İstanbul Barosu, 10 Nisan 1928 Anayasa'da laiklik ilkesine ilk adımın atılmasının yıl dönümü dolayısıyla mesaj yayımladı.

İstanbul Barosu'nun açıklamasında şu ifadelere yer verildi:

*10 Nisan 1928 tarihinde, devletin bütün dinlere eşit mesafede olmasının sağlanması gerekçesiyle Anayasada ilk adımı atılan laiklik ilkesi, 1961 ve 1982 Anayasalarımızda da devletin değiştirilemez ve değiştirilmesi teklif edilemez temel nitelikleri arasında yer almıştır.

*94 yıl önce 1924 Anayasasının 2. maddesinde yer alan “Türkiye Devleti’nin dini İslam’dır” hükmü değiştirilmiş ve “Dini İslam’dır” ibaresi çıkarılmıştır. Böylece, 1924 Anayasasının 88.
maddesinde belirtildiği gibi dine dayalı ayrım olmaksızın herkesin eşit haklara sahip vatandaş olması sağlanmıştır. (Madde 88: Türkiye ahalisine din ve ırk farkı olmaksızın vatandaşlık
itibariyle (Türk) ıtlak olunur)

*Laiklik, din ve devlet işlerinin birbirinden ayrılmasını öngören bir ilke olmasının yanında, aynızamanda aklı, bilimi esas alan eğitimin, yönetimin, hukukun dayanağıdır. Barış içinde birlikte
yaşamamızın, din ve vicdan özgürlüğünün, özgür düşüncenin temelidir.

*Ülkemizde hukuk birliğinin ve demokrasinin olmazsa olmaz koşulu olan laiklik ilkesi, demokrasinin temel kriteri olan kadın haklarının da güvencesidir.

*Koronavirüs pandemisi, bir kez daha göstermiştir ki ülkeler küresel krizlerle ve salgınlarla mücadele ederken de ancak akla, bilime dayanarak çıkış yolu bulabilmektedir.

*Özgür düşüncenin ve demokrasinin güvencesi olan laikliğin korunmasına, yaşamın her alanında aklın, bilimin önderliğinin kabul edilmesine bugün her zamandan çok ihtiyacımız olduğuna inanıyoruz.
İstanbul Barosu olarak, ülkemizin aydınlık geleceği için laiklik ilkesine her zaman sahip çıkacağımızı kamuoyuyla paylaşıyoruz.