Yıllardır belli başlı siyasiler ve onlara yandaş olan medya, her fırsat bulduklarında Ulu Önder Atatürk’e ya doğrudan ya da silah arkadaşı sayın İnönü üzerinden hakaret ederler. Sonra da alır cevaplarını, bir sonraki fırsata kadar kenara çekilirler. Ama şu son zamanlarda nasıl ve neden olduğunu anlayamadığımız bir Osmanlı ve ona bağlı bir hilafet aşkı nüksetti. Öyle ki Cumhuriyet ve devrimlere karşı bir tutum oluştu. Önce tüm kamudan TC kaldırıldı sonra milli eğitimin millisi kaldırılarak İslami ağırlıklı eğitime geçildi.

Anlayacağınız Cumhuriyet’in değil adına, gölgesine bile tahammülleri kalmadı. Ta ki Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi ile yönetilmeye geçinceye kadar! Şaşırdınız değil mi? Çünkü bu sistemin ülkede yarattığı hukuksuzluklar, ekonomideki tökezlemeler sonucunda oluşan yokluk ve yoksulluklar, AKP iktidarına yıllarca destek veren kesimleri dahi isyan ettirir hale getirdi! Yıllarca muhafazakar kesimde yer alan usta kalemler ve bazı AKP’liler bile “Atatürk ve devrimleri” demeye başladılar.

AKP, bu 20 yıllık süreçte kendisine göre tarihi şekillendirmeye başladı. Gerek dizi yoluyla insanlara hayali bir kurgu sundu, gerek kitap yoluyla tarihi kendisine göre yazmaya çalıştı. Halbuki değerli tarihçilerimiz tarafından yıllardır Atatürk ve Laik Demokratik Cumhuriyet’in erdemleri defalarca yazıldı, filmleri ve tiyatro eserleri halkla buluşturuldu. Hadi bizim tarihçilerimize inanmıyor yanlı yazdıklarını iddia ediyorsunuz, o zaman yabancı uzmanlardan Ulu Önder ile ilgili yazdıklarını mutlaka okuyun. Okuyun beyler, okuyun ki neyin ne olduğunu, çıkışın nerede olduğunu görün.

Şimdi sizlere sosyal medyada gezinen bir paylaşımı sunacağım.

Arnold LUDWIG; ABD’li bir Psikiyatri Profesörü…

Hayatında Türkiye'ye hiç gelmemiş…

Bir kitap yazmış, kitabın adı; “KING of the MOUNTAIN”…

Kitapta bir bölüm var; "In one of the most comprehensive and insightful studies of political leadership ever undertaken."

İsminden anlaşılacağı üzere dünyada ülke yönetmiş politikacılarla ilgili bir kitap…

20. YY’da dünya liderleri ile ilgili bir seri araştırmayı kapsıyor kitap… Dünyadaki liderler arasında 2000 (iki bin) kişiyi belli ama aynı ölçütlere göre değerlendirmiş…

Ülkeleri yönetmiş, Saddam’dan Kaddafi'ye, Mao'dan Roosevelt'e, De Gaulle'den Nehru'ya, Churchill'den Hitler'e, Mussolini'den Mandela'ya, Stalin'den Nasır'a ve Arafat'a hepsini incelemiş…

Kitap çalışması tam 18 yıl sürmüş…

Bu kapsamlı araştırma sonunda öne çıkan belli başlı 377 devlet adamını yukarıda ifade ettiğim gibi belli ölçütlere göre değerlendirmiş…Öne çıkan liderlerin hepsine aynı olmak üzere 200 kadar değişik kıstas uygulamış, bu kıstaslara göre, 1'den 31'e kadar değişken puanlar verip değerlendirmiş ve bir sıralama yapmıştır…

Uyguladığı testin tam adı, “Political Greatness Scale” (PGS) olarak tanımlamış.

Buna göre bir sıralama yapmış.

Örneğin; en çok Roosevelt ve Mao 30’ar puan almışken, Nehru 25, Churchill 22, Golda Meir 12, Fidel Castro 23, Lenin 28, Khomeini 23, Kennedy 15 puan almışlar.

Sadece tek bir lider; 31 puanla ilk sırayı almış…

Bu lider de "Visionary" sıfatıyla, 20. yy’ın gelmiş geçmiş en büyük devlet adamı unvanına layık görülmüş… Kim olabilir diye merak ettiniz haklı olarak; evet işte o lider devlet adamı, Mustafa Kemal ATATÜRK !!!

Mektubu bize yazan Atatürkçü Bilim Adamları Derneği üyesi Prof. Vural Cengiz;“ En ilginç olan husus, yazılı ve görüntülü Türk medyasının bu haberi hak ettiği gibi duyurmamış olması” diyor ve ekliyor: “Türk halkı, gurur duyduğu Ata'sı hakkındaki bu güzel haberden mahrum bırakıldı. Bizlerin ilk görevi insanlarımızdan gizlenen bu gerçek bilgileri tüm millete iletmek. Saygıyla.”


SON SÖZ: Bir kere yanlış trene bindiyseniz koridordan ters tarafa yürümenin hiçbir faydası yoktur
NİETZSCHE