Bundan bir süre önce Cumhurbaşkanı Erdoğan, evinin yakınındaki “Tarım Kredi Kooperatifi” marketine giderek alışveriş yaptı. Pek tabii bu alışveriş gerçek bir alışveriş değildi. Amaç Erdoğan’ın medyada halka mesaj vermesine vesile olacak bir video filmi çekmekti. Oldum olası siyasetçiler, kamuoyuna seslenmek için bu kabil düzmece çekimler kullanır. En tutulan mizansenlerden biri de “siyasi liderin kucağına bebek vermektir”. Hele hele bu bebek, siyasetçinin burnunu sıkarsa (Clinton tiyatrosunu hatırlayın) senaryo 100 üzerinden 100 puan alır. Market alışverişinden çıkan Sayın Erdoğan, daha önce pahalılığı “5 büyük zincir market yaratıyor; onları, ceza vererek hizaya getirip hayatı ucuzlatacağız” derken aniden söylem değiştirdi. Mealen şöyle konuştu: Bu markette satılan mallar, fiyat noktasında, kalite noktasında, miktar noktasında çok uygun. Tarım Kredi Kooperatifleri marketlerinden 1000 tane açarak fahiş fiyatı önleyeceğiz.

Sadece 5 büyük zincir marketin 30 binden fazla mağazası varken 1000 kooperatif  mağazanın fiyatlara etkisi olmaz demeyeceğim. Bu, bir iddia bile olamaz. Gerçek dışıdır. Ben bu vesileyle kooperatifçiliği irdeleyeceğim.

Kooperatif, dışa (alıcılara veya satıcılara) değil, içe (üyelerine) fayda sağlamak amacıyla kurulur. Kooperatifçilik “karşılıklı yardım ilkesine” dayanır. Biri “üretici” diğeri “tüketici” olmak üzere iki tür kooperatif vardır. Üretici kooperatifleri “sadece” üyelerinin ürettiği mal ve hizmeti mümkün olan en yüksek fiyatla dışa satar. Buradan elde ettiği gelir fazlasını (kâr diye okuyun) üyelerine, sermaye paylarına göre değil, kooperatife yaptıkları satışa göre dağıtır. Tüketici kooperatifleri de dıştan tedarik ettikleri ürünleri mümkün olan en ucuz fiyatla “sadece” üyelerine satar. Gelir fazlasını da yine üyenin sermaye payına göre değil, yaptığı alıma göre dağıtır. Kooperatifin amacı kooperatif tüzel kişiliğinin gelir fazlasını (kârını) maksimize etmek değildir. Ama zarar ederek de üyelerine, yük olmamalıdır. Dolayısıyla kooperatifler daima “makul bir kâr marjı” ile fiyat oluşturur Amaç, kooperatifle iş (satım veya alım) yapan üyeye yarar sağlamaktır. Yani, ya üyesi olan “üreticinin” malını yüksek fiyata “dışa” satmak; ya da üyesi olan “tüketicilere” düşük fiyatla “dıştan” mal almaktır. Tarım kredi kooperatifleri, eğer birer üretici kooperatifi iseler sadece üyelerinin ürününü satabilir. Bunun için market de kurabilir. Ama başka üreticilerin mallarını satan market kuramaz. O zaman tacir olur. Tüketici kooperatifi ise (kapanan ORKO gibi) mağazasında her tür ürünü satabilir ama bunu sadece üyelerine yapar.

ASALAK KOOPERATİFLER

Başka ülkelerde her işlem, “yasaların ruhuna” (sprit of the laws)  uygun olarak yapılıyor demiyorum. Her ülkede az çok işi kitabına uydurma düzenbazlığı vardır. Ancak toplum bunun farkındadır. Devlet de buna engel olmaya çalışır. Benim sıkıntım, ülkemin okumuşlarının bile yasaların ruhuna aykırı işlemleri, eğer işin içinde sözde “işçi, memur, emekli ve dar gelirliyi” kollamak gibi bir maksat varsa, yanlışı doğru ve haklı görmeleridir. Bugüne kadar, kooperatifçiliğin esasına (ruhuna) uygun olarak çalışan ve kamu kaynaklarıyla beslenmeden, kendi ayakları üstünde duran tek bir kooperatife rastlamadım. Ne kadar kooperatif varsa, hepsi ya asalaktır ya da ziyandadır.

Son söz: Bir yanlış, bir yanlışı değil, bir doğruyu götürür.