■  “Cemaatin ileri gelenleri, mensupları bugüne kadar ne getirdiler de bunu geri gönderdim, yapabileceğim ne varsa yaptım, rabbim şahittir, ne istediniz de alamadınız” diyen kişi, cumhurbaşkanı oldu.

■ 23 Nisan’a alternatif olarak feto’nun Türkçe olimpiyatlarını başlatan, hatta ilk olimpiyatı kendi himayesinde yaptırarak, “o güzel insana teşekkür borcum var” diyeni, Tbmm başkanı yaptılar.

■ “Türkçe sevgi dilidir, barış dilidir, Yunus’un dilidir, Mevlana’nın dilidir, aç herkese sineni aç, onun gibi ilaç diyen fethullah gülen hocaefendinin dilidir” diyen kişiyi, hem başbakan, hem Tbmm başkanı yaptılar.

■ Cemaatin hedefleriyle Türkiye’nin hedeflerinin “tamamen örtüştüğünü” söyleyen kişiyi, hem dışişleri bakanı, hem başbakan yaptılar.

■ “Muhterem fethullah gülen hocaefendiye gönül dolusu saygılar gönderiyorum, kendisine çete diye hitap edilmesi büyük haksızlıktır, vicdansızlıktır” diyen kişiyi, adalet bakanı yaptılar.

■ Cemaate yönelik suçlamalar hakkında “aynen 28 Şubat gibi, aynen 12 Eylül öncesi gibi senaryodur, derin devlet harekete geçti, cemaati döverek, cemaate saldırarak Türkiye’nin değişim yönünü etkilemeye çalışıyorlar” diyen kişiyi, içişleri bakanı yaptılar.

■ Cemaat hakkında “faaliyetlerinin daha fazla arttırılması, daha yaygın hale getirilmesi, vatanseverlik görevidir” diyen kişiyi, hem bakan, hem genel başkan yardımcısı yaptılar.

■ “Cemaat devleti ele geçirmiş, devlete sızmış filan, bunlar kargaları bile güldürür” diyen kişiyi, milli eğitim bakanı yaptılar.

■ “Kendisine yönelik suçlamaları şiddetle kınıyorum, daha ağır kelime kullanmamak için kendimi zor tutuyorum, hayatı insanlığa hizmetle geçmiş bir büyük zat için suçlamalarda bulunmak, son derece çirkindir, kara lekedir, fethullah gülen hocaefendi hayatının her döneminde tertemiz kalmış bir kişidir, kendisine şükran borçluyuz” diyen kişiyi, sağlık bakanı yaptılar.

■ “fethullah gülen hocaefendi son 1000 yılın en büyük Türk büyüklerinden birisidir, evrensel Türk rönesansını başlatan Türk mucizesidir, Shakespeare gibi evrenseldir, ona düşmanlık edenlerin utanması gerekir” diyen kişiyi, milletvekili yaptılar.

■ fethullah’a feto diyenleri azarlayarak, “terbiyeni takın, fethullah gülen’e feto diyemezsin, özür dile” diyeni, büyükşehir belediye başkanı yaptılar.

■ “fethullah gülen vatan hasretiyle yaşıyor, ona karşı yapılanlar cezasız kalmayacak” diyeni, “fethullah gülen hareketine yönelik düşmanca tavırları hiçbir vicdan sahibi onaylamaz” diyeni, “benim ümidim fethullah gülen okulları” diyeni, “demokrasi kıvılcımı” diyeni, “vizyoner lider” diyeni, “Türkiye’nin övüncü” diyeni, “hocaefendi barışçı, nazik, çok naif bir insan” diyeni, “ceviz kadar beyni olanlar hocaefendinin büyüklüğünü anlayamaz” diyeni, yandaş gazetelerde köşe yazarı, yandaş televizyonlarda yorumcu yaptılar.



Türkiye’nin en saygın gazetecilerinden biri olan Can Dündar’a sırf gazetecilik yaptığı için “vaaayyyy fetoya destek verdi” dediler.

Dün itibariyle de, vatandaşlıktan atmak üzere hukuken kaçak ilan ettiler, malına mülküne el koydular.



Jet Fadıl’a, Mehmet Ali Ağca’ya, Ogün Samast’a, Barzani’ye, Şivan Perver’e, ensar vakfı’na “Türkiye seninle gurur duyuyor” diyorlar.



Can Dündar’a vatan haini diyorlar.



■ “hocaefendiyi çok seviyorum, çok sayıyorum, dünyada dostluğundan şeref duyduğum tek insandır” diyen... ■ “hocaefendimiz gibi samimi, ihlaslı, sahabe efendilerimizi hatırlatan başka birini tanımadım, etle tırnağım, kendisine yapılan hakaretler vicdanıma bıçak gibi saplanıyor” diyen... ■ “hocaefendi ufku geniş kanaat önderidir, Anadolu müslümanlığının çağdaş temsilcisidir” diyen... ■ “İslam’ın Gülen Yüzü” adıyla kitap yazan... ■ “herkese tavsiye ediyorum, ne olur sayın hocaefendinin kitaplarını okuyun” diyen... ■ “beni hizmet’in namlusuna sürün, bir atımlık mermiyim, nereye atıyorsanız atın” diyen, yani, sadece tetikçi değil “mermi gazeteci” olduğunu söyleyen kişiyi, Can Dündar’ın davasında “tanık” yaptılar.



Can Dündar fetoculuktan sanık!



Buna mukabil... Can Dündar sosyal medya üzerinden sesini duyurmaya çalışıyor. Başına bu işler gelmeden önce televizyon programlarına konuk olabilmek için takla atanlara, köşesinde tek satır yeralabilmek için en yakın dostuymuş gibi davrananlara, ödül vermek için kuyruğa girenlere bakıyoruz, feci bir ikiyüzlülükle adeta yokmuş gibi davranıyorlar, cümle içinde bile kullanmıyorlar, davasından bağımsız tweetlerini bile paylaşmaya ödleri kopuyor.



Demem o ki.



Can Dündar’ı herkes sürgünde sanıyor.

Halbuki bana sorarsanız, yakın tarih belgesellerinin en başarılı gazetecisi olarak, bu defa bizzat kendi hayatıyla yaşayarak tarihe not düşüyor.

Sadece fonda trajik bir müzik eksik...

Can Dündar sayesinde aslında, Akp Türkiyesi’nin “belgesel”i çekiliyor!