Akademik camia, insanlığın yaşam kalitesini artırmak için bilgi üretiminde en temel yapı taşıdır. Türk yükseköğretiminde 30 bin 562 profesör, 17 bin 778 doçent, 41 bin 508 doktor, 38 bin 289 öğretim görevlisi, 51 bin 548 araştırma görevlisi toplam 179 bin 685 bilim insanımız var. Sayısal çoğunluk, bilimin gelişmesinde Türkiye’nin küresel sorumluluk aldığını veya çok ciddi bir akademik alt yapısı olduğunu göstermez. Üniversiteler akademik etik değerlere bağlı bilgi üretiyor mu? İntihal, parayla tez yazdırma, yetkinliği tartışmalı tez jürileri, saçma sapan tezlere bonkörce akademik unvan saçılması, aşırma, uydurma, yinelenen makalelerin birden çok bilimsel dergide yayınlanması gibi yollarla akademik kariyer edinme artık sıradanlaştı.

OKUMUŞ CAMBAZ

Antalya, İstanbul, Kuzey Kıbrıs üçgeninde 5 yıldızlı otellerde 3-5 bin liralık yemeli içmeli, hamamlı saunalı, mayolu bikinili, çoğu ilaç niyetine sponsorlu sözde kongreleri de akademik camia uzun zaman önce içselleştirdi. Covid-19 salgınıyla Türk akademisi, bilimsel bilgi üretiminde yeni bir sürece daha girdi. Bilim insanları tasvip etmeseler de çok iyi bildikleri halde sustukları bu ‘kazan kazan’ etik dışı sistem, akademiye on-line giriş yaptı. Teknoloji çağında akademisyenlerin bir kongre salonuna tıkılıp, ilkokul çocuğu gibi parmak kaldırıp yoklama alınması gibi bir otoriter denetim elbette öneremem. Ancak ‘Bilimsel Etkinlik’ adı altında ulusal ve uluslararası konferans, kongre tertipleyip, bilimi para ve puan karşılığı pazarlayan akademik cambazlar durdurulmalıdır!

ANNEANNE İBANI

Kültür Bakanlığı Yayımlar Daire Başkanlığı’ndan ücretsiz ISBN numarası alan iki-üç akademisyen bir araya gelip, ulusal veya uluslararası on-line kongre yapıyor, yapsınlar. Ama nasıl? Bu kongre, konferans veya sempozyumlara katılan akademisyenler ulusal veya uluslararası olması, sunum gibi bazı kriterlere karşılık para ödüyor. Katılımcı, sunum yapma durumuna göre 500 liradan 5 bin liraya veya 100 ile 300 Euro’ya kadar ücret ödeyip, karşılığında puan topluyor. Kongre tertibini iş güç edinen akademisyenler de var. Akademiyle hiç ilgisi olmayan 85 yaşındaki anneannesi adına hesap açıp, uluslararası bilim kongresi için akademisyenlerden para toplayan bile çıktı. Avusturya, İsveç, Amerika’dan bilim insanları bu durumdan utanıp kongreden çekildi.

BONUS TOPLUYOR

Akademideki sadece bilim insanları değil ulusal uluslararası kongrelerde bu organize işleri yapan eğitim, organizasyon, danışmanlık şirketleri de var. Kongre katılımcılarını müşteri gibi gören akademi tüccarları kurdukları geçici sitelerde kongreyi, “Doçentlik ve akademik teşvik kriterlerini karşılamaktadır” diye aleni pazarlıyor. Bu sözde bilimsel kongrelerde (!) sözlü ve poster sunum yapan katılımcı akademisyenler, akademik yükseltme ve atama kriterlerinde yükselme için bonus gibi puan toplayıp, kolay yoldan ‘doktor, doçent, profesör’ kadrolarına atanıyor. Bilimsel denetimden geçmeyen sunumları ve satın alınabilir yetkinlikleriyle bu insanlar Türkiye’yi bilim ve teknolojik kalkınmada dibe çekiyor.

CİDDİ PARALAR

Akademik kongreye katılım için açılan hesap numaralarına kişi başına 1000 liradan 500 Euro’ya kadar para yatırılıyor. Akademisyenler, ‘Ne verirsen ver ama gel’ der gibi çağırıyor. Uluslararası kongrede sunum yapan 3 puan, kongre bildirim kitabında yayın 2 puan derken her kongre katılan hocaya da 5 puan kazandırıyor. YÖK Akademik Teşvik Sistemi, bu üstün bilimsel çabaları unvanına göre maddi olarak destekliyor. Profesörün maaşına aylık 789 lira, araştırma görevlisine 555 lira ekleniyor. Akademik teşvikten yararlanan sayısı son 1 yılda 44 binden 140 bin kişiye çıktı. Profesör, doçent olma hayali olmayanlar bile akademik teşvikten para kazanıyor. On-line konferans organizatörü akademisyenler, gün sonunda 5 milyon lira gibi ciddi paralarla konferansı kapatıyor.

ŞABLON BİLİM

Uluslararası kongre pazarlama işlerine ODTÜ ve Boğaziçi gibi köklü üniversiteler itibar etmiyor. Paralı pullu, puan garantili uluslararası kongre işleri Hakkari’den Uşak’a taşra üniversitelerine kaldı. YÖK’ün uluslararası kongre yapma şartı, ‘yüzde 40 yabancı akademisyen’ sayısı için Hindistan, Pakistan, Suriye, Bosna Hersek ve Türk Cumhuriyetler’den, Kongre Bilim Kurulu’na hoca topluyorlar. Türk profesör, “Bizi de arayıp, ‘Kaç para istiyorsunuz?’ diye sorup, pazarlık yapıyorlar. Amerikalı, İsveçli, Norveçli bilim insanlarına teklif bile edemezler. Öyle ki; 7-8 yıl önceki kongrenin Bilim Kurulu listesini, şablon alıp yeni kongreye ekliyor. Bilim Kurulu’nda adı olup, ölmüş veya emekli olmuş akademisyenler var” diyor. Namuslu akademisyenler ölüm sessizliğini bozmadan, yükseköğretimde akademik çeteler çökertilemez!