Derbi tam bir hayal kırıklığı oldu. Bir tane net pozisyon yok. İki hoca da rakibi iyi analiz etmiş. Orta sahada rakibi durdurmak için adam adama markaj vermiş. Kazanmak değil de kazanmamak öncelik olmuş. Bütün müsabaka her iki takımın orta sahada adeta kıran kırana bir mücadele oldu. Sebeplerine bakacak olursak:

1- Beşiktaş, yanlış bir sistemle oynuyor. Mutlaka 4-4-2 veya 3-5-2 oynaması gerekiyor. Bir hocanın en önemli özelliği oyuncuların özelliklerine göre bir taktik sistem oluşturur. İsmael, 4-3-3 oynattığı sürece sağ kanatta Muleka’dan verim alamaz. Weghorts ile Muleka mutlaka çift santrfor oynamalı.

2- Jesus ise oyuncuların özelliklerine göre çok doğru bir sistemle 3-5-2 ile sahaya çıkıyor. Ve takım tam kapasitesini ortaya koyuyor. Elinde bir veya iki tane özel yetenekli yaratıcı oyuncu olsa Fenerbahçe açık ara şampiyon olur. Ama maalesef kolektif ve takım oyununu en iyi oynayan takıma karşı rakip aynı direnci gösterdiği zaman elinde çok özel ve yaratıcı Alex, Talisca, Sergen veya Hami yoksa müsabakadan iyi oynayarak beraberlikle ayrılma şansın çok düşük.

3- Beşiktaş'ın kanatları çok güçlü. Fakat ne Rosier ne de Muleka’dan ne de soldan Masuaku ve Redmond’tan bir tane orta gelmedi. Hoca, ‘Kardeşim görmüyor musun? Muleka dripling yapar orta yapmaz, Redmond dripling yapar orta atmaz; Weghorts gibi bir golcü nasıl gol atacak? Beşiktaş nasıl kazanacak? Sonuç olarak iki hoca da oyun felsefesi olarak kaybetmemeyi öncelikli taktik olarak benimsedi ve sahaya öyle çıktı. Sonuç da onların istediği gibi oldu. Ancak bu felsefe şampiyon yapmaz.