Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü, geçtiğimiz günlerde sağlık kurumlarında ek ödemeler kalemi için kullanılan “Adli Muayene- Girişimsel İşlem Puanı” başlığı altında bir yazı yayınlamıştı.

Zor anlaşılacak bir dille yazıldığı yolunda yakınmalar gelen bu yazıda, “Adli Tıp uzmanlarının TCK ve CMK tarafından belirlenen hususlarda rapor düzenledikleri” girişinden sonra, “Kolluk kuvvetleri tarafından getirilen ve/veya bizzat acil servise müracat eden hastalara uzman/pratisyen hekim tarafından düzenlenen geçici/kesin adli raporların bu kapsamda DEĞERLENDİRİLMEMESİ gerekmektedir “ denilerek, bunların acil poliklinik muayenesi ya da yeşil alan muayenesi şeklinde puanlandırılması gerektiği, 911.140 ve 911.141 nolu adli muayene raporları tanzimi üzerinden puanlandırılmamasının mümkün olmadığını belirtmiş, bunun için bir inceleme heyeti kurulduğunu, bu heyetin incelemeler yaparak bu konuda bir fazla ödeme varsa da bunun ilgililerden tahsil edileceği kaydedilmişti.

Kamu Hastaneleri Genel Müdürü Dr. Avni Uygun Seyhan imzalı, Bakan adına yayınlanan bu yazının “nereden ve neden kaynaklandığı” konusunda ise bir takım usulsüzlüklerle dolu iddiaların varlığı  ortaya serilmişti.



Ancak Sağlık Bakanlığı’nın bu yazısı adli tıp uzmanlarından büyük tepki gördü.

Bu arada birçok adli tıp uzmanı da bana bilgi, belge ya da açıklama gönderdi. Kimisi ise bizzat arayıp, konu hakkındaki düşüncelerini aktardı. Adli tıp uzmanları, yazının mevzuattaki yasalarla çeliştiğini , dolayısıyla hukuksuz olduğunu kaydetti.

Bunlardan Ali Özgün Kaya, adli tabiplerin görev ve sorumlulukları hakkındaki bilgilendirmesinden sonra,  “Adli tıp birimlerine/polikliniklerine adli nitelik taşımayan olguların kaydı yapılmaz, yapılamaz. “ diyerek şu satırları aktardı:

“Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü'nün "Adli Muayene-Girişimsel İşlem Puanı" konulu yazısı mevzuata uygun değildir ve adli tıbbi muayenelerin/uygulamaların yeterince bilinmediğini göstermektedir. Açıklamak gerekirse;

1-Sağlık Bakanlığı hastaneleri 2659 sayılı Adli Tıp Kurumu Kanuna tabii değildir.

2-Yeşil alan muayenesi Adli Tıp uzmanlarının görev alanı değildir. Bu muayeneyi ve kodu yasal olarak kullanamaz.

3-Kolluk kuvvetleri CMK 161.madde hükümlerine göre yaptıkları her adli işi C.Savcısına bildirmek ve alacakları sözel/yazılı emirleri yerine getirmekle yükümlüdür. Kolluk kuvvetlerinin C.Savcısının bilgisi ve emri dışında herhangi bir kişiyi muayene ettirme ve hekim raporu isteme yetkileri yoktur.

4-Yeni Tıbbi İşlemler Yönergesine göre 911140-911141 kodları için "Resmi kurumların yazılı talebi üzerine Adli Tıp, Ruh sağlığı ve hastalıkları, Çocuk ve Ergen ruh sağlığı ve hastalıkları uzmanı tarafından yapıldığında puanlandırılır." şeklinde belirtilmiştir.”

Ali Özgün Kaya, bu açıklamasından sonra Sağlık Bakanlığının bu yazısının ve ayrıntılı olarak açıklanmayan iddiaların tüm adli tıp uzmanlarını töhmet altında bıraktığını söylüyordu.

Bir başka Adli Tıp Uzmanı, Prof Dr Ahmet Hilal ise “Bakanlığın genelgesinin (yazısının) işi bilmeyen ve öğrenmek için de bir çabası olmayan yöneticilerden çıktığı çok belli “ dedikten sonra  “Bizim yazı hakkında ki yorumumuz, bu yazı acil servislerde ki adli tıp uzmanı olmayan hekimlerin yazdığı raporlar için geçerli olacağıdır. Bunun düzeltilmesi için uzmanlık derneğimiz Adli Tıp Uzmanları Derneği (ATUD) Sağlık Bakanlığına bu genelgenin mantıksız olduğunu anlatan çok ayrıntılı bir rapor sundu. Bu genelge,  gözaltı muayenelerini adli tıp uzmanlarının yapmamasına bu da İstanbul Protokolüne göre muayenelerin yapılmamasına ve insan hakları ihlallerinin saptanamamasına neden olabilecektir.  “ diyordu.

Bir başka adli tıp uzmanı Ahmet Büyükçelik ise  “Adli tıp uzmanları genel olarak adli tıp kurum bünyesinde  adalet bakanlığına bağlı olarak çalışmaktadır. Bir kısmın adli tıp uzmanları da hastanelerde çalışmaktalar. Kurumda çalışan adli tıp uzmanları ne yapıyorsa aynı işleri hastanede çalışan adli tıp uzmanlarıda yapmaktadır.  Ek tarifede belirtilen resmi makamlardan gelen adli rapor talepleri adli muayene ve rapor koduyla girilmektedir. “ diyerek, adli tıp uzmanları arasında bir ayrımın kabul edilemeyeceğinin altını çiziyordu.

Bu yazıyı kaleme aldığım saatlerde ise Adli Tıp Uzmanları Derneği de bir açıklama yaparak rahatsızlıklarını dile getirdi.  Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Adına Başkan Prof. Dr. Akça Toprak Ergönen imzasıyla tarafıma gönderilen yazıda  “Adli tabiplik raporlarına büyük soruşturma” başlıklı yazımda dile getirdiğim konular üzerinde adli tıp uzmanlarından derneğe rahatsızlıklarını ileten tepkiler geldiği belirtilerek, “ Yazınızda yer verdiğiniz Sağlık Bakanlığı Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’nün yazısı nedeniyle Adli Tıp Uzmanları Derneği olarak ülkemizdeki adli tıp hizmetlerinin yapılanması ile ilgili ayrıntılı raporumuzu ve isteklerimizi dile getiren dilekçelerimizi Sağlık Bakanlığının ilgili birimlerine ilettik. Bizim isteğimiz özellikle son zamanlarda sayıları giderek artan Sağlık Bakanlığına bağlı kurumlarda çalışan adli tıp uzmanlarının mesleklerini uygulayabilmesidir.

Sağlık Bakanlığı tarafından ilgili birimlere gönderilen bu yazı sonrasında adli tıp uzmanı meslektaşlarımızın yapacağı işler kendilerinden alınıp acil serviste çalışan hekimlere yüklenmiştir. Adli olguların muayenesi, değerlendirmesi ve adli rapor düzenleme, İstanbul Protokolüne uygun olarak gözaltı giriş çıkış muayenelerini yapma adli tıp uzmanlarının görevleridir. Bu işlerin acil serviste görev yapan hekimlere verilmesi hem hatalı uygulamalara yol açabilecek hem de acil servislerin yoğun iş yükünü olumsuz etkileyecektir.”denildi.

Prof. Dr. Akça Toprak Ergönen imzalı yazıda aynı zamanda, -çok haklı olarak- bazı yanlış uygulamalar üzerinden bir genelleme yapılmasının doğru olmadığı belirtildi.

Evet, Sağlık Bakanlığı’nın bu yazısı adli tıp camiasında büyük tartışmalar yarattı.Adli Tıp Uzmanları genellikle Sağlık Bakanlığı’nın bu yazısının yasalara aykırı konusunda birleşiyor.

Bu yazıya karşı çok tepkililer.

Fakat özellikle , Adli Tıp Uzmanları Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Prof. Dr. Akça Toprak Ergönen’in yazısındaki “Adli Tıp uzmanlarının yaptığı görevlerin bundan sonra acil servislerde çalışan hekimlere yüklenmesi “ maddesi çok dikkate değer.  Bu madde, hem adli tabiplerin görev ve yetkilerine müdahalenin yanı sıra acil servislerde çalışan hekimlerin de yükünü artırıp çeşitli sıkıntılara neden olabilecek nitelikle değerlendiriliyor.

Bakanlık ve adlı tıp hekimleri arasındaki tartışmalar daha da uzayacak gibi görülüyor.

Ayrıca, Kamu Hastaneleri Genel Müdürlüğü’nün  yazısında da ifade edildiği gibi kurulan “inceleme ekibi” birçok ilde “incelemeye” başlamış.

Bu da tartışmaları daha da alevlendirecek gibi.

Altından ne çıkar, izleyip göreceğiz…