“Bir tanıdığımın bana kullanmam için emanet ettiği, 1977 model, Renault bir araba vardı, beni götürüp getiriyordu. Seviyordum ben bu eski arabayı, alışmıştım ona. Gözüm gibi bakıyordum.

★★★

Ayvalık’a uzakta, dağın başında ıssız bir köyün tepesinde yaşıyorum. Romancıyım, gece gündüz durmaksızın yazıyorum.

Bildiğiniz gibi en son, Ulu Önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün son aylarını anlattığım romanımı bitirdim. Aralık ayı içinde Sözcü Kitabevi’nce yayımlanacak...

★★★

Geçen gün, arabamla ailemizin ihtiyacı olan gıda maddelerini almak için Ayvalık’a giderken yağmur başladı, silecekleri çalıştırmak istedim, çalışmadı.

Ayvalık’ın girişinde yağmur hızlandı ve ben önümü zorlukla görmeye başladım. Hemen yakındaki oto tamircilerinin olduğu yere gittim, bir elektirikçinin önünde durdum. Arabanın sileceğinin çalışmadığını belirttim. Adam vidaları söktü, baktı etti, kabloları tornavidayla karıştırdı. “Silecek motorunun değişmesi gerekli” dedi. Yarım günlük işinin olduğunu söyleyerek, silecek motorunu  alıp gelmemi istedi. Ayrıca emektar aracın sigortaları yanmış. “İki sigorta taktım” diyerek elli lira aldı.

★★★

Bu sırada yağmur hafiflemişti. Evin gıda ihtiyaçlarını alıp, dikkatlice sürerek dağın başına döndüm.

Çocukluğumun Bornova’sını anlatan yeni bir romana başlamıştım, onu yazmaya koyuldum.

★★★

Gece saat 23:00 sıralarında pencereye bir alev yansıması vurdu, bir de ne göreyim, benim araba evin önünde yanmıyor mu!.. Can havliyle koşturup bahçe çeşmesinin hortumunu tuttum. Su sıkıp zorlukla söndürdüm, ama araba gitti!..

Bu arada alevlerin sardığı kaputu açıp içine su sıkmaya çalışırken, üç parmağımı da hafif derecede yaktım.

Velhasıl dünyayla irtibatımı sağlayan araba artık kullanılamaz hale geldi...

★★★

Buradan dolmuş, otobüs de geçmez! Bundan sonra bu ıssız yerden acil bir durumda şehre veya hastaneye gidemeyeceğime mi üzüleyim, ihtiyacımı göreyim diye bana emanet olarak o arabayı veren tanıdığıma karşı bu yokluk, kriz ortamında ne yapacağıma, onun bedelini nasıl karşılaşayacağıma mı üzüleyim, parmaklarımın acısına mı yanayım, kriz günlerinde bu arabayı asla tamir ettiremeyeceğime mi dertleneyim, bilemedim efendim.

★★★

Maalesef kardeşiniz Yazar Hasan Baran bir müddet umut verici paylaşımlar yapamazsa bundandır, affedin!..”

★★★

Okuduğunuz satırları bu köşede son eseri “Atatürk’ün Fotoğrafına Bakarken” romanından alıntılar yaptığım değerli yazar kardeşim Hasan Baran, sosyal medya hesabında paylaşmış.

Bir okurum da alıp bana göndermiş.

★★★

Hemen arayıp üzüntülerini belirttim ve bir yardıma ihtiyacı varsa, yanında olduğumu belirttim.

Cevaben şunları yazdı:

“Değerli Uğur Ağabeyimiz, 

İlginize çok teşekkür ederim. Güzel ülkemizin yangın yerine dönmüş olması, benim 1977 model emektar aracımın yanmasından çok daha acı verici. Biz başımızın çaresine bakarız! Ya bakamayacak durumda olan insancıklar? O geniş yığınlar karda kışta, elektrik, doğalgaz faturalarını nasıl ödeyecekler, ne yeyip ne içecekler? Çaresizler
ne yapsınlar ağabey?..


Siz benim gibi, zorlu koşullarda iddialı romanlar yazmaya uğraşan bir yazardan alıntılar yaparak, ona hazineler değerinde desteği zaten fazlasıyla verdiniz.

Hasan kardeşiniz şimdi büyük bir heyecanla “Atatürk’ün Fotoğrafına Bakarken” romanının yayımlanmasını bekliyor.

Ailecek ellerinden hürmetle öperiz ağabeyim...”

★★★

Hasan Baran hem üretken, hem de çok güzel yazan bir yazar.

Okuyun, bana hak vereceksiniz...