Bugünkü yazıya üzücü haberlerle başlayacağım için üzgünüm. Bloomberg milyarderler endeksi verilerine göre, dünyanın en zengin 500 insanı, 2022’in ilk 5 ayında toplam 1.4 trilyon dolar “kaybetmiş”. En çok kaybeden beş kişinin servetlerindeki kayıp 345 milyar dolara ulaşmış. Kripto para borsacısı Changpeng Zhao 85, elektrikli araba ve uzay taşıtı üreticisi Elon Musk 73, Amazon’cu Jeff Bezos 65, Facebook’çu Mark Zuckerberg 64, kozmetikçi Bernard Arnault 57 milyar dolar kaybetmişler. Bunlardan daha elim ve vahim olarak, yine Bloomberg’e göre dünya borsalarından 22 trilyon dolarlık “çıkış” gerçekleşmiş. Önce pandemi daha sonra Ukrayna savaşı yüzünden enerji, emtia ve gıda maddesi fiyatlarının artması, tüm dünyada enflasyon patlamasına sebep olmuş. Bunun üzerine merkez bankaları faizleri yükseltip parayı sıkmışlar. Bu yüzden borsalar çökmüş, yapılan hesaplara  göre Kasım 2021’de 122 trilyon dolar olan “Dünya Hisse Senetleri Borsaları”nın piyasa değeri tam 22 trilyon dolar “erimiş”.  Yani yukarıda söylendiği gibi 22 trilyon dolar borsalardan “çıkmış” gitmiş. Nereye?

TERMODİNAMİĞİN BİRİNCİ KANUNU

Yukarıdaki haber metninin içinde “kaybetmek”, “çıkmak” ve “erimek” diye üç  somut hareketten bahsediliyor. İnsanlar ekonomik olayları zihinlerinde canlandırmaya çalışırken Lavazye’nin (Fransız kimyacı Antoine Lavoisier) “Kapalı bir sistemde, hiç bir şey yoktan var olmaz, varken yok olmaz; sadece şekil değiştirir” şeklinde ifade ettiği bir doğa yasasına (Termodinamiğin Birinci Kanunu) göre düşünür. Mesela “Bir kaybeden varsa, mutlaka bir de kazanan vardır”; “Bir şey bir yerden çıkışmışsa, bir başka yere girmiştir”, ya da “Bir şey erimişse, akıp bir boşluğu doldurmuştur” der.  Bu kanunlar reel ekonomide aynen geçerlidir. Ama “reel olmayan” (non-real/financial) ekonomide geçerli değildir. Çünkü finansal ekonomi reel ekonomi gibi gerçek şeylerle sınırlanmış “kapalı” değil “açık” bir sistemdir.  Bu alemde gerçek servetten gerçekleşmemiş servete (metaverse) geçiş vardır. Bu yüzden borsa yatırımcıların kazanç ve kayıpları milli gelir muhasebesi bakımından “yok” hükmündedir.  Yani, bunlar reel milli geliri (GSYH) ne artırır, ne de azaltır.

REEL OLMADIĞI İÇİN REALİZE OLUR

Makro açıdan hal hep böyle olmakla birlikte, mikro yani birey için reel olmayan kayıp ve kazançlar bir gün gelir reele dönüşebilir. Buna kârı veya zararı realize etmek denir. Bu dönüşüm için finansal varlığın satılması şarttır. Akıllı zenginler, reel olmayan zararlarını, kolay kolay realize etmez. Aslında pozisyon değiştirme amaçları yoksa, reel olmayan kârlarını da realize etmezler. Reel olmayan zararlarını realize edenler genellikle amatörleridir. Bunu aklınızdan hiç çıkarmayın ve kripto paracı Zhao, uzaycı Elon Musk, sanal mağazacı Jeff Bezos, albümcü Zukerberg ya da adını bilmediğiniz yüzlerce milyarder veya yüzmilyonerler için “paracıklarını” kaybettiler diye  sakın üzülmeyin. Bilin ki; zengin kolay kolay fakir olmaz. Olsa olsa “daha az zengin” olur. Fakirler de zengin olmaz, olsa olsa daha az fakir olur.

Son söz: Serveti korumak, kazanmaktan daha zordur.