Mersin’de bir grup avukatın cezaevinde bulunan ve sağlık sorunları yaşayan HDP Eş Genel başkan yardımcısı Aysel Tuğluk’un tahliye edilmesi talebini dile getirmek için adliye bahçesinde yapmak istediği basın açıklamasına polis izin vermedi.

Özgür Hukukçular Derneği’ne mensup bir gurup avukat, Mersin Adliyesi bahçesinde toplandı. Ellerinde Aysel Tuğluk’un fotoğraflarının bulunduğu cüppeli avukatlar “Aysel Tuğluk onurumuzdur”, “Tuğluk’a özgürlük sloganları attı.

POLİSTEN "DAĞILIN" UYARISI 

Eylem nedeniyle adliye bahçesinde toplanan avukat grubun önünde kalkanlarla barikat kurulurken, polis amirince megafonla suç işlendiği belirtilerek “Adliye bahçesini terk edin" anonsları yapıldı. Ancak, grup yapılan uyarılara rağmen slogan atmayı sürdürdü. Çevik Kuvvet ekipleri ise adliye bahçesindeki avukatları kalkanlarını kullanarak adliye biniçine girmeye zorladı. Avukatların da bahçede kalmak istemesi üzerine arbede sertleşti. Polis bu sırada biber gazı da kullandı. Grup içinde yer alan avukatlar polisin plastik mermi de kullandığını ileri sürdü ve polis amirleriyle tartıştı. Dakikalarca süren arbedenin ardından avukatlar basın açıklamasını yapamadan adliyenin içine girmek zorunda kaldı. Avukatlar burada bir süre oturma eylemi yaptıktan sonra yaşananlarla ilgili olarak Mersin Barosu Başkanı Gazi Özdemir ile görüştü.

TAHLİYESİNİ İSTEDİLER

Özgür Hukukçular Derneği’nce hazırlanan basın açıklamasında Aysel Tuğluk’un Aralık 2016’dan bu yana 5 yılı aşkın bir süredir tutuklu bulunduğuna dikkat çekildi. Tuğluk’un demans hastalığının ilerlediğinin 2 ayrı hastane raporuyla belgelendiğinin belirtildiği açıklamada, Adili Tıp Kurumu’nun hazırladığı rapora tepki gösterildi. Açıklamada, Adli Tıp Kurumunun, Tuğluk’un şu anki sağlık durumu ve cezaevi koşullarıyla ilgili görüş belirtmek yerine, davaya konu olayların olduğu 2016 yılında Tuğluk’un cezai ehliyetinin yerinde olduğuna dair rapor verdiği kaydedildi. Tuğluk’un hastalığı nedeniyle tahliye edilmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada şu ifadelere yer verildi:

“Bugün burada olmamızın sebeplerinden biri de, temel görevlerinden biri insan haklarının korunmasını sağlamak ve denetlemek olan Baroların, son dönemde sıkça gündeme gelen hasta mahpuslar ve cezaevlerinde ölümler konusunda sessiz kalmalarıdır. Dünyanın en büyük barosu olarak övünen İstanbul Barosu’nun, kendi üyelerinden biri olan Aysel Tuğluk için bugüne kadar sessiz kalması kabul edilemez. İstanbul barosu başta olmak üzere 82 il barosunu ve Türkiye Barolar Birliği’ni, Aysel Tuğluk ve onun nezdinde tüm hasta mahpusların yaşam hakkını savunmaya davet ediyoruz. Senelerce kadına yönelik her türlü şiddete karşı ve  kadın özgürlüğü için mücadele etmiş bir siyasetçi olarak bugün kendisine yaşatılanlara itiraz ediyor, Aysel Tuğluk’un tahliyesini talep ediyoruz.”