Başınız sıkışsa, hakkınızın yendiğine inansanız ne yaparsınız?

İlk iş hakkınızı savunması için bir avukatla anlaşıp, onun yönlendirmesiyle Türk adaletine koşarsınız değil mi!

Aklınızda tutun bunu...

***

Eskişehir Anadolu Fest, Niyazi Koyuncu konseri, Zonguldak Kozlu Müzik Festivali, Munzur Kültür ve Doğa Festivali, Kazdağı Ekoloji Festivali, Zeytinli Rock Festivali, Gökçeada Meryem Ana Panayırı, ODTÜ Bahar Şenliği, Muş Metin-Kemal Kahraman konseri, Ceyhan’da 30 Ağustos Zafer Bayramı’nda sahne alacak İlkay Akkaya’nın konseri, şarkıcı Gülşen’in kıyafeti yüzünden Şile konseri, Aynur Doğan Bursa ve Kocaeli konserleri, Başkent Kültür Yolu Festivali Mirae konseri, Başkent Kültür Yolu Festivali Ara Malikian konseri, Apolas Lermi Denizli ve Bostancı konserleri, Fethiye Milyon Fest...

İtirazlar edildi, dilekçeler verildi, ‘insanların bir araya gelmesinden neden bu kadar tırsılıyor’ diye soruldu, tartışıldı, haberler yapıldı ama boşuna... Bu ülkenin valileri, kaymakamları ya da o ara hangi iptalcibaşı yetkiliyse onlar tarafından hepsi iptal edildi, hem de son dakikada!

Başkent Kültür Festivali’nde Güney Koreli müzik grubu bile nasibini aldı iptalden!

Fethiye’de Milyon Fest iptal edilmişti, organizasyon komitesi yerine ‘özel bir mekanda’ Çağdaş Fest yapmak için başvurdu. O da iptal edildi.

Festivali iptal ettik ama bir sorun niye? Çevreye zarar gelir diye endişeliyiz. Ya çevre ya festival dedik, çevre hassasiyeti ağır bastı iptal ettik diyerek güzel de bir gerekçe uyduruldu Fethiye için.

Ama uydurulan bu güzel gerekçe her yere uymuyordu!

Mesela dünya liderimizin oğlu Bilal Erdoğan’ın himayelerinde gerçekleşecek olan 4. Dünya Göçebe Oyunları....

Oyunlar için İznik Gölü’nün ‘korunması gereken’ bölümünde, ‘korunması gereken’ sazlıkların komple traşlanmasıyla, ‘korunması gereken’ 600 dönümlük ekolojik alanın doldurulmasıyla, ‘korunması gereken’ alanın kalıcı yapılaşmaya açılmasıyla elde edilen kara parçasında oynayacak göçebeler!

Cak, cek, mış falan değil üstelik. Korunması gereken ne varsa ‘bir kereden bi şey olmaz, kapı gibi himaye var’ denilerek korunmadı, dolduruldu betonlandı. Üzerine, Türkiye Geleneksel Spor Dalları Federasyonu Başkanı Hakan Kazancı’nın müjdelediği gibi, “Millet bahçesi tadında kalıcı eserler” konduruldu!

İptal edilen konserler festivaller için, İznik Gölü’nü doldurup çevreye zararlar verdiler diyenler düşündü, taşındı tek seçenek vardı onu yaptı.

Barolara bağlı avukatlara koşup anlaştılar, yasaları yutmuş avukatlar müvekkillerinin derdini dinledi, yasaları tek tek inceledi, şahane dava dilekçeleri hazırlayıp Türk Adaleti’ne başvurup, ‘haksızlığı, hukuksuzluğu giderin’ dediler.

Ne oldu derseniz, yanıt yerine yeni bir hikaye anlatayım, ‘ne olacağına’ siz karar verin...

İzmir Barosu, İzmir’in kurtuluşu anısına 17-25 Eylül tarihlerinde memleketin dört bir yanındaki bin 200 avukatı İzmir’de buluşturacak 100. Yıl Avukatlar Spor Oyunları etkinliği düzenleme kararı aldı.

Valiliğe yazılı olarak başvuruldu. Kısa süre sonra valilik talimatı doğrultusunda İzmir İl Gençlik ve Spor Müdürlüğü baroyu arayarak, “Valilik olur verdi, müsabakaların saha, salon ve hakemleriyle, hakemlere ödenecek ücretleri konuşalım” dedi.

Baro’nun spor komitesi ile saatlerce plan yaptılar. Saha, salon, hakem işleri organize edildi.

Ne güzel değil mi!

Önceki gün zart diye bir telefon geldi Baro’ya. Spor müdürlüğü yetkilisi şunu dedi: Valilik turnuvaya izin vermiyor. Bu yüzden saha, salon ve hakem tahsisi yapılmayacak!

26 erkek futbol, 2 kadın futbol, 12 erkek basketbol, 3 kadın basketbol, 9 erkek voleybol, 16 kadın voleybol takımı yani 1200 avukat; otel rezervasyonları yapılmış, uçak biletleri alınmışken ortada kaldı.

Koskoca İzmir Barosu dondu resmen. Valiliğe yazı yazdılar, iptal gerekçeniz nedir diye. Gerekçe demeye bile tenezzül edilmedi!

Yassahladım diyenden tık çıkmayınca, tee yukarki bölümde aklınızda tutun bunu dediğim kısma geldik.

Milyonlarca sade yurttaşın çaresiz kalıp bugün gücü elinde tutanlara sık sık, ‘Mal sahibi, mülk sahibi hani bunun ilk sahibi’ dediği gibi, Türkiye’nin savunma makamı da çaresizdi, şunu diyebildi:

“Bulunduğunuz makamlar size mülk, kamu hizmet alanları kişisel egoları tatmin yeri değildir!”