Mustafa Sarıgül, Türkiye Değişim Partisi’ni kurduktan sonra yaklaşık 300 bin kilometre kat etti. Gördü ki, ülkemizin en önemli konusu işsizlik, geçim sıkıntısı, yoksulluk.

Sarıgül, “Son gelen elektrik faturalarıyla insanlar gülmesini unuttular. Elektrik faturaları cep değil, inanın ki canları yakıyor” diyor.

Elinde fatura örnekleri. 60 metrekarelik yerde oturan vatandaşa 80 TL elektrik faturası gelirken, şimdi 350 TL elektrik faturası gelmiş. Türkiye’nin bel kemiği olan esnaf, garson, komi ve yardımcı personel sayısı 15 milyon kişiyi buluyor.

Onlar, Türkiye’nin orta direğini oluşturuyor. Sarıgül, “Altını çiziyorum esnaflarımızın ışığının sönmemesi lazım. Doğalgaz faturaları ve elektrik faturaları geri alınmazsa birçok esnafımız dükkanını kapatmak zorunda kalacaktır. Yıllardır ilk defa bu yıl yurttaşlarımız kışa evlerinde üşüyerek girdi. Kombilerini açamıyorlar, lambalarını dahi yakamıyorlar. Televizyon ışığında gecelerini geçirmeye çalışıyorlar. Türkiye’de 84 milyon mutsuz, 84 kişi mutlu. 84 milyon, 84 kişiye çalışıyor" diyor.

SÖZLER TUTULMUYOR

Sarıgül, “Emeklilikte Yaşa Takılan-EYT” yaklaşık 5 milyon vatandaşı AKP iktidarının mağdur ettiğini belirtiyor, “EYT’lilerin sorunları mutlaka çözülmelidir. Seçimden önce ek göstergelerinin 3600’e çıkarılacağı açıklanan öğretmenlerimiz, sağlık çalışanları ve emniyet mensuplarımızın hakları kendilerine derhal verilmelidir. Türkiye’ de 12,5 milyon engelli yurttaşlarımız var. Onların kamu kurum ve kuruluşlarına atamalarına öncelik verilmeli” diyor.

Sarıgül şöyle devam ediyor:

"TDP iktidarında Engelliler Bakanlığı’nın kurulmasını şart görüyoruz. 12,5 milyon engelli, bir genel müdürlükle yönetilemez. Özellikle gençlerimiz son derece mutsuz, beyin göçü devam ediyor. Gençlerimizin Kredi Yurtlar Kurumu’na (KYK) olan borçları bir başka kaynaktan karşılanmalı. Gençlerimiz sadece okumaya ve eğitime endekslenmeli. Kredi Yurtlar Kurumu’nun adı ‘Öğrenci Ağırlama Merkezi’ olarak değiştirilmeli. Meslek liselerinden, meslek yüksekokullarına geçeceklere ayrıcalık tanınmalı. Türkiye’nin geleceği meslek yüksek okullarındadır. TDP iktidarında gençlerimizi işsiz bırakmayacak çalışmalarımız devam ediyor. Gençlerin mesleği olacak, geleceği olacak."

TARAFSIZ CUMHURBAŞKANI, GÜÇLÜ MECLİS

TDP olarak demokratik parlamenter sistemi savunduklarını, tarafsız cumhurbaşkanı, güçlü meclis ve bağımsız yargının da ana görüşleri olduğunu belirten Sarıgül, şunları söyledi:

“TDP, Atatürk milliyetçiliğini, inançlara saygılı laikliği, üretimi, alın terini ve emeği destekleyen evrensel hukuk kurallarına bağlı kalan, hudut ve bayrak birliğinden ayrılmayan bir partidir. TDP Malazgirt’ten, Kocatepe’ye tam bağımsız Türkiye için yola çıktı. Ekonomik model olarak ekonomik milliyetçiliği savunan bir siyasi partiyiz. Ekonomik milliyetçilik ‘Yerli malı, yurdun malı, herkes onu kullanmalı’ anlayışıyla yola çıkıyor. Fındığımıza, çayımıza, şekerimize, incirimize, üzümümüze, ayçiçeğimize, buğdayımıza, arpamıza, pirincimize, fıstığımıza, sahip çıkacağız.”

ÇİFTÇİMİZE ALIM GARANTİSİ

AKP iktidarının üreticiyi değil, ithalatçıyı koruduğunu, kendi çiftçimizi değil, yabancı çiftçiye destek verdiğini öne süren TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, şunları söyledi:

“AKP iktidarı son 19 yılda 10 milyon ton buğday ithal etti.120 milyar dolar parayı Kanada, Rus, Bulgar, Suriye çiftçisine verdi. Kendi çiftçisine maalesef bakmadı. 20 yıl önce Türkiye’de 20 milyon ton buğday elde ediyorduk. Şimdi de 20 milyon ton buğday elde edemiyoruz. Çünkü, tarlalarımıza ekim yapılmıyor. TDP iktidarında ekilmedik alan kalmayacak.

Yeni projemizi açıklıyorum: Otoyollara, köprülere geçiş garantisi var, ama çiftçimizin ürettiği ürüne niye alım garantisi yok? İktidarımızda çiftçilerimize yüzde yüz alım garantisi vereceğiz. Buradan AKP iktidarına sesleniyorum: Yatlardan almadığınız mazot vergisini, traktörden niçin alıyorsunuz? Jetlerden almadığınız mazot vergisini, traktörden niye alıyorsunuz? Pırlantadan almadığınız ÖTV’yi gübreden, çiftçinin kullandığı ilaçtan, traktörün mazotundan niye alıyorsunuz? Çiftçimize büyük destek vereceğiz. Bölgende üret bölgende tüket kalanını sat. Tarla ile hal, hal ile tezgah farkını en aza indireceğiz. Çiftçimizin elektrik elektriğinden vergi almayacağız KDV almayacağız.”

128 DEFA VERGİ İNDİRİMİ

AKP iktidarının, üretime değil, ranta, halka değil, imtiyazlı şirketlere destek verdiğini öne süren Sarıgül açıklamasını şöyle sürdürdü:

“İşçiden, memurdan, emekliden aldığı vergiyi eşe- dosta kredi olarak dağıttı. İmtiyazlı şirketlere 128 defa vergi indirimi yaptı. AKP iktidarı, geçmediğimiz yol ve köprüden para almaya devam ediyor. Mutfaktaki yangın her geçen gün büyüyor. AKP iktidarında evlerdeki tencerelerde et kaynamıyor, dert kaynıyor.”

ANAHTARI TESLİM ALACAĞIZ

Eğitim bittiğini, gençlerin yurtdışına gitmek için çırpındığı, siyasetin dili bozulduğunu kaydeden Sarıgül, basının durumunu da şöyle özetledi:

“Üzülerek söylüyorum ki özgür olmayan medya var. Ekmeklerinin peşinde koştukları için özgürce yazmayan/ yazamayan kalemler var. AKP’nin gücü kalmadı, artık dermanı yok, yoruldu. Şimdi değişim zamanı. TDP, Ankara’ya zaman tüketmeye değil, AKP’den anahtarı teslim almaya geldi. Partimiz; Gökyüzünde parlayan bir yıldız, dipten gelen bir dalga, milletimizin ortak değeridir.”

YATIRIMCI ÜRKÜYOR

Türkiye’ de hukuk reformu yapılmadığı için yatırımcılar ürkek davrandığını anlatan Sarıgül, TDP iktidarının ilk 100 gününde evrensel hukuk kurallarını uygulayacaklarını, hukukun üstünlüğünü sağlayacaklarını, ekonomik güven ortamını oluşturacaklarını ifade edan Sarıgül, şöyle devam etti:

“İki yılda dört kez gece yarısı operasyonuyla Merkez Bankası başkanını görevden almayacağız. AKP iktidarı gelir- gider dengemizi bozdu. Ülkede güven ortamını yok etti. Ülkemizde 30 milyon yoksulumuz, 10 milyon işsizimiz var. 4 milyon hektar alan ekilip-biçilmiyor. TDP iktidarında 5-T formülümüzle ülkemizde ekonomiyi düzlüğe çıkaracağız.1- Tarım, 2- Tekstil, 3-Turizm, 4-Teknoloji, 5-Ticaretin artması. Ülkemizi markalaştıracağız. Bir ülke markalarıyla güç kazanır."

TOPLUMUN ÇIKARI

Eğitimde adaleti, adilce ve hakça bir düzen kuracaklarını, doğanın, çevrenin sahibi olacaklarını kaydeden TDP Genel Başkanı Mustafa Sarıgül, açıklamasını şöyle sürdürdü:

“İklim değişikliklerine karşı planlama yapacağız. Enerji planlaması yapılmadığı için Isparta günlerce elektriksiz kaldı. TDP olarak yenilenebilir enerji diyeceğiz. Güneşimizi, suyumuzu, rüzgarımızı enerji de en üst noktaya çıkaracağız. Kadınlarımız, gençlerimiz korkmayacak, konuşacak, yaşayacak, gülmesini unutan yurttaşlarımızın yüzü gülecek. TDP iktidarında ülkemizin yararına olmayan hiçbir projeye imza atmayacağız. Bireylerin çıkarı değil, toplumun çıkarı en üst düzeyde olacak. Türkiye’miz, içeride huzurlu, dışarıda da onurlu olacaktır.”

VATAN SOFRASI

Partilerinin ayrıştırmak için değil kucaklamak için, kötülemek, karalamak için değil, çare bulmak için yollarda olduğunu dile getiren Sarıgül, “Ankara’da çeşitli nedenlerle küstürülmüş, darılmış, kıyıda köşede kalmış milyonlarca yurttaşımızı vatan sofrası etrafında buluşturmak istiyoruz. Biz gerçekleri, inandıklarımızı söyleyeceğiz. Doğru olan neyse ülkemiz için onu yapacağız. Ülkemize karşı sorumluluklarımız var ve bunları yerine getirmek için yollardayız. TDP, ‘Muharrem ayı da bizim, Ramazan ayı da bizim’ diyen, ötekisi olmayan bir anlayışla yollardadır” dedi.

TEHLİKE YANIMIZDAN GEÇERKEN SEN-BEN KAVGASI YAPMAYALIM

Demokratik parlamenter sistemi düşünen her siyasi parti ile görüşmelerinin mutlaka olacağını, Türkiye’nin yeni bir çıkışa, enerjiye ihtiyacı olduğunu anlatan Genel Başkan Sarıgül şu önerilerde bulundu:

“Tehlike büyük. Tehlike yanımızdan geçerken bütün siyasi partiler ‘ben’ değil, ‘biz’ demesi lazım. Sen-ben kavgası yapmanın zamanı değil. TDP koltuklarını korumak için değil, laik ve demokratik Türkiye Cumhuriyetini korumak için görevdedir. Bugünkü iktidarın değişmesi isteniyorsa hiçbir parti duygusal davranmamalıdır, kişisel hırslardan arınmalıdır.

HÜRMETİM SONSUZ

CHP benim baba ocağımdır. TDP de evladımdır. CHP’ye hiçbir zaman kırgın-küskün değilim. Sayın Kemal Kılıçdaroğlu’na hürmetim ve saygım her zaman sonsuzdur. Ancak, TDP olarak bir düşünce reformu yapan partiyiz. Türkiye’nin çok ayrıştığı, kutuplaştığı bir noktada, TDP sağı da solu da buluşturmak, siyasetin dilini değiştirmek için yollardayız. Biz de demokratik parlamenter sistemi savunan bir partiyiz.”