Türk Sanayicileri ve İş İnsanları Derneği Yüksek İstişare Konseyi’nin (TÜSİAD-YİK) Dr. Ümit İzmen imzası ile yayımlanan 300 sayfalık “Yeni Bir Anlayışla Geleceği İnşa: İnsan, Bilim, Kurumlar” raporu; 4 dakikalık kısa film çalışması; “patronlar kulübü”nün 50 yıllık tarihinde kilometre taşlarından biri olmaya aday...

★★★

Toplantının konuk konuşmacısı MIT Öğretim Üyesi, ekonomist Prof. Dr. Daron Acemoğlu sunumunda, “özgürlükler ile üretime dayalı ekonomik büyüme” arasındaki ilişkiyi irdeleyen “Dar Koridor” kitabından alıntılara yer verdi.

★★★

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Simone Kaslowski’nin moderatörlüğünde düzenlenen ve panelistleri arasında Acemoğlu’nun da yer aldığı öğleden sonraki oturumda; TÜSİAD’ın “sivil toplum yol haritası” belirginleşti.

★★★

Panelistlerden araştırmacı Bekir Ağırdır, Kaslowski’nin bundan 3 yıl önce birlikte başladıkları çalışmayı hatırlatması üzerine “yasın beş evresi” teorisine vurgu yaptı:

İnkar, öfke, problemle pazarlık, depresyon ve çıkış yolu aramak...

Ağırdır, son 6 ayda yaptıkları ölçümlere dayanarak Türkiye’nin toplumsal deprasyonda olduğunu iddia ediyor.

★★★

Kamuoyu araştırmalarında “Hayalinizdeki Türkiye’yi hangi kavram tanımlar??” sorusunu yönelttikleri her dört kişiden üçünün kendi mağduriyetini “adalet” kavramı üzerinden tarif ettiğini söylüyor.

Kurumsal yurttaşlık çabasını olumlayan Ağırdır, TÜSİAD raporuna ilişkin bir çıkarsamada bulunuyor: “Rapor, ben değişmeye hazırım ya siz diyor....

★★★

Tahakkümün limitlenmesi; toplum ile devlet gücünün dengelenmesi” mücadelesini 2 bin 500 yıl öncesine götüren Acemoğlu’nun da sunumuna “adalet” kavramı ile başlaması, Ağırdır’ın araştırması ile örtüşüyor.

★★★

Kaslowski’nin “Sivil toplum kurumlarını nasıl güçlü hale getirebiliriz?” sorusunu Acemoğlu şöyle yanıtlıyor:

Sivil toplumun değişmesi hem normlar hem de törelerle ilgili bir şey, kanun geçirerek sivil toplumu güçlendiremiyorsunuz. Önemli olan hangi tür destek ve özgürlükler sivil toplumun kendi dinamiklerinin gerçekleşmesine yol açacak? Basın özgürlüğü olmadan sivil toplumun gerçek bir kimliğe sahip olduğunu göremiyorsunuz. 18. yüzyılda Fransız Devrimi olsun, 17. yüzyılda İngiliz Devrimi olsun, bunlarda bile basın özgürlüğü kritik rol oynuyor.”

★★★

Acemoğlu, “Türkiye’de ne yazık ki hiçbir zaman basın özgürlüğü olmadı, son zamanlarda olan  bir şey değil” saptamasından sonra medya şirketlerinin iş dünyası pratiklerine dikkat çekiyor:

Basın şirketleri, içsel olarak iş hayatında ‘Devlet bize ne kadar destek verir, bize kızar mı’ gibi düşüncelerden arınmalı. Aynı zamanda basın özgürlüğünün kırmızı çizgi olup, aşılmaması gerektiği anlaşılmalı. TÜSİAD gibi kurumların burada çok büyük önemi var. Basın özgürlüğünü ilk iş dünyası dile getirebilir.”

★★★

Toplum ve devlet ilişkisini iş dünyası ekseninde ele alan Acemoğlu, “İş dünyası toplumun mu, devletin mi parçası ya da ikisinin de dışında mı?” sorusu üzerinden örnekler veriyor:

İngiliz sömürgeciliği döneminde iş dünyası devletten ayrı bir yere düşmez. Rusya’da şu anda çok aktif bir dijital sektör gelişti. Nasıl gelişti? Devletten kendisini tamamen çekerek... Suya sabuna dokunmuyor.”

★★★

Acemoğlu Türkiye’de iş dünyasını ise şöyle tahlil ediyor:

Türkiye’de iş dünyası tarihi boyunca genel olarak devletin tarafında oldu. Ya devletin verdiği destekler, sübvansiyonlar, devlet ihaleleri sayesinde ya da nötr olup devletten çekilerek zengin oldu. Belki şu anda TÜSİAD’ın yapmaya çalıştığı, iş dünyasını biraz daha sivil topluma itmek. Bundan önce yapılması gereken bir şeydi belki ama herşeyin bir vakti var. Belki de umut bu.

★★★

Acemoğlu’nu dinleyen TÜSİAD-YİK üyeleri arasında iş dünyası ve iktidar ilişkilerinin yıkıcı etkilerinin en yakın tanıkları vardı.

Hürriyet ve Milliyet gazetesi, Kanal D, CNN Türk televizyon kanallarının da içinde olduğu Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na geçişi kamu kaynaklarıyla oldu...

TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Yalçındağ, Doğan Grubu’nun yöneticisiydi.

★★★

Merhum başbakanlar Adnan Menderes’in,  Süleyman Demirel’in ya da Turgut Özal’ın dönemlerinden de benzer örnekler verebiliriz.

AKP iktidarının “yandaş ekonomi” yapısı,  hukukun da siyasallaşmasıyla ahtapot gibi tüm toplumsal katmanlara yayılarak geçmiş dönemlerden negatif boyutta ayrıştı.

★★★

TÜSİAD’ın yeni sivil toplum yol haritasında düşünce kuruluşlarını güçlendirmek olduğu anlaşılıyor.

Size TÜSİAD kurucularından merhum Nejat Eczacıbaşı’nın kurucusu olduğu düşünce ve araştırma kuruluşu TESEV deneyiminin nasıl arıza verdiğini de anlatmak isterdim ama o da başka bir yazıya...

İzninizle: Bir inceleme gezisine katılacağım, haftaya buluşmak üzere...