Boğaziçi Üniversitesi akademisyenleri, rektörü protesto nöbetlerinin 361’ncisini gerçekleştirdi. Güney Meydan’da rektörlük binası önünde cübbelerini giyerek sırt dönen akademisyenler, ardından haftalık basın açıklamasını okudu.

VERİ GİZLİLİĞİ İHLALİ İDDİASIYLA İLGİLİ AÇIKLAMADA BULUNDULAR

Akademisyenler, üniversitede “veri gizliliği ihlali” iddiaları ve iddiaları dile getiren 4 akademisyenin görevden uzaklaştırılmasıyla ilgili şu açıklamada bulundu:

“Üniversitemizin yazılım ve donanım altyapısının planlaması, bakımı ve güvenliğinden sorumlu olan Bilgi Teknolojileri Kurulunun başkan ve üç üyesi 10 Haziran'da Boğaziçi Üniversitesi Bilgi İşlem Merkezine yaptıkları ziyarette, son dönemde rektörlük tarafından veri güvenliği ve mahremiyeti konusunda kabul edilemez ve hasarı giderilemeyecek türde ihlallerin yapılmış olduğunu saptadılar.

Yapılan değerlendirmede, akademik ve idari personelin, öğrencilerin ve mezunların kişisel bilgilerini de barındıran bazı veri tabanlarına erişim hakkının, yetkili kurullar haberdar edilmeden ve kullanıcıların açık onayı alınmadan bir şirkete verilmiş olduğu kesinlik kazandı; yönetimin siber-güvenliği daha ileri düzeyde riske sokacak başka anlaşmalara da imza atmak üzere olduğu öğrenildi."

Kaynak: Boğaziçi Üniversitesi öğretim görevlisi Can Candan


“DÖRT AKADEMİSYEN HEDEF GÖSTERİLDİ”

"Aynı gün öğleden sonra, tüm BTK üyelerinin kurul üyeliklerinin sonlandırıldığı (yani BTK'nın fiilen lağvedildiği) bildirildi. Bir sonraki mesai günü bu üyelerin başka komisyonlarındaki görevleri de sonlandırıldı. Hemen ertesi sabah bazı medya organlarında konuyla ilgili yalan ve iftira içeren haberler yayınlanarak BTK hakkında koordineli bir karalama kampanyası başlatıldı; dört BTK üyesi hocamız bu mecralarda açık olarak hedef gösterildi."

AKADEMİSYENLERE UZAKLAŞTIRMA

"Dahası, gizli kapaklı yapılmaya çalışılan usulsüzlüğün ifşası endişesiyle gayrimeşru yönetimin dört BTK üyesine disiplin soruşturmalarını gerekçe göstererek üç ay uzaklaştırma cezası verdiğini, hocalarımızın eposta dahil diğer üniversite hizmetlerine erişimlerinin engellendiğini öğrendik. Ayrıca, arkadaşlarımızın görevden uzaklaştırıldıklarına dönük haberlerin de hızla basına servis edildiğini gözlemledik. Keyfi ve baskıcı yönetimine boyun eğmeyen tüm bir kurumu cezayla ve cebren idare edebileceğini zanneden Naci İnci yönetimine hatırlatıyoruz: Kullanıcıların onayı alınmadan kişisel verilerin paylaşılması Kişisel Verilerin Korunması Kanununa göre açık bir suçtur!

Bu konuda biz, adli süreçleri başlatarak haklarımızın sonuna kadar takipçisi olacağız. Ülkemiz kurumsal veri paylaşımı konusunda denetimsiz ve keyfi uygulamaların acı sonuçlarını çok yakın bir geçmişte yaşadı. Geldiğimiz noktada gayrimeşru yönetimin tek yapması gereken, veri kullanımı ile ilgili yapılmış ve yapılması planlanan tüm anlaşmaları askıya almak ve şeffaf bir soruşturma sürecine imkân tanımak için vakit geçirmeden istifa etmektir."

SORULARIN YANIT BULMASINI İSTEDİLER

Akademisyenler, iddialarla ilgili şu soruları yanıtlaması istemiyle rektörlüğe iletti:

1. Veri tabanlarının erişime açılması konusunda hizmet alım süreçleri neden gizli olarak yönetildi? Karar süreçlerinde kimler rol oynadı? Üsküdar Belediyesi'nden getirtilen yöneticisiyle BİM Daire Başkanlığının bu sürece herhangi bir şekilde dahli var mıdır?

2. Danışmanlık hizmeti alınan başka bir şirkete, sunucuların yönetici şifrelerinin verilmesinin, aynı zamanda tüm veri trafiğinin yansısının başka bir sisteme aktarılmasının planlandığı, yani tüm verilerin tahrifata açık hale getirilmesine fırsat tanındığı doğru mu?

3. BTK üyelerinin görevlerine son verilerek kurulun fiilen lağvedilmesinin gerekçesi nedir?

4. Kurul mensubu olarak denetim sorumluluklarının yerine getiren dört BTK üyesinin isimlerini basına kim verdi? Bahsedilen ziyaretin bilgisi, henüz bizler bilmezken, medyaya nasıl sızdı? Karalama kampanyasını kim düzenledi? Rektörlük bu konuda ne yapmayı düşünüyor?

5. İfadelerini değiştirmeleri için Bilgi İşlem Merkezi personeline baskı ve yönlendirme yapıldığı doğru mudur?