Çatalla çorba içmeye benzemeye başladı. Açıklık bekliyoruz ama açıldıkça düğümleniyor.

Kim bunlar?

Arkalarında kim var?

Asıl soru ise şu:

Döven de dövdüren de saldıran da saldırtan da aslında birer yerli iç kukla. Onları asıl oynatan büyük küresel kuklacı mı var? Dışarda büyük kuklacı varsa onun içerdeki uzantıları ve ortakları kimler? Gazeteci Orhan Uğuroğlu ve gazeteci Afşin Hatipoğlu sopa, demir, yumruk, tekme, bıçak dövüldüler. İktidar partisinde siyaset yapmış sonra kopmuş ve muhalefetteki Gelecek Partisi’nin Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ’ı da evinin önünde sopa, demir, tabanca kabzası, yumruk tekme dövüp hastanelik ettiler.

Ölümden döndü!

Diye yazdı gazeteler.

5 kişiydi saldıranlar.

2’si yakalandı.

Sorgulanıyorlar.

★★★

Siyasetçi!

Gazeteci!

Ölümüne dövülüyor.

Aynı anda.

Planlı.

Organize.

Ana muhalefet partisi Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi Genel Başkanı Ahmet Davutoğlu’nu ziyarete gitti. “Demokrasiye ve ifade özgürlüğüne saldırı yapılmıştır, bunu kabul edemeyiz...” dediler. Herkesi ve hatta iktidarı da “demokrasiyi desteklemeye” çağırdılar.

Fotoğraf verdiler.

Olması gereken çağırıydı.

Bu fotoğrafın içinde İYİ Parti Genel Başkanı, Saadet Partisi Genel Başkanı, HDP Genel Başkanı, Deva Partisi Genel Başkanı ve diğer muhalefet partilerinin genel başkanları da olmalıydı. Bu açıdan bakınca; iktidar partisi AKP Genel Başkanı ile MHP Genel Başkanı da bir araya gelip halkı bilgilendirmek için birlikte; “Gazeteciye ve siyasetçiye saldırılar, demokrasiye saldırıdır. Biz de buna kesinlikle ve şiddetle karşıyız. Suçluları ve onların arkasındakileri bulacağız...” demeleri beklenirdi.

★★★

İktidardan böyle bir fotoğraf görmedik. Kemal Kılıçdaroğlu, iktidarı işaret ederek, “Bunların iktidardan gitmemek için göze alamayacakları şey yok...” görüşünü dile getirdi. Ahmet Davutoğlu ise 70’li yıllarda ve 90’lı yıllarda Türkiye’de yaşanan; günde 15-20 kişinin ölümüyle sonuçlanan bir iç çatışma ortamının yeniden yaratılmak istendiğini ve bunun sonucunda da “otoriter bir yönetimin iktidara el koymasının planlandığını” dile getirdi. Ahmet Davutoğlu dedi ki; “ Sayın Erdoğan’ı buradan uyarıyorum, aklı başında herkesi uyarıyorum. Bundan sonraki ilk aşamada Erdoğan da tasfiye edilecek ve muhafazakarların bir daha başı dik dolaşamayacakları tarzda otoriter bir rejim kurulacak...”

Yani!

Gördüğümüz film!

Kardeş kardeşi vuracak.

Kan gövdeyi götürecek.

Ben “kanı durdurmaya geldim” diyen birileri çıkacak ve herkes bu geleni kan dursun diye alkışlayacak.

Büyük kuklacı!

Yeniden iş başında!

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli de “saldırıları bizimle ilişkilendirmek komplodur” açıklaması yaptı.

Yani bir kuklacı var.

Saldırıyı o yaptırıyor.

★★★

Tablo buysa iktidar partileri AKP ve MHP’nin “Kim büyük kuklacının aleti olursa biz onlardan hesap soracağız” demesi ve muhalefet partilerinin de “Bugün demokrasiyi ortadan kaldırmaya cüret edenlerden yarın mutlaka hesap soracağız” diye şimdiden ilan edip sürekli tekrarlaması gerekir.

TARİHLE RÖPORTAJ (Unutkanlığa ilaç)



Tarım Bakanı’nın kravatları!


Tarım Bakanı Bekir Pakdemirli’nin kendi partisi ve muhalefet ayrımı yapmadan Meclis’teki 482 erkek milletvekiline teki 499 TL olan pahalı kravatları (Vakko markaymış) yılbaşı hediyesi olarak gönderdiği yazıldı. Aynı haberde Tarım Bakanı’nın 101 hanım milletvekiline de yine ayrım yapmadan birer en pahalı fular gönderdiği ve kravatlar ile fularlara 241 bin 500 TL ödendiği bilgisi vardı. Tarım Bakanı bu 241 bin 500 TL’yi kendi cebinden mi ödedi, yoksa Bakanlık Bütçesi’nden yani halktan toplanan vergilerden mi ödedi? Belge görmedik. 241 bin 500 TL kravat ve fular bedelinin Tarım Bakanı’nın cebinden çıktığını gösteren faturayı; ucuz ekmek kuyruğundaki, ucuz elma kuyruğundaki, ucuz karnabahar kuyruğundaki ve yoksul için yemek kuyruğundaki vatandaşlar başta olmak üzere tüm Türkiye’nin görmesi gerekir. Ayrıca “Çiftçi haciz baskısı altındayken bu pahalı kravat neyimize...” diyerek kravatı geri iade eden milletvekili varsa onu da halkın bilmesi gerekir.