf mü; o bölgede milyonlarca yıldır çığ düşer. Yılda ortalama çığ sayısı yüzü aşkındır.

Çığ tehlikesine karşı önlem alıp almamak insanın/iktidarın kararıdır... Keza: Arama kurtarma konusundaki tedbirsizliği-bilgisizliği yazmaya gerek var mı? Örneğin... Bu teknoloji çağında uzun demir çubuklarla arama yapmak ne demek? Kim bunun sorumlusu?

İktidarın dilindeki “kader” sözcüğü; beceriksizliğinin örtüsü...

ASIL SORUMLU


Bir, üç, beş, on...

Her gün sürekli şehit haberleri alıp kahroluyoruz.

Mesela İdlib’de en son verilen sekiz şehidin sorumlusu kim? Esad mı? Putin mi? Yoksa Suriye konusunda başında büyük politik hata yapan iktidar mı?

Uçak kazasına hiç girmeyeyim; kimse sorumluluğu salt pilot ve kuleye yüklemesin. Temelde olan ucuz iş gücü kullandığı bilinen bu şirket ve buna göz yuman iktidar değil mi? Heyhat... Bu havayolu şirketinin iki yılda üçüncü kazası bu!

Yazıyorlar: Neymiş 2020 yılı felaketlerle başlamış! Oysa:

-İktidarın 18 yılda başarılı olamamasının yansımasıdır tüm bu felaketler...

-Siyasal önceliklerin-tercihlerin sonucudur tüm bu felaketler...

-Kaynakları-parayı nereye harcadığının göstergesidir tüm bu felaketler...

-İşi ehline teslim etmemek; işe uygun adamı değil; partili adama iş bulmanın sonucudur tüm bu felaketler...

-Eğitimsizliğin-cahilliğin, vasatlığın-kalitesizliğin dört yanımızı sardığının göstergesidir bu felaketler...

Sadece bunlar da değil...

İktidarın metal yorgunluğu her olayda ortaya çıkıyor ama kimi seçmenler bunu göremiyor maalesef. Her acı olay karşısında dövündüğünün temel sebebini kavrayamıyor. Kuşkusuz bizler de sorumluyuz, felaketlerin asıl nedenlerini iyi anlatamıyoruz demek ki...

SİYASİ RUH HALİ


Görüyoruz:

İktidar, acıyı yok edecek adımlar atmak; projeler üretmek- yatırımlar yapmak yerine, demogojik nutuklarla kitleleri uyuşturmayı marifet sanıyor!

İktidar, suçluyu-sorumluyu kendi dışında aramayı politik taktik haline getirdi...

En acısı ne biliyor musunuz? Yabancılaşma...

Elazığ-Malatya depremi yaraları sarılırken...

İdlib’den sekiz şehit haberi gelmişken...

Van’da ardı ardına çığ felaketi yaşanırken...

AKP Grup Toplantısı’nda Erdoğan’ın konuşmasını dinlediniz mi, okudunuz mu?

Bu acılı günlerde, bilindik “Bay Kemal” sözleri...

Bu felaket günlerde, kumpas sonucu 26 ay hapis yatan eski Genelkurmay Başkanı İlker Başbuğ hakkında kışkırtıcı ağır sözler...

Ve en vahimi, konuşmasını şöyle bitirdi:

-“İnşallah bugün buradan yüzde 85 oy aldığımız Delice’ye gidiyorum. Ve Delice’de Deliceli kardeşlerimle buluşuyorum.”

Ardından...

Haber kanalları bir yana Van’daki çığ felaketi, şehit cenazeleri, diğer yana Erdoğan’ın bu Delice’de yaptığı konuşmayı vererek canlı yayın yaptı.

Ne dedi Erdoğan konuşmasında:

-“Bugün sizlerle kucaklaşmak, hasret gidermek için geldik. Bugün, Delice’ye verdiğim söz vardı, şükran borcumuzu ödemek için geldik...”

Sanmayınız ki, Ekrem İmamoğlu’nun çocuklarının yanında iki gün geçirmesi üzerine bin laf edenlere, Delice üzerinden yanıt vereceğim. Hayır.

Çünkü, meselemiz çok daha derinde:

İktidar ülke gerçekliğinden kopmuş görünüyor. Bunca felaket yaşanırken Delice mitingini nasıl değerlendirmek gerekir?

Bu siyasi ruh hali ülke acılarına merhem olabilir mi? Hiç sanmam.