Kıymetli meslektaşlarımız Müyesser Yıldız ile İsmail Dükel “Gizli bilgileri açıklamaktan” yargılanıyordu. Aslında açıklanan da bir şey yoktu. Birisi aramış, onlar da konuşmuş. Öyle böyle değil, istenen hapis cezası 31 yıldı. Mahkeme Yıldız’a 3 yıl 7 ay, Dükel’e bir yıl bir ay hapis cezası verince “Buna da şükür” diyorsunuz. Mahkeme kararıyla ceza veriliyor ama ya sokakta gazetecilere, siyasetçilere saldırılara ne demeli? Son saldırı kalabalık bir grupla meslektaşımız Levent Gültekin’e yapıldı.

Son dönemlerde “Hukuk reformu” söylemleri hiç eksik olmuyor. Hukuk reformu, her şeyden önce yasalara saygıyı gerektirir. Eğer, yasalara saygınız yoksa hukuk reformu yapmanıza da gerek yoktur. Nitekim, var olan yasalara uyulmadığına ilişkin somut olaylar yaşanıyor.

ÖYLE ZORLAŞTI Kİ...

Yalova Üniversitesinde bir öğretim görevlisi, “Yılmaz Özdil’in cesedi camiye sokulmasın” diyor. Yılmaz Özdil, bugüne kadar hangi yazısında birileri için “Cesedi camiye sokulmasın” dedi? Ne yapsın Yılmaz Özdil, şikayetçi oldu. Savcılık “Kovuşturmaya yer olmadığına” karar verdi. Özdil, o öğretim görevlisini eleştirince, “Gel bakalım Yılmaz Özdil ifadeye” çağrısı yapılıyor.

Gazetecilerle ilgili çok şikayet oluyordu. Basın suçlarıyla ilgili soruşturmaları yürüten C. Savcıları, çoğu kez gazeteciyi ifadeye bile çağırmadan kovuşturmaya yer olmadığı kararı veriyordu. Bugün, gazetecilerin bir ayağı adliyelerde oluyor, bu durum ister istemez gazetecide
yılgınlık yaratıyor.

NE OLUYOR BÖYLE? 

Bir gazeteci için en zor olanı, doğru olduğunu bildiğiniz bir haberi bile yazmaktan çekinilmesi. Hani biz topluma gerçekleri söylemekten, yazmaktan çekinmeyeceğimizi söylüyorduk. Ne oluyor böyle? Her dönemde gazeteciler hedefte oluyor. Öldürülüyor, dövülüyor ama onlar gerçekleri yazmaktan geri durmuyor. Açıkçası günümüzde durum biraz daha farklı hale geldi. Bunun nedenini de en iyi meslektaşlarımız biliyor.

Öncelikle şunu da belirtmemiz gerekir, gazetecinin kimseye hakaret etme, aşağılama hakkı yoktur. Ama günümüzde eleştirmek, ulaştığınız bir bilgiyi yazmak da zorlaştı. Hele hele bazı siyasetçilerin televizyonlarda, parti toplantılarında söylediklerini Allah korusun gazeteci yazsa başına gelmedik kalmaz...

SALDIRAN SALDIRANA

Yakın dönemde gazetecilere, siyasetçilere dönük saldırılarından bazılarını sıralayalım:

-10 Mayıs 2019: Yeniçağ gazetesi yazarı ve TV programcısı Yavuz Selim Demirağ, evinin önünde sopalı 6 kişinin saldırısına uğradı. Aradan 19 ay geçmesine rağmen henüz iddianame hazırlanmadı. Demirağ’ın hem evinin, hem de çalışma ofisinin posta kutusuna da kurşun bırakıldı.

-15 Mayıs 2019: Akdeniz’de Yeni Yüzyıl gazetesi yazarı İdris Özyol, gazete binasının önünde saldırıya uğradı.

- 25 Mayıs 2019: Gazeteci Sabahattin Önkibar, evine yakın bir marketin önünde üç kişinin saldırısına uğradı.

- 20 Kasım 2019: Korkusuz gazetesi yazarı Ahmet Takan, evinin önünde beyzbol sopalı kişilerin saldırısına uğradı.

-1 Ağustos 2020: TİP Genel Başkan Yardımcısı ve Hatay Milletvekili Barış Atay, Kadıköy’de 5 kişinin saldırısına uğradı.

- 28 Aralık 2020: İYİ Parti Genel Başkan Meral Akşener’in basın danışmanı ve Yeniçağ gazetesi yazarı Murat İde, evinin önünde 7-8 kişilik bir grubun saldırısına uğradı.

-15 Ocak 2021: Büyük Birlik Partisi’nde, AKP’de genel başkan yardımcılığı ve üç dönem milletvekilliği yapan Özdağ, halen Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı. Doç. Dr. Selçuk Özdağ evinin önünde silahlı, sopalı saldırıya uğradı. Dava, Ankara 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde açıldı. Hakim, ağır ceza mahkemesinde yargılanmalarını istedi. Ancak, dava yeniden asliye ceza mahkemesine döndü.

-15 Ocak 2021: Yeniçağ gazetesi Ankara Temsilcisi ve Ankara basınının duayenlerinden 70 yaşındaki Orhan Uğuroğlu, evinin önünde 4 kişinin saldırısına uğradı.

-15 Ocak 2021 – KRT programcısı Avukat Afşin Hatipoğlu saldırıya uğradı

ÜÇ AYRI SALDIRI 

- Gaziantep Ayıntab gazetesi sahibi Ökkeş Sabah, 26 Aralık 2016’da evinin önünde silahlı saldırıya uğradı, bacağından vuruldu. Görüntüleri olmasına rağmen saldırgan hala yakalanmadı ve gazete sahibinin vurulması da kayıtlara “faili meçhul” olarak geçti. Bitmedi daha, Mayıs 2017 tarihinde de Ökkeş Sabah’ın otomobiline benzin döküp yaktılar. O da faili meçhul kaldı. 2018 yılının Haziran ayında gazetenin önünde 5 kişinin saldırısına uğradı. Bıçakla kolundan yaralandı. Şüpheliler yakalandı ve aynı gün serbest bırakıldı .

Liste uzayıp gidiyor. Ama, Anadolu’da meydana gelen saldırıların çoğu yaygın basında yer almadığı için bunlardan haberdar bile olamıyoruz. Örneğin, Ayıntab gazetesinin sahibinin tabancayla vurulduğunu, otomobilin yakıldığını, son olayda da bıçaklandığını kaç kişi biliyor.

Saldırıların son bulmasını diliyoruz. Unutmayalım, gazeteci sizlerin adına yazıyor, sizlerin adına yargılanıyor, sizler adına dövülüyor. Gerçek böyle...