Rusya, Ukrayna’ya karşı bir askeri harekât başlatarak, gerçekten kan kardeşi olan Ukraynalılar’ı belki de ebediyen kaybetti. Bu olay bana Komünist Rusya’nın hegemonyasından kurtulmak isteyen Macarlar’ın 1956 ve Çekoslovaklar’ın 1968 isyanlarını hatırlattı. II. Dünya Savaşı sonunda ABD sayesinde galip devletler arasında yer alan Rusya (Sovyetler Birliği) sözde Naziler’den kurtarmak amacıyla girdiği Macaristan’ı ve diğer Doğu Avrupa ülkelerini işgal etti. Yerel komünistlerin yardımıyla bu ülkelerde kendine bağımlı komünist rejimler kurdu. Bunlar birer Avrupa ülkesiyken, kendisinden daha düşük bir kültüre sahip Ruslar’ın idaresi altına girmiş oldu. Üstelik komünizm gibi gayritabii bir iktisadi sistem içinde yaşamaya mahkûm olunca, fakirleşti. Diğer taraftan ABD boş durmuyor, Rus işgali altındaki milletleri fikren ve fiilen (Ukrayna’da olduğu gibi) Ruslar’a karşı isyana teşvik ediyordu. Macarlar 1956’da ayaklandılar ve başarılı da oldular. Ama Rus tankları bu ayaklanmayı kanlı bir şekilde bastırdı. 1991’de komünizm çökünce, “Sovyetler” dağıldı. Ruslar’dan ikrah etmiş Macaristan 2004’te Avrupa Birliği’ne katıldı. Benzer bir ayaklanma 1968’de Çekoslovakya’da da yaşanmıştı. Varşova Paktı tankları bu ayaklanmayı da kanlı bir şekilde bastırmıştı. Evet, Rusya bu isyanları bastırmayı başarmıştı, ama Doğu Avrupa uluslarının sevgi ve saygısını kaybetmişti.

KARDEŞ KARDEŞİ VURUR MU?

Ukrayna ile Rusya halkları gerçekten kardeştir. Dilleri ortaktır. “Kardeş kardeşi vurur mu?” demeyin. Maalesef, özellikle dıştan kaynaklanan kışkırtmalar yüzünden kardeş kardeşi vurabilmektedir.  Bu iki kardeşin ikisi de doğal kaynaklar bakımından zengindir. Ukrayna tarım ürünleri, Rusya ise enerji deposudur. Ancak, özellikle ülkenin batısındaki Ukraynalılar, kendilerini gitgide daha ziyade Avrupa ülkeleriyle özdeşleşmeye başlamıştır. Çünkü Batı Avrupa’da hayat daha renkli ve hür, siyasi sistem daha demokratik, kişi başına milli gelir daha yüksektir. Belki de en önemlisi Ukraynalılar, geleceklerini güvenceye almak için yerli ve milli “Grivna” değil “Euro” kazanmak istemekteler. Euro, her yerde geçen ve değerini koruyan bir paradır. Nitekim halkımızın da güvendiği para TL değil, Dolar/Euro’dur.

BU SAVAŞ YÜZÜNDEN AKP DEĞİL TÜRKİYE ZARAR GÖRECEKTİR

Ukrayna, Batı tarafından, askerî bağlamda yalnız bırakılmıştır. Bu, Ukrayna için bir düş kırıklığıdır ama hayırlıdır. Batı, askerî olarak Ukrayna’yı destekleseydi, ülkesi hepten perişan olurdu. Bu sıcak savaşı Rusya kazanacaktır. Ama bu hamle Rusya için satranç deyimiyle bir gambittir. Yani küçük taşı alırken büyük taşı kaybedecektir. Bir bakıma Rusya faka basmıştır. Sıcak savaşı kazanan Rusya, zayıf olduğu “soğuk savaş” ortamına sürüklenecektir. Türkiye bu oyunda (görünürde hiçbir zorunluluk yokken) Rusya’ya karşı Ukrayna’ya destek sözü vermiş ama kılını kıpırdatamamıştır. Hava basmak için Rusya’ya karşı kullanılacağı belli olan İHA ve SİHA’lardan Ukrayna’ya satmak stratejik bir hata olmuştur. Türkiye, Rusya’nın kalbini kazanmalıdır. Türkiye ekonomisi “dış-borç-kolik” olduğu için, bu olaylardan başka ülkelere kıyasla daha kötü etkilenecektir. Bu çürük yapıyı reforme etmek şarttır. Yapısal reformun adı “cari açıksız büyüme” dir.

Son söz: Fırtınaya lanet okumayı bırak, ambar kapaklarını kapa.