Boğulmak üzere olan bir insan saman çöpünden bile medet umar.

“Denize düşen yılana sarılır” atasözü boşuna söylenmemiştir.

Bu ifadeler, çaresizliği umutsuzluğu anlatır.

Maalesef 85 milyon insanımızın önemli bir bölümü denize düşüp imdat isteyen insanlara benziyor.

İktidarın temel yanlışı, 20 yıl önceki gibi hâlâ aynı sözleri, benzeri vaatleri tekrarlaması...

20 yıl önce söz vermişlerdi.. “Yoksulluk, Yolsuzluk Yasaklar” bitecekti... Ne oldu? Hepsi masal oldu!

Ortaya koydukları hedeflerin hiç birine ulaşamadılar.

Ekonomi zayıfladıkça zayıfladı.

İç ve dış politikada hedefler tutmadı...

Eğitimden sosyal hayata kadar her alanda geriledik.

Başlangıçta ilan ettiği hedeflerden uzaklaşan AKP, şimdi yine cafcaflı sözlerle aynı şeyleri tekrar ediyor ama 20 yıl önceki aynı heyecanı yaratamıyor!

Vatandaş “Ben güzel sözlerle değil, iyi bir çorbayla yaşarım” diyor.

★★★

AKP, yanlışlarında ısrar ettikçe neler kaybettiğinin farkında mı, bilmiyorum. Hele Maliye Bakanı Nebati’yi dinledikçe şaşkınlığım artıyor, içimi hafakanlar basıyor!

Bakan bey “Vatandaşı son 20 yılda enflasyona ezdirmedik” diyor. Ezilen, paspas olan fakir-fukara bizim vatandaşımız değil mi?

TÜİK daha birkaç gün önce enflasyonu yüzde 85.5 olarak açıkladı. ENAG’a göre ise gerçek enflasyon yüzde 185... Arada yüzde 100’den fazla fark var.

Enflasyonun ezdiği fakir-fukara bizim vatandaşlarımız değil mi?

★★★

Karanlıklardan kurtulmak için ışığa ve akla ihtiyacımız var.

Bizim halkımızda o akıl vardır diye düşünüyorum.

Bilge kişiler “İlk defa aldatılıyorsan kabahat karşıdadır. İkinci ya da üçüncü defa aldatılıyorsun bil ki, bütün kabahat senindir” derler. Bu nedenle vatandaşın aynı hatayı yapmayacağını düşünüyorum.

İktidarın ağzında bir de “Sabır” kelimesi var.

20 yıl sabrettik, bu onlara yetmedi, şimdi “20 yıl daha sabredin” diyorlar.

İnsan sabır taşı olsa çatlar yaa! Yetti artık!

İstanbul’da taksi işkencesi!


İstanbul’da 30 yıl önce ne kadar taksi varsa bugün de o kadar var.

Oysa nüfus yaklaşık iki kat artarak 20 milyona yaklaştı, taksi sayısı ise aynı...

Bu nedenle ihtiyacı olanlar taksi bulmakta sıkıntı çekiyor ve sorun her geçen gün biraz daha büyüyor. Hele yağmurlu günlerde taksi bulmak tam bir işkence halini alıyor!

Sorunu çözmenin tek yolu taksi sayısını arttırmak ama buna da UKOME yani Ulaşım Koordinasyon Merkezi izin vermiyor. Neden? Bu kurulu oluşturan AKP’liler, CHP’li Ekrem İmamoğlu’nu Büyükşehir Belediye Başkanı seçen İstanbul halkına kazık atmak istiyor da ondan!

İmamoğlu’nun “5 bin yeni taksi” teklifi 14. defa reddedildi. Bu nasıl bir kindir, nasıl bir görev anlayışıdır, anlamak zor?

Aslında o kurulu oluşturan muhteremler AKP’ye kazık atıyorlar! Çünkü İstanbul halkı her şeyin farkında... Kendilerine taksi eziyetini reva gören zihniyete lânet okuyorlar. Durumdan memnun olan sadece taksi sahipleri...

UKOME, “5 bin yeni taksi” teklifini her defasında reddederek İstanbul halkına AKP zihniyetinin ne olduğunu gösteriyor!




DÜZELTME:

Mustafa Fazıl Paşa’nın 1867 yılında yazdığı uyarı mektubu Sultan Abdülaziz’e gönderilmiştir.

Dünkü yazımda isim sehven “Sultan Abdülmecit” diye çıktı. Düzeltiyorum. R.T.

TEBESSÜM

Kuklacı felek usta!


Yeryüzünün “ezeli ve ebedi” halini, insanların, başlangıcı olmayan zamandan, sonsuza kadar sürdürdüğü oyunu, Ömer Hayyam (950 yıl önce) şu dörtlükle anlatmış:

“Biz gerçekten bir kukla sahnesindeyiz,

Kuklacı felek usta, kuklalar da biz,

Oyuna çıkıyoruz birer ikişer,

Bitti mi oyun, sandıktayız hepimiz!”

GÜNÜN SÖZÜ


İnsanlar için konuşmak vazgeçilmez ihtiyaçtır, dinlemek ise bir sanattır!