Akıllı mıyız, aptal mıyız? Toplum olarak alnımızda ‘çok saf’ mı yazıyor, anlayamadım!

Daha 3 ay önce dolar kuru 8 lira civarındaydı...

İnatla alınan bilim dışı kararlarla 18 liraya yükseltilen dolar kuru şimdi indi diye seviniyoruz!

Malatya’da ve Şanlıurfa’da bazı vatandaşlar sevinçten halay çekmişler. Üsküdar’da da gökyüzüne havai fişekler atılmış!

Oysa çarşı-pazardaki fiyatlarda hiçbir inme yok. Her şeye zam devam ediyor.

Sebzeye-meyveye, her türlü gıda ürününe, mutfaktaki sıvı deterjana bile zam geldi. Ekmeğe yapılacak zam da yolda...

Yoksullaştık diye kutlama yapan ilk toplumuz her halde!

HHH

Dolara endeksli Türk Lirası mevduatı ne demek?

Bu, Türk Lirası’na güven dip yaptı, Paramız Amerikan dolarının koruması altına girdi demek. Yani TL. millî para olmaktan çıktı!

İktidar kendi yanlışlıklarıyla doları 18 liraya çıkarttıktan sonra, Türk Lirası mevduatlarına kur garantisi vererek düşürmeyi büyük başarı gibi gösterme çabasında...

Nasreddin Hoca’nın eşeğini önce kaybedip, sonra bulması gibi...

Bu arada doların çıkışı ve inişi arasında geçen zaman diliminde kimlerin vurgun yapıp köşeyi döndüğünden söz eden yok!

HHH

Şimdi kur farkının ağır maliyetini kim ödeyecek?

Zararı Devlet Hazinesi karşılayacak.

Hazine’ye para, vergi veren yurttaşlardan alınacak tabii ki...

Millet olarak vergilerle, zamlarla, enflasyonla hepimiz ödeyeceğiz bu paraları...

Geçmediği otoyol ve köprülerin, kullanmadığı havaalanlarının parasını ödediği gibi, kur farkını da yine Türk ulusu ödeyecek.

Yeni yılda, yiyecek-içecek ürünleri başta olmak her türlü malın fiyatı hızla artacak...

Zengine kur farkı ödemek için milleti, ağır vergi ve zamlarla cezalandıracaklar!

HHH

Asında ortada tehlikeli bir oyun var.

Biz bu filmi yıllar önce de görmüştük.

1966 ile 1978 yılları arasında bugünkünün benzeri olan DÇM (Dövize Çevrilebilir Mevduat) uygulaması yapılmıştı...

Ciddi problemlere yol açan bu uygulama Demirel’in “70 sente muhtaç hale geldik.” demesiyle son bulmuştu.

Daha sonraki yıllarda Başbakan olan Turgut Özal:

“Yapılan, cehaletin vesikasıdır. Dövize Çevrilebilir Mevduat hesaplarının faizleri, belirli bir aşamadan sonra ödenemez hale geldi ve kaldırıldı. 1970’li yıllarda kendilerini akıllı, uyanık sananlar böyle bir yol buldular. Tam 221 bankaya borçlandık ve Türkiye bunları ödeyemez hale geldi. İnşallah bundan ders alınır, bir daha böyle hesapsız-kitapsız hatalar yapılmaz!” demişti.

HHH

Yarım yüzyıl sonra aynı sarmala girdik.

Geçmişten de ders almadığımız anlaşılıyor.

İktidar, ekonomi biliminin kurallarına uymadığı için kontrolü kaybetmiş durumda, sırf günü kurtarmaya çalışıyor. Tüm Türk halkının geleceği ile kumar oynanıyor!

Komik olaylar!


3 ay önce 8 lira civarında olan doların, yanlış uygulamalar sonucu 18 liraya çıktıktan sonra hızla düşmesini sevinçle karşılayıp halay çekenler, sembolik olarak dolar da yakmışlar...

Bu arada Hülya Avşar da “Gerekirse simit yiyeceğiz” diye iktidara destek çıkmış.

Okurlarımdan bu iki konuda çok sayıda mesaj geldi.

Bazıları “Bu hanım, simidin fiyatının 3.5 lira olduğunu bilmiyor. Ülkemizde kuru ekmeği bile bulamayanlar var.” diyerek Hülya Avşar’ı eleştirirken, bir grup okurum da onu 18’inci Yüzyıl’da yaşayan Fransa Kraliçesi Marie Antoinette’e benzetiyor.

Kraliçenin, aç kalan halk için “Ekmek bulamıyorlarsa pasta yesinler!” dediği söylenir.

Bir okurum da, doların düşmesi nedeniyle halay çekenler için şu mesajı göndermiş:

“Zenginin faizini ödeyen fakirler, davul zurna ile hayal çekiyor. Ah be Aziz Nesin, keşke senin yerine ben ölseydim!”

GÜNÜN SÖZÜ


Başarı kazanmanın yolu çalışmak ve çeneyi tutmasını bilmektir!