CHP’DEN İHRACI İSTENEN BOLU BELEDİYE BAŞKANI TANJU ÖZCAN SÖZCÜ’YE KONUŞTU...


Her gün zam haberleri... Ekonominin dayanılmaz yakıcılığı... Pazar ve market fiyatları... Kur korumalı mevduat, dövi(HayatCHP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Genel Başkan Yardımcısı Seyit Torun, önceki gün, Bolu Belediye Başkanı Tanju Özcan’ın, “parti sorumluluğu ile bağdaşmayan tutum ve davranışları nedeniyle, ‘kesin ihraç’ istemiyle ‘tedbirli’ olarak Yüksek Disiplin Kurulu’na sevk edilmesine oy birliği ile karar verildiğini” duyurdu. İhraç istemine gerekçe olarak, Özcan’ın meclis toplantısı sırasında el kaldıran AKP’li Hacer Çınar’a söyledikleri ve bundan dolayı yapılan protestoya dans ederek karşılık vermesi gösterildi. Kararın ardından Tanju Özcan’la görüştüm. Tedbir yazısına karşılık dilekçesini hazırlıyordu ve birkaç gün içinde de açıklama yapacağını söyledi. Peki konuyla ilgili genel merkezden arandı mı?

“GENEL MERKEZ ARAMADI”

Özcan şu bilgileri verdi:

“Bu olayla ilgili genel merkezden hiç kimse beni aramadı. Ben de aramadım. Nedir bu konu diye sormadılar? El sallama olayıyla ilgili koruma kararı aldırmışlardı ben de üst mahkemeye itiraz ettim. İki gün sonra üst mahkeme bunu kaldırdı. Belge şu anda elimde. Cinsiyetçi bir tavır yok çünkü.”

“ESPRİ DEĞİLDİ, TEPKİYDİ”

Tanju Özcan’a, “Özeleştiri yapmayı ya da bu cümlem olmamış demeyi düşünüyor musunuz?” diye sordum:

“Armağan Çağlayan’ın programında benim gibi tecrübeli bir siyasetçinin -ki içimde kötü bir niyet yoktu- kurmaması gereken cümleler kurdum. ‘Amasız özür diliyorum’ dedim. Ancak son olayda o toplantı canlı yayınlandı. O sözleri espri olarak değil tepki olarak söyledim. Ciddi bir toplantı yapıyoruz. Bir sağ elini kaldırıyor, bir sol elini kaldırıyor... Hanımefendi ‘evet mi hayır mı diyorsunuz’ cümlesini kurdum. ‘Oyunuzu hayır olarak kayda geçireceğim’ diyorum. Sonra da el sallıyor. ‘Bana mı el sallıyorsunuz’ diyorum. ‘Evet size’ diyor. Böyle bir ciddiyetsizlik olur mu? Şunu söyleyebilirim: Vermek istediğim tepkiyle sözler doğru orantıda olmamış olabilir. Burada cinsiyetçi yorum çıkarmak çok ama çok zorlama.”

“CHP, ATATÜRK’ÜN PARTİSİ”

Tanju Özcan, “Savunma hazırladınız mı? İstifa edecek misiniz?” soruma net yanıt verdi:

“Savunmam istendiğinde savunmamı hazırlayacağım. Şunu söyleyeyim: Ben istifa etmeyeceğim. Tedbirli olarak disipline vermek aslında siyasi mesajtır, istifa et demektir. Hayır, istifa etmeyeceğim. Bu parti benim partim, yuvam. 1995 yılında gençlik kolu başkanıydım. Kadın kolları ve genel başkanlık dışında her görevde bulundum. Ben CHP’de kendimi ev sahibi olarak görüyorum. Bu parti de kimsenin partisi değil, Mustafa Kemal Atatürk’ün partisi. Atatürk’ün kurduğu partide Atatürk’ün ilkelerini savunmak ve söylemekten başka bir şey yapmadım!”

YARGI YOLUYLA MÜCADELE

Bolu Belediye Başkanı Özcan’ın şu tespiti de çarpıcı: “... İstifa edecek, kendisini partiden attırmaya çalışıyor diyenler oldu. Hayır, ben inandığım cümleleri kurdum. Benim hayatta en istemediğim olay CHP’den ayrılmak. Ben CHP’de kalmak için mücadelemi yapacağım. Ancak... Tarihe de not düşeceğim. Beni ihraç ederlerse yargı yoluyla da mücadelemi sürdüreceğim.”


“Genel başkandan randevu istedim”


Başka bir partiye geçmeyi düşünüyor mu? En çok merak edilen bu soruya da şu yanıtı verdi Özcan: “Bazıları şu partiye mi geçecek bu partiye mi? Hayır. CHP’yle benim hukuki bağımı keserlerse yargı kararıyla döneceğime inanıyorum. Dönemezsem bile hiçbir partiyle görüşmem yok, aklımın ucundan bile geçmez. Bağımsız olarak yoluma devam ederim. Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’ndan randevu istedim. Verirlerse, gidip özgün düşüncelerimi kendisiyle paylaşırım.”

“İhraç talebinin nedeni bu twit”


“6 Haziran’da attığınız bir twit çok tartışıldı” dedim. Özcan ihraç talebiyle ilgili konuştu: “O gün söylediğim de şuydu: (Benim çok zoruma gitti. 1 hafta önce kibir abidesi size ‘yüreğin yetiyorsa aday ol’ demişti. Sayın Genel Başkanım... Sizden ses çıkmadı... Siyaset iddia işidir... Yol verin ben bu resti göreyim... Hazırım inan olsun... Sandıkta dürüvereyim defterini... Güvenin bana... Yenerim!!!) Bir anlamda ‘siz aday olmayı düşünmüyorsanız hazırız’ dedim. İhraç talebinin nedeninin bu olduğunu düşünüyorum.”


“Muharrem İnce’nin çektiklerini gördüm”


Tanju Özcan’ın, Muharrem İnce’nin cumhurbaşkanı adaylığıyla bugün arasında kurduğu benzerlik dikkat çekici:

“Kemal Bey, aday olacaksa neden geç açıklıyor. Muharrem İnce’nin neler çektiğini gördüm. 50 gün kala açıklandı, açıklanacağını da bilmiyordu. Çünkü en yakın çalışma arkadaşlarından biriydim. İnce, 45 gün kala çalışmalarına başladı. 102 miting konuldu beş tane daha eklediler. Ama o sırada Muharrem İnce ekonomi kurmaylarıyla toplanamadı. Kafa yorup programını açıklayamadı ki! Tarım, eğitim, ekonomi programını anlatamadı... İnce’nin suçu değildi. Şimdi açıklanacak aday da bu hazırlıkları yapamayacak. İnsanlar artık çözüm duymak istiyor. Sığınmacılar ne olacak? Göndereceğim demekle olmuyor. Nasıl göndereceksiniz ya da... Göndermeyecekseniz söyleyeceksiniz ve ona göre planlama yapacaksınız. O kadar çok başlık var. Şu anda Altılı Masa seçim tarihi belli olsun sonrasında adayı açıklayalım diyor. Neden bekliyorsunuz? Yıpranırmış. Zaten birkaç ay önceden yıpranacak aday seçilirse beş yıl boyunca bu ülkeyi yönetebilir mi?”

“İnsanlar her şeyi biliyor ve çözüm istiyor”


Tanju Özcan’a göre AKP’ye oy vermiş ve şu anda kararsız olan kitleyi kazanmak çok önemli: İnsanlar şunun peşinde değil: AKP’den şu konuda hesap soracağız, ekonomi bitti, yolsuzluk yaptı, zenginleştirdi birilerini vs... Bunları biliyor herkes. Çözümün ne? Millet İttifakı’nın adayının söyledikleri makul ve mantıklı. Ekonomiyi çözebilir. İşte buna ikna etmek lazım insanları. Şu anda AKP seçmeni kararsız. Kaygım şu: Kitleyi inandıramazsanız... AKP’nin oyu azaldı ama CHP’nin oyu çok artmadı. Doğrusunu konuşalım. Nerede AKP’nin oyları? Kararsız. Böyle devam ederse, seçmen şunu derse: AKP’nin ilk zamanları iyiydi. Bozuldu ama toparlarsa bunu Erdoğan toparlar. Seçim çantada keklik değil. Yaptığım açıklamalarla süreci hızlandırmaya çalışıyorum. AKP’nin kaldığı her günün ülkeye çok büyük maliyeti var.”