Eski hikayeler yıprandı, aşındı, örselendi, etkisini yitirdi. Yeni bir “başarı hikayesi” bulmak zorunda. 20 yılın sonunda gelen koyu ve derin başarısızlık efsane lideri, kesintisiz yeni bir başarı hikayesi yazmaya mahkum etti.

Eriyor.

Dibe gidiyor.

Destekçisi  azalıyor.

Yeni bir başarı hikayesi yazılmazsa “efsane...” kendisini destekleyenlerin gözünde de bitti, bitecek. Son anketler; “Cumhur İttifakı’nın (AKP+MHP) oy desteğinin Millet İttifakı (CHP+İYİ PARTİ+SAADET ve ittifak dışından da HDP) 4-5 puan altına indiğini” gösteriyor. Yüzde 50+1’i ne yapsa tutturamıyor.

Tuzak kurdu.

Kendi düştü.

Siyasi tarihimize, “muhalefete kurduğu tuzağa kendi düşen lider” olarak yazılacak. Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi kurulduğundan bu yana, Türkiye’de hiçbir şey iyiye gitmedi.

Yoksulluk.

İşsizlik.

Pahalılık.

Geçim zorluğu.

Adam kayırma.

Torpil.

Adaletsizlik.

Ağır yolsuzluk.

Aşı bulmada başarısızlık.

İyi eğitim almış beyinler Türkiye’den Batı ülkelerine gidiyorlar. Halkın yarısı yurt dışında yaşamak istiyor. Gazetelerin birinci sayfa haberleri içine bu yılın ilk iki ayında sık sık “yoksul insanların oluşturdukları çürük sebze kuyruğu...” fotoğrafları da girmeye başladı.

★★★

GARA operasyonu yeni bir başarı hikayesi olacaktı. Olamadı. 16 şehit. Cumhurbaşkanı’nın kendisi “başaramadık” diye itiraf etti. Böylece “Yeni Bir Başarı Hikayesi Yazma Denemesi” daha başlarken bitti.

Başarının babası olacaktı.

Olamadı.

Son 5 ay içinde 5 yeni başarı hikayesi yazıldı. Hepsi hayal kırıklığı ile bitti.

FAİZLERİ İNDİRME:

Faizler inecek, ekonomi rahatlayacak, yatırımlar artacak, işsizlik sıfırlanacaktı. Faizler indi, döviz yükselmeye başladı. Yükselen dövizi indirmek için Merkez Bankası’nın 120 milyar dolar döviz rezervini eritme kumarı oynandı. Kumar tutmadı. Yüksek faize geri dönüldü. Ortaya övünülecek bir başarı hikayesi değil Merkez Bankası rezervlerini eritme yenilgisi çıktı.

AYASOFYA’YI AÇMA:

Ayasofya’yı müze yapanların devamı bugünkü ana muhalefete de tarihi bir tokat atılacak, ekonomik sıkıntılardan bunalan halk kitleleri de “Ayasofya’yı yeniden cami yapan” lidere inanmaya, güvenmeye devam edecekti. Ayasofya hikayesi tutmadı. “Askıda ekmek” konuşuldu.

DENİZDE DOĞALGAZ:

100 yılın hayali denizin dibinden doğalgaz, dağın dibinden petrol, ovanın dibinden altın çıkarmaydı ve Karadeniz’de doğalgaz yatağı bulunarak yeni bir başarı hikayesine imza atıldı. Propagandası halkın aklının alamayacağı ölçüde yüksek tutulduğu için vatandaş doğalgazın ucuzlayacağını zannetti. Tersi oldu.

REKTÖR ATAMA:

Bütün güçleri tek elde toplayanın kuvveti, kudreti vurgulanacaktı. Öğrenciler “atamayla değil seçimle gelen rektör” isteriz diye eyleme başlayınca neredeyse bütün Türkiye öğrencilerin yanında yer aldı, öğrenci annesi Sarıyer ilçe yöneticisi bile lideri terk etti.

AY’A GİTME:

“Eller Ay’a biz yaya” ezilmişlik ve yenilmişlik ruh halinden çıkamayan toplumda liderin hayalleri de aşan bir başarı hikayesiydi. Türkiye “Ay’a adam yollayacak” güce işte bu liderin sayesinde ve onun döneminde kavuştu propagandası, üç gün içinde “yoksul insanların çürük sebze kuyruğunda” eridi bitti.

★★★

Bul...!

Bul...!

Başarı hikayesi bul!

Kesintisiz yeni başarı hikayesi yazma sürecine girdik. Her ay bir doğalgaz yatağı, bir altın damarı, bir petrol rezervi, Ay’dan da öte yıldızlara gitme başarısı bulunabilir.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Fabrikasyon konuşmalar!


BÜ’ye atanmış rektör Melih Bulu’nun doktora tezinde aşırma (intihal) yaptığı iddiası ortaya atılmıştı. YÖK gereğini yapmadı, araştırmadı. İddia doğru ise Melih Bulu’nun hapse girmesi ve rektörlükten düşmesi gerekir. Melih Bulu’ya tez danışmanlığı yapan BÜ hocaları da kulaklarının üstüne yattılar. Bu arada yeni bir intihal (aşırma) bu kez “konuşma metni çalma” olarak ortaya çıktı. 2017 yılında Binali Yıldırım’ın İzmir Milletvekili iken Cumhurbaşkanlığı Külliyesi’nde yaptığı konuşma kelimesi kelimesine ve virgülü, noktası, vurgulaması ile tonlaması aynı 2021’de Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan tarafından tekrarlandı. Bir uyanık bol maaşlı metin yazarı aynı metni hem Binali Yıldırım’a ve hem de Tayyip Erdoğan’a 4 yıl arayla okuttu. Halk fabrikasyon metinlerle uyutuluyor, gerçeği ortaya çıktı. Binali Yıldırım, “Bu ne iştir benim 4 yıl önceki konuşma metnim çalınmış, intihal yapılmış” diye mahkemeye başvursa; Tayyip Erdoğan 6 aydan 2 yıla hapis cezası ile yargılanabilir.